Yaşamak çok güzelken nefes almamızı engellemişlerdi.
Banyoda oturmuş sessizce ağlıyordum. Kaan'lar ise sürekli buradan çıkmam için söyleniyorlardı.
"Buse çık artık şuradan!" diye tekrar bağırdı Kaan.
Cevap vermedim.
"Buse çıksana." dedi Yiğit kapıya vurarak.
"Kızın üstüne gitmeyin. Çıkacak eninde sonunda. Hadi gelin oturalım." dedi Arya.
Arya'ya şu an çok teşekkür etmek istiyordum. Sabaha kadar başımın etini yerlerdi yoksa bunlar. Bende ne yapacağımı bilemezdim.
Anlatmadım diye kızacaklardı. Özellikle Kaan. Çünkü o bana sormuştu 'Sana başka bir şey yaptı mı?' diye ama ben hayır demiştim.
Nasıl anlatılırdı ki? Ben bunu nasıl dile getirebilirdim? Aklımdan geçmesi bile canımı çok acıtırken nasıl söyleyebilirdim?
Bana neden bunu yaptığını anlamıyordum. Tamam bileklerimi kestin anladık. Beni öldürmek istiyorsun.
Ama içimde bir canlı bırakmıştı. Bu adil değildi. Ne yapmış olabilirdim? Aklıma geldikçe kendi kendimi yiyordum.
Acaba söylemesem mi? Bebek içimde büyüdüğünde karnıma bakıp 'Bu ne?' diyeceklerdi. Of nasıl anlatacağımı da bilmiyordum.
Anneme ve babama ne diyecektim? Bana yardım edebilecek tek kişiler dostlarımdı. Onlara anlatmalıydım ama nasıl?
Nefes almakta zorlanıyordum artık. Bu son günlerde artık nefesim daralıyordu. Yaşadıklarım çok ağırdı.
Ayağa kalktım ve aynaya baktım. Yüzümü yıkadım ve derin bir nefes aldım. Kilidi açtım ve banyodan çıktım.
Hepsi bana bakmaya başladı. Kaan ayağa kalktı ve önümde durdu. Yüzüne bakmadım. Bakamadım.
Avcunu açtım ve çubuğu ters bir şekilde koydum. Yanından geçtim ve yatağa uzandım. Gözlerimi kapattım ve ne tepki vereceklerini bekledim.
"Hamile misin?" diye sordu. Ses tonunda binlerce duygu vardı. Hiç birini seçemiyordum.
Gözlerimi açtım ve ona baktım. Çaresizce bana bakıyordu. Asıl çaresiz olan bendim. Kafamı salladım.
"Buse ne diyorsun?!" diye bağırdı Taha ayağa kalkarak.
Göz yaşlarım yine aktı ve yatağa düştü. Yatakta doğruldum ve hepsinin yüzüne teker teker baktım.
"Beni taciz etti." dedim.
"Ne?!" diye bağırdı hepsi aynı anda.
"Buse sana başka bir şey yaptı mı diye sorduğumda hayır demiştin!" diye bağırdı Kaan bana doğru yaklaşarak. "Niye anlatmıyorsun lan?!"
"Bize anlatabileceğini biliyordun!" diyerek Yiğit bağırdı bu sefer.
"Anlat!" diye bağırdı Barış.
"Anlatamadım!" diyerek bu sefer ben bağırdım. "Korktum. Anlıyor musunuz?! Çok korktum."
"Buse niye korkuyorsun? Neyden korkuyorsun?!" dedi Taha yatağa otururken.
"Aklımdan geçerken bile kendimden nefret ediyorken size dilimle nasıl anlatabilirdim Taha!" diye bağırdım.
Kaan arkasını döndü ve kapıyı çarparak odadan çıktı. Gitmesindi. Bir şey söylesindi. O bebek olmayacak desindi.
-KAAN-
Kapıyı çarparak çıktım odadan. O çocuk benim sevdiğim kadını taciz etmişti. Aklım almıyordu ya.
O kız şu an o çocuktan hamileydi. O bebeğin olmasına izin veremezdim. Hem o acı çekecekti hem ben.
Daha küçüktü o ya. Hayalleri vardı. Yıkmıştı onları. Yenilerini inşa edecekti. Annesi babası ne diyecekti?
O bu yükle yaşayamazdı. Yaşayamazdık. Hiç birimiz. Hiç mi vicdanı yoktu lan o adamın? Kimdi o adam?
Otelden uzaklaştım ve Buse ile birbirimizden hoşlandığımızı söylediğimiz banka oturdum. Keşke o an söyleseydi bunu.
Ona sorduğum da söyleseydi. Hem neyden korkmuştu? Korkulacak bir şey yoktu. Bizler onun zor zamanında olmak için vardık.
Biz varken korkmamalıydı. Arkasında bizim olduğumuzu bilmeliydi. O hayat dolu gülümsemesini yok etmemeliydi.
Taha, daha çok küçükken kaybetmişti annesini babasını. Yiğit, annesiz büyümüştü. Barış, çocukluğunu duvar aralarında geçirmişti.
Yusuf, annesi tarafından hiç bir zaman sevilmemiş , sevgilisi tarafından aldatılmış masum çocuktu.
Arya, tam tanımıyorum ama hayat dolu. Annesi babası küçük yaşta onu terk etmiş. Yaşamanın çok güzel olduğunu biliyor. Korkmuyor bu kahpe hayatı tercih ediyor.
Ben, babası tarafından şiddet gören, babası parası yüzünden oğlundan vazgeçen zavallı bir çocuktum.
Buse, korkaktı. Bilmiyordu, öğrenemiyordu. Yaşamayı seviyordu ama ölümle tehdit ediliyordu. Nefes alması zorlaşıyordu.
Yaşamayı seven bizler neler yapmıştık? Kime, ne yapmıştık? Bizler kötü insanlar değildik. Biz sadece yaşamayı seviyorduk.
Yaşamak çok güzelken nefes almamızı engellemişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
HorrorCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...