Biraz kendimi toparladıktan sonra eve gelebileceğini söylemek için Ulaş'ı aradım. Sesi oldukça soğuktu. Gelince ve yüz yüze konuşunca bu durumun düzeleceğini bilecek kadar tanıyordum onu. O nedenle bu durum moralimi çok bozmamıştı.
Ulaş geldiğinde onu bahçeye aldım. Burada seslerimiz yükselse bile evdeki kimse uyanmazdı.
"Evine kabul ettiğin için teşekkür ederim Melek."
Laf sokmak için yerine oturmayı bile bekleyememişti. Erkekler neden böyle? Ne zaman duracaklarını gerçekten bilmiyorlar bazen.
"Böyle mi davranacaksın Ulaş?"
"Nasıl davranayım?"
"Sürekli böyle suçlar gibi?"
"Bazı davranışlarından hoşlanmıyorum Melek. Açıklıyorum, anlatamıyorum ya da yanlış anlatıyorum. Güceniyorum sonra ve sana gücenmek de istemiyorum. Ben de oldukça sıkıntılı bir durumdayım aslen."
"Çay ya da kahve ister misin?"
"Cömert ev sahibin beni eve kabul ederek yeteri kadar sıkıntıya girdi. Daha fazla sıkıntı vermek niyetinde değilim, gerçekten."
Ağzımdan sesli bir nefes alıp verdim. Sinirleniyordum ama bugün sükûnetimi korumaya karar vermiştim.
"Ulaş, her seferinde dönüp dolaşıp aynı yere dönmekten çok yoruldum. Normal bir hayatım olmadığını, başka kızlar gibi bazı konularda özgür olmadığımı çok iyi biliyorsun. Yapmam gereken şeyler var, hayatımı idame ettirmek için para kazanmak zorundayım. Henüz gerçek bir işim yok ve bulabilmek için deli gibi çırpınıyorum. Arkamda bana destek olacak bir ailem yok benim, bunu gayet iyi biliyorsun. Bu nedenle beni neyle suçladığını anlamıyorum çoğu zaman."
Ulaş sakin olamıyor gibi görünüyordu.
"Ağabeyin var. Burada bir ağabeyin var ve sana karşı oldukça destekleyici. Ondan yardım alabilirsin bazı konularda diye düşünüyorum."
"Hangi konularmış bunlar?"
"Onun yanına taşınabilirsin mesela. Artık erkeklerle dolu bir evde kalman ne derece doğru yanında ağabeyin varken? Bunu bir tek ben mi yanlış buluyorum?"
"Hayatı mahvolmuş bir adamın üzerine kendimi de yükleyeyim yani. Ben Mert yeni bir hayat kuruyor diye ona destek olmak isterken ona nasıl yüklenmemi bekliyorsun? Ayrıca onun da kendine ait bir hayatı var, bir kız arkadaşı var. Tek odalı bir evi var. Yanına taşınıp hayatına engel mi olayım? Bizim aramızdaki kardeşlik ilişkisi böyle değil tam olarak."
"Ama bu doğru değil. Senin burada erkeklerle yaşaman doğru değil."
Sinirden ellerim titriyordu şimdi. Daha fazla sakin kalamayacaktım.
"Tam olarak neresi yanlış mesela? Yanlışı nerede yapıyorum ben? En zor zamanımda bana destek olan insanlara güvenerek ve onları yarı yolda bırakmayarak mı yanlış yapıyorum?"
"Sürekli bunu söylüyorsun ama burada sana ne kadar ihtiyaçları olabilir ki? Sen gidersen başka birini bulurlar."
"Şimdi de yaptığım işi küçümsüyorsun?"
"Burada bir iş yaptığını düşünmüyorum sadece."
"Ulaş gerçekten bu söylediğin şey acımasızca. Ben bir senedir gecemi gündüzüme katarak çalışıyorum. Sabah okul, öğlen ev işi, akşam kafe. Dinlenmeye, uyumaya, ders çalışmaya bile vaktim kalmadı çoğu zaman. Sana en başından sorumluluklarımı anlattım ve sen bunların hepsini anlayışla karşıladın. Şimdi kalkmış bana bunları diyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Rüzgarı
Novela JuvenilKül kedisi olmak bana göre değil. Ben hayatımı değiştirmek için hiç tanımadığım, üzerimde güzel kıyafetler olmadan beni tanıyamayan bir salağa aşık olduğumu sanıp onunla evlenmem. Adam prens olsa bile. Bu güçlü bir kadının yeniden doğuş hikayesi. Ye...