"Sen benim buruk gülümsememi, kanlara buladın!"
Bıçağı biraz uzaklaştırdı ve sert bakışlarla bakmaya başladı. Gözünden iki damla yaş düştü ve bıçağı yere fırlattı.
"Oğlum adımı niye söylüyorsun?!" diye bağırdı. Demek adı Buğra'ydı.
"Ne bileyim?" dedi ve bana doğru yaklaştı. "Buse."
Elimi boğazıma götürdüm. Çok fena yanıyordu. Önümde durdu ve dolu gözlerle bana baktı. Kimdi bunlar?
"Buse." dedi bir kez daha.
"Adımı nereden biliyorsun? Kimsiniz siz?" dedim.
"Buğra niye yaptın bunu?" diye bağırdı arkasını dönüp.
"Of bilmiyorum." dedi ve yüzünü sıvazlayarak yatağa oturdu.
"Lan pezevenk. Kızın bileklerini kestin bir şey demedim boğazını niye kesiyorsun?!" diyerek tekrar bağırdı.
"Annesini aradı yanımda." dedi ve gözünü silerek dadan çıktı.
Ne vardı yani bunda? Annemi aradıysam ne olmuş? Tamam annesi yoktu ama bunu bana bu yüzden yapamazdı.
"İyi misin?" diye sordu.
"Sağol ya gerçekten! Çok iyiyim." diye bağırdım. "Ben ona ne yaptım?"
"Sen aslında ona bir şey yapmadın. O öyle sanıyor. Ama olanlara sebep olan sensin!" dedi.
"Peki sen kimsin?" diye sordum.
"Gel şu boynunu saralım." dedi sorumu es geçerek.
Boynuma pansuman yaptı ve sargı beziyle sardı. Daha sonra bana uzun uzun baktı ve odadan çıktı.
Kimdi bu katiller?
-KAAN-
Buse revire gitmişti ama geri dönmemişti. Aradan 3 saat geçmişti ve ben deli gibi onu arıyordum.
Biliyordum yine o çocuk götürmüştü. Ve yine biliyorum ona zarar da vermişti. Ve yine biliyorum ki Buse yardım dileyerek haykırmıştı.
Aklıma kötü kötü şeyler geliyordu ve ben yine daha fazla sinirleniyordum. Korkuyordum. Gitmesinden korkuyordum.
Birtanem: Lokantaya gel yemek yiyelim aşkım.
Telefonumu sinirle sıktım. O gece de beni çağırmıştı. Ama ben tabi ki onun yanına gitmekdense ufaklığı arıyordum.
Neredesin ufaklık?
Bulsam da, o gece Melis'in yanına değil de onu kurtarmaya geldiğimi söyleseydim. Bulsaydım da Melis'i hiç bir zaman öpmediğimi söyleseydim.
Ama bunları yapmam için ilk önce ufaklığı bulmam lazımdı.
Yoktu. Hiç bir yerde yoktu. Galiba bu sefer onu gerçekten kaybetmiştim. Daha kazanamadan kaybetmiştim.
Korkuyordum. Neyden mi?
Kaybetmekten.
Sinirle bir banka oturdum ve cebimden sigaramı çıkartarak bir dal yaktım. Dumanı içime çekip dört bir odacıkta gezdirdikten sonra dışarı üfledim.
Normalde sigara kullanan biri değildim. Arada sırada kullanıyordum. Acaba o görse ne tepki verirdi?
Melis'i öptüğümü söylediğim an geldi aklıma. Gidip ağlamıştı. Tamam ona kötü davranıyordum ama ona zarar gelsin istemiyordum.Hiç birimiz istemiyorduk.
Umarım seni kaybetmem ufaklık.
-BUSE-
Odada oturmuş pencereden dışarıya bakıyordum. Acaba bizimkiler ne yapıyorlardı? Kesin çok merak etmişlerdi.
Bundan sonra tek başıma bir yere gitmeyecektim. Yani en azından yanımda biri olsaydı. Of nasıl çıkacaktım ben şimdi buradan?
Odaya girdi ama dönüp hiç yüzüne bakmadım. Ya o adam beni taciz etmişti. Hala benden ne istiyordu?
"Buse." dedi ve önümde oturdu."Özür dilerim. Öyle bir şey yapmayacaktım."
"Boş versene." dedim. "Şu an burada ölmeyi bekliyorum. Bana istediğini yapabilirsin."
"Bak." dedi. "Aslında ben kötü biri değilim Buse."
Yüzüne baktım. "Haklısın sen gerçekten kötü biri değilsin. Burada kötü olan benim. Ben senin umutlarını yıktım. Evet burada en kötü benim." dedim.
"Buse-"
"Bak." dedim bileklerimi havaya kaldırarak. "Ne güzel bir iz bıraktın. Teşekkür mü etmeliyim sana yoksa? Bileklerim acıyor!"
"Bak Buse." dedi ve ayağa kalktı. "Benimle alay etme! Sana bunları yapmam az bile. Sen daha fazlasını hak ediyorsun!"
"Sen benim buruk gülümsememi, kanlara buladın!" diye bağırdım.
"S*ktiğimin hayatında doğru dürüst nefes alamadım Buse!" diyerek o da bağırdı.
"Ya ben sana ne yaptım? Söyle de bileyim!" diye bağırdım ve onu ittim.
"Kaybettim!" dedi.
"Eğer şimdi beni de bırakmazsan bende kaybedeceğim!" diye bağırdım.
Bu söylediğim şeye karşı sessiz kaldı.
Evet gerçekten arkadaşlarımı, dostlarımı kaybedecektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
HorrorCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...