*Bölüm 19*

42.8K 2.3K 172
                                    

Gece doğru düzgün uyuyamamıştım. Çok sinirliydim. Pılımı pırtımı toplayıp Feryal'in yanına gitmeyi bile düşünmüştüm. Poyraz'ın cüreti beni hala şaşırtıyordu. Böyle bir şeyi nasıl yapardı? Benim rızam olmadan beni nasıl öperdi? Bir de salak bir intikam için? Geri zekalı! Sapık! Domuz! Hayır ne sanıyordu ki? Karşılık vereceğimi falan mı? Rüyasında görür anca! Yapmayı amaçladığı şeyi düşündükçe kan beynime sıçrıyor yemin ederim.

Daldığım birkaç saatlik sürede de karmakarışık rüyalar görmüştüm. Kaan'ı da görmüştüm rüyamda. Onun öldüğünü de görmüştüm yeniden.

Sabah kalktığımda odamdan dışarı çıkmak bile istemiyordum. Poyraz'la karşılaşabileceğim düşüncesi bile sinirlerimi yerle bir ediyordu.

Neyse ki kahvaltı hazırlarken Poyraz görünmedi ortalıkta. Sofrayı kurarken uyanan Samet ve Ercü gelip yardım ettiler. Ercü asık suratıma uzun uzun baktı.

"Ne bu surat kız? Dün gece kötü mü geçti yoksa?"

"Yoo. Uyuyamadım sadece çok fazla, ondandır."

Samet de beni inceledi.

"Hasta falan değilsin değil mi? Yüzün kireç gibi bembeyaz olmuş."

Poyraz'ın yaptığı şeyi anlatmamaya karar verdim. Çok dillendirmek gelmiyordu içimden. Hatta mümkünse Poyraz'la bile bu konuyu konuşmak istemiyordum. Hatta onunla bir daha hiç konuşmak istemiyordum. Onu düşününce beni öptüğü an canlandı gözümde, kalbim tekledi sanki, tekrar sinirlenmiştim.

"Yok ya, ders çalıştım biraz gelince o yüzden yorgunum işte. Hadi oturun sofraya çay soğumasın."

Ercü çayları doldururken sesini biraz alçalttı.

"Dün gece Poyraz yine kız mı getirdi eve acaba haberin var mı?"

Ağzımdaki lokmayı zorla yuttum.

"Yoo, haberim yok. Nerden çıktı ki?"

"Hiç. Dün gece aşağıdan yine bağrışmalar falan geliyordu. Bir kızla tartışıyordu sanki Poyraz. Emin olamadığım için sana sorayım dedim."

Yüzümü ifadesiz tutmaya çalıştım.

"Yok duymadım. Ben gelmeden önce olmuş olabilir. Ben geldiğimde kimse yoktu ortada. Sehpada bira kutuları vardı ama."

Samet de onayladı.

"Evet az önce odasının kapısı aralıktı biraz. Kütük gibi uyuyor hala. Seslendim ama uyanmadı artık ne kadar içtiyse."

Beter olsun!

"Ben sofrayı kurulu bırakırım o kalkınca yer o zaman. Uyandırmayalım şimdi."

Zıkkım yesin!

İkisi de başlarıyla onayladılar.

"Gecen güzel geçti yani."

Poyraz'la ettiğim kavgayı anlatmak istemiyordum ama dün söylediği şeyleri de sormam gerekiyordu.

"Güzel geçti ama size bir şey sormam lazım. Dün Poyraz da oradaydı ve Ulaş'a 'Hep benim etrafımdaki kızları seçiyorsun.' falan gibi bir şey söyledi. Sizce ne demek istemiş olabilir?

Ercü aniden çayında boğuldu. Sonra ikisi bakıştılar.

"Ne oluyor? Bir şey var kesin, dökülün hadi."

"Ya Melek, bunu bizim sana söylememiz pek yakışık almaz gibi geliyor bana o yüzden daha önce söylemedik. Ulaş'ın anlatması daha doğru olur dedik."

Melek RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin