#üniversite

588 75 37
                                    

Benim dünyamda gülümsemeler haricinde kanlar da vardı...



Hala parkta oturuyorduk. Kimsenin canı eve gitmek istemiyordu. Gerçi gecenin bir saatiydi ama neyse.

"Of çekirdek yok mu ya?" dedi Yusuf.

"Ciddi misin sen?" dedim şaşkınlıkla.

"Evet." dedi ve dudağını büzdü.

Bir süre sonra Barış bir poşet çekirdek ile yanımıza geldi. Ben onlara şaşkınca bakmaya başladım. Daha sonra omuzlarımı silkerek bende yemeye başladım. Telefonuma mesaj geldi.

Tuğra abim: Odana geldim yoksun. Neredesin?

Ben: Bizimkilerle parktayız.

Tuğra abim: Kızım sen beni delirtmek mi istiyorsun? Gecenin bir saatinde senin dışarıda ne işin var? Eve dön yoksa babamın yanına gidiyorum.

Ben: Tamam ya.

Hemen ayağa kalktım. Hepsi bana bakmaya başlayınca bir açıklama yapmam gerektiğini fark ettim.

"Abim eve gitmezsem amcama söyleyecekmiş. Ben kaçar." dedim.

Hepsi iyi geceler diledi. Kaan beyimiz hariç. Gözlerimi devirerek uzaklaştım. Neyin tribi bu kardeşim? Alla alla.

Eve vardığım da Tuğra abim kapının önünde beni bekliyordu. Yanına yaklaştım. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Buse bir gün benden iyi bir dayak yiyeceksin ama ne zaman?" dedi ve içeri girdi.

Bende peşinden girdim. "Sen bana vuramazsın." dedim ve önden yürümeye başladım.

"Alla alla küçük hanıma bak."

"Ben artık 18 yaşındayım. İstediğim yere giderim." dedim ve sırıttım.

"Bu söylediğine sen inandın mı?" dedi o da sırıtarak. Daha sonra yatağıma uzandı.

"Abilik taslamayı bırak ya." dedim yüzümü buruşturarak.

"He he." dedi.

Oflayarak yatağıma doğru gittim. "Uyuyacağım." dedim.

"Ee ne yapayım?" dedi.

"Kalk uyuyayım." dediğimde hareketlendi.

Ben kalkacağını sanarken o yana kaydı ve bana yer açtı. Gülümseyerek battaniyenin altına girdim.

"Benden izin aldın mı?"

"Ne için?" diye sordu.

"Yani şimdi benimle uyumak isteyen çok kişi var. Sana da öyle kolay kolay izin veremem yani." dedim onu sinir etmek için.

"Ne?!" diye bağırdı. "Bu sefer döverim seni. Bak çok ciddiyim." dedi. Yüzüne baktığım da dediği gibi çok ciddiydi.

"Tamam be." dedim.

"Hah şöyle yola gel." dedi ve başımı tutarak göğsüne yasladı.

---------

Sabah telefonumun delice çalmasıyla uyandım. Of ne bu sabah sabah ya? Telefonumu da bulamıyordum.

"Kapat şunu!" diye bağırdı abim.

Telefonumu elime aldım. Ekrana baktığım da 'Baş belası' yazısını gördüm. Of Barış of.

"Barış! Allahın cezası Barış!" diye bağırdım.

"Aşağıda bekliyorum. Üstünü değiş gel. Sakın tayt giyme." dedi ve kapattı.

Katil Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin