"Ne birini unutacak kadar severim ne de vazgeçecek kadar."
-KAAN-
Arabaya bindiler ve gözden kayboldular. Biz de hızla yağa kalktık. Yiğit ıslık çalarak bir arabaya işaret yaptı.
Bu araba bizim şofördü. Bizimde kendimize göre taktiklerimiz vardı. Yusuf Taha ve Arya da gelince yerleştik ve yola çıktık.
Az önce ki araba bir binanın önünde durmuştu. Buse'yi duvara yaslayarak ona bir şeyler söyledi ve sonra içeri girdiler.
Arabada yaklaşık 10-15 dakika bekledikten sonra aşağıya indik. Pencerelere bakmaya başladım. O anda Buse elinde bir mumla belirdi.
Mumu cama koydu ve daha sonra onu üfleyerek söndürdü. Yüzünü tam göremiyordum ama ay ışığı aydınlatıyordu o güzel yüzünü.
Dışarıya bakarken bizi fark etti. Dudaklarında bir gülümseme oluşunca bende gülümsedim ve daha sonra planı anlattım.
"Şimdi Yiğit , Yusuf ve Arya siz onları oyalayacaksınız. Taha, Barış ve ben Buse'yi almaya gideceğiz." dedim.
Kafalarını salladılar ve Yiğit'ler önden gittiler. Bir süre geçtikten sonra biz de arkalarından sessizce girdik.
Önden giderek Buse'nin odasını bulmaya çalıştım. Önüme bir tane çocuk çıkınca hemen ona yumruk attım. O yere düşerken gerisini Taha ve Barış'a bıraktım.
Onlar döverken odaların kapısına sessizce vuruyordum. O anda koridorun sonunda bir kapı tıklatıldı.
Hemen oraya gittim. "Buse." dedim.
"Buradayım." dedi.
Elimi kapının koluna attım ama açılmadı. "Buse kapının arkasından çekil." dedim ve bir kaç saniye bekledim.
Daha sonra kapıya tekme atarak ilk vuruşta kilidi kırdım. Buse hızla bana doğru geldi ve boynuma sarıldı.
"İyi misin?" diye sordum.
"Evet." deyince elini tuttum ve hızla yürümeye başladım.
Önümde bir çocuk belirdi ve bana yumruk attı. Bende sendeleyince Buse'nin elini bırakmak zorunda kaldım.
Ona doğru döndüm ve karnına tekme attım. O yere düşünce üstüne çıktım ve sayısızca yumruk attım.
O yerden kalkamayacak hale gelince üstünden kalktım. Buse dizlerini üzerine oturmuş kusuyordu.
"Buse." dedim ve belinden tuttum.
Gözlerini kapatarak bayıldı. Hemen kucağıma aldım ve binadan hızla çıktım. Yusuf, Arya ve Taha bagaja oturmuşlardı. Barış da öne geçmişti.
Arkada oturan Yiğit'e Buse'nin ayaklarını uzattım ve başını da kendi dizlerimin üzerine bırakarak kapıyı kapattım.
Onun yüzüne baktığımda ağlamaktan göz altları hafiften morarmıştı. Bileklerine dokundum ve yavaştan okşadım.
-BUSE-
Gözlerimi açtığımda kendimi Kaan'ın elleri arasında buldum. Otele gelmiştik galiba. Bir süre sonra beni yatağa uzandırdı.
"Su." diye mırıldandım.
Ağzım dilim kurumuştu ve başım çatlıyordu. Barış bana bir bardak su getirince doğruldum ve suyumu içtim.
"Teşekkürler." dedim ve kafamı yastığıma koydum.
"Şimdi nasılsın?" dedi Arya gelip yanıma otururken.
"Başım ağrıyor. Onun dışında iyiyim."
"Tamam ben bir ağrı kesici alıp geliyorum." dedi Taha ve odadan çıktı.
Bir süre sonra Taha odaya girince ilacı içtim. "Uykum var." dedim ve ayakkabılarımı çıkarttım.
Kıyafetlerimi değiştirmeden pikeyi üzerime çektim ve gözlerimi yumdum.
---------
Yine odada oturmuştuk ve benim canım sıkılıyordu acaba bu geçen cevapladığımız anket sorularından yine var mıydı?
"Yusuf anket yok mu ya canım sıkıldı?" dedim.
"Leblebi var kanka." deyince elindeki leblebilerden aldım ve gözlerimi kısarak ona baktım.
"Hadi toplanın anket var." dedi Yusuf korkuyla. Hah şöyle yola gel Yusuf Kara.
"Hadi sor." dedi Arya heyecanla.
"Sizce vazgeçmek mi unutmak mı?" diyerek ilk soruyu sordu.
"Unutmak." dedi Taha. "Bence daha az acı çekersin."
" Unutmam için önce vazgeçmem lazım." dedi Arya.
"Vazgeçmek." dedi Yiğit. "Aşk her şeyi göze alarak vazgeçmek değil midir zaten?"
"Unutmak." dedi Barış. "Unuttuktan sonra vazgeçersin."
"Ne birini unutacak kadar severim ne de vazgeçecek kadar." dedi Kaan.
"Unutmaktan vazgeçerim." dedim. "Onu unutmasam da olur. Bir iz vardır mutlaka."
"Bence hiç biri. Umursamam bile." deyince Yusuf gülmeye başladık.
"Ya çok güzel edebiyat yapıyorsunuz." dedi Arya.
"Ah sağol." dedi Yiğit övünerek.
"Eski sevgilinizle arkadaş olarak kalabilir misiniz?" diyerek ikinci soruyu da sormuş oldu.
"Olmam." dedi Yiğit, Taha ve Barış aynı anda.
"Ben olurdum." dedi Kaan.
"Yani dostça ayrılırsak bende olurdum." dedi Arya.
"Ben arkadaş olmam ama sadece selam veririm belki." dedi Yusuf.
Ben sustum ve ne cevap vereceğimi bilemedim. Sonuçta hiç sevgilim olmamıştı. Bu hissi bilemiyordum.
"Buse cevap versene." dedi Yusuf.
"Kanka benim hiç sevgilim olmadı ki." dediğimde hepsi kahkaha attı Kaan hariç.
Ay sen gülme zaten. Bende onlara katılarak güldüğümde kapı tıklatıldı. Arya kapıyı açmaya gitti.
"Kimmiş?" dedi Yusuf.
Arya elinde küçük bir not kağıdıyla içeriye girince hepimiz ayaklandık. Not kağıdını elinden aldım ve kağıdı açtım.
'Seni uçuruma götüren de bendim kurtaran da... Şimdi sen kendi kendini attın bu uçurumdan.'
Okuma çok ama oy az. Lütfen oy verin :(
![](https://img.wattpad.com/cover/224704722-288-k189402.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
رعبCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...