*Bölüm 17*

43.3K 2.3K 152
                                    

Okuldan eve geldiğimde kendimi biraz heyecanlı hissediyordum kabul etmem lazım. İki gün önce Ulaş'la konuşup buluşacağımız saati kesinleştirmiştik. Bugün işte izin günümdü. Evin işlerini hızlıca halledip akşam için biraz hazırlanmayı düşünüyordum. Hiç makyaj malzemem olmadığı için Feryal 'den birkaç parça bir şey ödünç almıştım. Duş aldıktan sonra da saçıma becerebildiğim kadar fön çekecektim. Geçen hafta aldığım triko elbiseyi giymeye karar vermiştim. Altına spor ayakkabı pek uymayacaktı ama bir şeyleri birbirine uyduracak kadar çok seçeneğim yok sanırım.

Poyraz salondaki kanepeye uzanmış telefonuyla oynuyordu. Geldiğimi görünce telefonu bırakmadan yerinden doğruldu.

"Geldin mi? Bak ne diyeceğim bugün izin günün diye hatırlıyorum, beraber benim şu projeyi bir gözden geçirsek olur mu? Teslim vakti geliyor, düzeltme falan gerekiyor mu bir okusana."

Çantamı kapının yanına bırakıp ellerimi yıkamak için banyoya doğru yürüdüm. Poyraz peşimden geldi.

"Ben aklıma geldiği gibi yazıyorum ama sen üstünden geçince bir şeye benziyor. Eee? Ne diyorsun?"

"Poyraz akşam dışarı çıkacağım ama uzun sürmeyecek bir şeyse yemeği hallettikten sonra bakarım biraz."

Poyraz anlamamış gibi suratıma baktı.

"Dışarı mı çıkacaksın? Kiminle?"

"Bir arkadaşımla."

"Feryal'le mi?"

"Feryal'le olsaydı Feryal'le derdim değil mi? Bir arkadaşımla çıkacağım dediğime göre?"

"Şu Ulaş denen çocukla mı?"

"..."

"Ulaş denen çocukla değil mi? Bok gibi pastalar yapıp pasta şefiyim diye ortalarda dolanan salak."

Mutfağa doğru yürüdüm. Poyraz peşimden gelmeye devam etti.

"Sen sevmediysen doğru yoldayım demektir Poyraz."

"O ne demek şimdi?"

"Öyle herkesin en sevdiği arkadaşı sayılmazsın sonuçta değil mi? Ulaş iyi bir çocuğa benziyor, beni yemeğe davet etti ben de kabul ettim ne var bunda?"

"Hmmf!"

"Ya ne var? Sen sevmiyorsun diye ben de sevmemek zorunda mıyım?"

"Ulaş iyi bir çocuğa benziyormuşmuş. Valla sen aldanırsın ben sana söyleyeyim. Biraz sinsi bir adam bence o. Öylesinden daha çok korkacaksın. İçinde neler olduğunu bilemiyorsun öylesinin."

"İşime karışma Poyraz. İkili ilişkilerim konusunda tavsiye almak isteyeceğim son adam sensin."

"Öyle mi? Nesi varmış benim ilişkilerimin? İki taraf da halinden memnunsa, kimse kimseyi bir şeye zorlamıyorsa, iki taraf da ne yaşandığının farkındaysa bu yanlış bir ilişki mi oluyor? Sana göre yanlış olan bir şey herkese göre mi yanlış olmak zorunda? Önyargılı olduğunu kabul etmiyorsun sen de. Sana göre yanlış başkasına göre doğru olabilir. Ben bana göre yanlış olan şey de sana göre doğru. Onu ne yapacağız?"

Bir bakıma haklıydı aslında. Kızlar bu eve gelirken çoğunun durumdan memnun olduğunu görmüştüm. Kendisine kötü davranıldığı için kızan sadece tek bir kişi çıkmıştı bugüne kadar. Böyle şartları kabul ettikleri ve Poyraz gibi adamları böyle davranmaya devam etmeleri konusunda cesaretlendirmeleri yüzünden kızlara kızsam daha iyi olurdu.

"Poyraz çok işim var. Gerçekten. Bu aforizmalarını daha sonra konuşsak olur mu?"

"Ben de hayalperest olduğun için sana kızıyorum. Hadi bakalım şimdi ne söyleyeceksin?"

Melek RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin