Gözlerimi irice açtım. Ne katili ya? Kimden neyden bahsediyorlardı bunlar? Onlara doğru biraz daha yaklaştığımda yerde kanlar içinde yatan bir kız vardı. Yüzü karanlıktan dolayı hiç belli etmiyordu.
Ağzımı hızla kapattım. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Bunu onlar mı yapmışlardı?
"Bakın burada olanları hiç kimse bilmeyecek." dedi Kaan. Hepsi kafasını salladı.
O anda ben hıçkırınca hepsi dönüp bana baktı. Gözyaşlarım şiddetle akmaya devam ederken hızla koşmaya başladım.
Onlarda peşimden koşmaya başladılar. Bir süre sonra bir dala takılıp düştüm. Yiğit koluma dokununca korkuyla geriledim.
"Dokunma bana!" diye bağırdım boğuk çıkan sesimle.
"Sakin ol." dedi Taha.
"Katilsiniz siz." dedim ve ayağa kalktım.
"Biz katil değiliz!" diye bağırdı Kaan.
"O kızı kim öldürdü o zaman? Katilsiniz!" diye tekrar bağırdım.
"Bağırmasana kızım." dedi Barış ağzımı kapatarak.
Elini ittim ve olduğum yere çöktüm. Dizlerimi kendime doğru çekerek ağlamaya devam ettim.
"Katiller." diye fısıldadım. Onlarda yanıma oturdular.
"Bak biz bir şey yapmadık." dedi Yiğit.
"O kız-" dediğim anda sözümü kesti.
"Biz gittiğimizde de oradaydı."
"Size inanmıyorum."dedim. "Sizi şikayet edeceğim."
"Bana bak kızım." dedi Kaan kolumu sıkarak." Bizi dinleyeceksin."
"Beni de mi öldüreceksin?" dedim korkuyla.
"Allah'ım yarabbim." dedi sabır dileyerek.
"Siz yaptınız işte." diye direttim.
"Yemin ederim biz yapmadık." dedi Yusuf. O an ilk defa konuşmuştu.
"Size neden inanayım katiller?"
"Bak iki de bir katil diyip durma." dedi Taha.
Ayağa kalktım. "Ama öylesiniz. Katisiniz siz. Katil!" diye bağırdım.
Kaan ayağa kalkıp ağzımı kapattı ve bana ateş saçan gözleriyle baktı. Onlardı işte katil.
"Biz katil değiliz." dedi tane tane konuşarak. Geri çekildi ve tekrar oturdu. Bende mecburen oturdum.
"Şimdi bak dinle bizi anlatacağız." dedi Taha.
"Neyi? Nasıl öldürdüğünüzü mü?"
"Ulan!" dedi Kaan. Tam bana yaklaşacakken Barış onu tuttu.
"Şimdi biz ormanda yürüyüşe çıktık." diyerek anlatmaya başladı Taha.
"Biliyorum." diye mırıldandım.
"Nereden biliyorsun?"
"Sizi takip ettim." dedim kafamı eğerek.
"Aferin salak." dedi Kaan.
"Sonra ağacın altında bir şey fark ettik. Üstünü çalılarla kaplamışlardı. Açtık baktık. Kanlar içinde yatan bir kızdı. Kimin yaptığını bilmiyoruz ama." dedi Taha.
"Nasıl inanacağım size?" dedim çaresizce.
"Bizi takip ettiğini söyledin. İki dakika da öldüremeyiz. Hem üzerimizde kan falan var mı?"
Kafamı hayır anlamında salladım. Doğru söylüyor olabilirlerdi. Hatta doğru söylüyorlardı. Of ben ne görmüştüm öyle ya? Göz yaşlarımı sildim ve hep beraber ayağa kalktık.
"Ben Yusuf. Bunlar da Yiğit,Barış,Taha ve Kaan." dedi Yusuf.
"Buse." dedim kısaca.
"O zaman leblebi." dedi ve hepimize leblebi verdi.
"Şimdi ne yapacağız?" dedi Barış.
"Bilmiyorum." de Taha.
"O zaman gidip ceset'e tekrar bakalım." dedi Kaan ve önden yürümeye başladı.
Ayağım takılınca Barış koluma girdi ve yürümeme yardımcı oldu. Hep beraber oraya doğru yürüdük.
Taha öne geçerek cesete o bakmak istedi. Ama bir anda durdu ve gözleri korkuyla açıldı. Geri adım attı ve bize baktı.
"Ceset yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
HororCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...