Arabada giderken sadece Feryal ve Mert konuşuyordu. Ben onların konuşmalarını dinlemeyi tercih etmiştim. Poyraz da konuşmaya istekli görünmüyordu. Sadece göz ucuyla beni süzüp duruyordu. Sonunda dayanamadım.
"Ne oldu? Bir şey söyleyecekmiş gibi bakıyorsun?"
"Yoo..."
Parti mekanına gidene kadar ağzından çıkan tek kelime bu olmuştu. Kendimi biraz huzursuz hissediyordum şimdi. Bu gece sıkıcı geçecek gibi görünüyordu. Gerçi Poyraz'dan pek fazla şey beklemiyordum. Bir süre yanımda dursun sonra canı nereye isterse gitsin. Ben Feryal ve Mert'le dolanabilirdim. Poyraz arabayı park ederken biz salona girdik. Her taraf çok güzel süslenmişti. Güzel bir müzik çalıyordu ve kendimi biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım bile. Arkadaşlarımla ve geceye katılan bir iki hocamla selamlaştım. Diploma töreni henüz yapılmadığı ve insanlar evlerine dönmediği için katılım oldukça yüksek görünüyordu.
Gecenin açılış konuşmasını hocalarımızdan biri yaptı. Hepimize iyi eğlenceler dileyerek kısa kesti konuşmasını. O sırada hareketli bir müzik çalmaya başladı. Dans etmek konusunda çok iyi olmadığım için kenardaki masalardan birine oturup atıştırmalıkları tadına bakmaya başladım. Hazırlanırken boğazıma giren bir fincan kahve haricinde kahvaltıdan beri bir şey yememiştim. Poyraz'ın kapıdan girdiğini gördüğümde yerimi belli etmek için elimi kaldırdım. Birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra yanıma geldi.
"Işıkta daha etkileyici görünüyormuşsun."
"Ciddi misin değil misin genelde anlayamadığım için bugün yaptığın yorumlara cevap vermeyeceğim sanırım."
"Çoğunlukla ciddiyim."
"Sevindim."
Sonra yanımdaki boş sandalyeye oturdu. Elini sandalyemin üzerine atmıştı ama aramızdaki anlaşma gereği fazla yakın durmamaya çalışıyordu.
"Bu kadar samimiyet senin için rahatsız edici boyutta olmaz değil mi?"
Omuz silkip saçlarımı ellerimle geriye attım.
"Sanırım bu gece idare edebilirim. Sonuçta kavalyem olmanı ben istedim değil mi?"
Poyraz bana doğru eğildi.
"Dans ederken daha yakın durmamız gerekebilir ama."
"Benimle dans etmek zorunda değilsin."
"Israr ediyorum."
Tam o sırada dans müziği başlamıştı. Poyraz elini bana uzattı.
"O zaman gecenin ilk dansı başlasın."
Nazlanmadan kalktım. Bu gece biraz eğlenmeyi kafama koymuştum. Elimi Poyraz'a uzattım. Poyraz yine her zamanki gibi fazla sıcaktı. Ceketini çıkartıp sandalyenin üzerine koydu ve sahneye doğru yürüdük. Bu kadar yakın olmakla alakalı beni rahatsız eden bir şey vardı. Ulaş'a sarılırken, omzuna yatarken, öpüşürken, el eleyken hissetmediğim bir rahatsızlığı hissediyordum Poyraz'a dokunduğumda. Kendimi savunmasız ve korkak hissediyordum bir de. Beni öptüğü geceden beri birbirimize neredeyse hiç dokunmamıştık. Bu da durumu daha rahatsız hale getiriyordu. Şimdi dans ederken çenesinin ucu başıma ve yanağıma değerken de aynı duyguyu hissediyordum. Korku ve telaş. Yanlış bir şey yapıyormuşum ve kendimi korumam gerekiyormuş gibi. Çok güzel kokuyordu. Bu o geceden hatırladığım bir şey değildi. Bu nedenle derin bir nefes alıp kendimi dansın ritmine bıraktım.
Başını indirip yüzüme baktı.
"Her şey yolunda değil mi?"
"Evet, yolunda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Rüzgarı
Teen FictionKül kedisi olmak bana göre değil. Ben hayatımı değiştirmek için hiç tanımadığım, üzerimde güzel kıyafetler olmadan beni tanıyamayan bir salağa aşık olduğumu sanıp onunla evlenmem. Adam prens olsa bile. Bu güçlü bir kadının yeniden doğuş hikayesi. Ye...