"Rüyalarda gerçek değildi, masallar gibi..."
Notu okuduktan sonra ne demek istediğini anlamaya çalıştım ama beceremedim. Ne diyordu bu böyle?
Notu Kaan eline aldı ve gözlerini bana dikti. Sonra odanın içinde volta atmaya başladı. Diğerler de notu okumuştu. Galiba bir tek Yusuf ve ben anlamamıştık.
"Ne diyor lan burada?" dedi Yusuf kağıdı sallayarak.
"Tekrar..." demişti ki Kaan sözünü kestim. Anlamıştım galiba.
"Ne yani siz beni oradan gelip aldınız diye ben mi öleceğim? Gelmeseydiniz bana bir şey yapmayacaktı öyle mi?" diye sordum.
"Gelmeseydik seni bırakacakmış. Yani anladığım kadarıyla öyle." dedi Yiğit.
"Öyle." dedi Kaan.
Oflayarak yatağa oturdum. Kimdi bu çocuk? Benden ne istiyordu? Ne yapmış olabilirim ona? Hem benden de büyük gözüküyor.
Kim bu katil?
"Hadi kalkın yemeğe gidelim acıktım." dedi Yusuf. Karnının guruldamasını buradan bile duyabiliyordum.
"Tamam hadi." dedim ve gülümsedim.
Somurtarak oturunca kazanacak bir şeyim olmayacak. En azından şimdi mutlu olayım değil mi? Evet bence de öyle olayım.
Lokantaya indik ve yemek söyledik. Ben de hiç durur muyum? Hızla yemeye başladım. Barış tabağımı önümden alınca ona baktım.
"Buse yavaş ye valla seni boğarım. Sonra bizimkilere göz dikiyorsun." dedi.
"Öf ya." dediğimde tabağımın içindekilerden biraz kendi tabağına koydu. Sinirlenmiştim.
"Son zamanlarda kilo aldın. Az ye." dedi ve geri kalanları benim önüme koydu.
"Vallah mı?" dedim karnımı tutarak.
Kafasını sallayınca somurttum ve yemeğimi yemedim. "Kızım ye yalan söylüyor o." dedi Taha.
"Vallah mı?" dedim bu sefer neşeyle.
"Evet." deyince yine yemek yemeye devam ettim.
Ama tabi bu sefer yavaş yemeye çalıştım. Becerebiliyordum aslında. Barış'a dil çıkarmayı da ihmal etmedim.
Sonunda yemek bitince bir şeyler içtik ve tekrar odaya çıktık. Taha, Barış,Yusuf ve Arya otelin dışına çıkmışlardı.
Kaan,Yiğit ve ben de odaya geri dönmüştük. Neden diye bir sorun. Çünkü uykum çok vardı. Gece uyuyamamıştım.
---------
Karanlık bir odada yalnız başıma oturmuşum ve her yerde sis vardı. Kalbimde bir ağrı bileklerimde bir sızı vardı.
Neredeydim ben?
Birden bire karşıma çıkan çocukla irkildim. Yine her zaman ki gibi maskesini takmıştı ve korkutucu sesiyle bir şeyler söylüyordu.
"Öleceksin." diyordu.
Ölecektim.
Çocuk bana elinde kesici bir aletle yaklaşırken arkasında Kaan ve diğerleri belirdi. Çocuktan uzaklaşmaya çalışıyordum.
Ölüyordum farkındasın ama sadece bakıyorsun. Sanki biri engel oluyor elini uzatmışsın ama sadece bakıyorsun.
Bakıyorsun, yaşlı gözlerle bana bakıyorsun. Sonra birden yok oluyorsun. Evet ben rüyadan uyanıyorum.
Ben rüyadan uyanıyorum.
-------
Gözlerimi açtığımda Kaan ve Yiğit başımdaydı. Yatakta doğruldum ve etrafıma bakmaya başladım. Rüya mıydı kabus muydu?
Bilemiyordum.
Rüyalarda gerçek değildi, masallar gibi...
Sadece bir rüyaydı. Evet evet korkulacak bir şey yoktu. Rüyalar gerçek değildi, bunu biliyordum.
"İyi misin?" dedi Kaan elimi tutarak.
"Kötü bir rüya sadece." dedim ve banyoyaya girerek yüzümü yıkadım.
Daha sonra aşağıya inip revire girdik. Bileklerime pansuman yapıp merhem sürmüşlerdi yine. Çok derinden kesmişti.
Yusuf'larda odaya gelince yine yerlerimizi aldık. Çünkü yine anket sorusu vardı ve onları cevaplayacaktık.
"Sevgiliniz olsa onu ne diye kaydederdiniz?" diye sordu Yusuf.
"Güzelim." dedi Taha.
"Bebeğim." dedi Yiğit.
"Aşkım." dedi Barış. En sevmediğim kelime. Barış'a dil çıkarttım.
"Öküzüm." dedi Arya. Ben kahkaha atınca hepsi bana döndü. Kaan öküz diye kayıtlıydı bende.
"Ne oldu?" dedi Taha.
"Bir şey yok." dedim.
"Sevgilim diye kaydederdim." dedi Yusuf.
"Ben adam diye kaydederdim." dedim.
"Ben de hatun diye kaydederdim." dedi Kaan bana bakarak.
"Kardeşlerim yine çok güzel cevaplar." dedi Yusuf ve hepimizi alkışladı.
"Hayattaki amacınız nedir?" diye soruyu sordu.
"Meslek sahibi olmak." dedi Arya.
"Yüksek yerlere gelmek." dedi Barış.
"Oyuncu olmak." dedi Yiğit.
"Benim şu anlık bir amacım yok. Ben zaten bu hayatı şans eseri yaşıyorum." deyince Taha hepimiz güldük.
"Benim yaşamam için bir amacım olmasına gerek yok. Amaçsız da yaşarım." dedi Kaan.
"Benim amacım öldükten sonra pişman olmamak için yeterince nefes almak." dedim.
"Ben amaçsızım." dedi Yusuf. Gülümsedim.
Akşam olmuştu ve ben yine revirdeydim. Gece yatarken çok ağrıdığı için krem alacaktım. Uyumadan önce sürecektim.
Yukarı doğru çıkarken biri arkadan ağzımı tuttu ve sıkıca kapattı. İlk başta bırakması için çırpındım ama sonra kendimi serbest bıraktım.
Ne kadar çırpınsam da bırakmayacaktı.
Gözlerimi karanlık ve sisli bir odada açtım. Kalbim ağrıyordu ve bileklerim sızlıyordu. Neredeydim ben?
Beni kaçıran çocuk sislerin arasından çıkınca irkildim. Elinde ki kesici aletle bana yaklaşıyordu.
"Öleceksin." diyordu.
Ölecektim.
Bir dakika ben bu anı sanki daha önce yaşamıştım. Çok iyi hatırlıyordum.
Anladım ki rüyalar gerçekleşe de biliyormuş....
------
Evde bir tek baklava açan ben miyim ya jahahsha?
İyi bayramlaaarrr :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kim?
HorrorCehennemin ortasında cennettin çocukları... Karanlık da yürümekten korkmayan aydınlığın çocukları Kanlarla dolu bir semtin ortasında kalmış 7 genç. Ailelerinden herkesi teker teker kaybediyorlar. Her geçen gün nefes almakta zorlanıyorlar. Tebessümle...