"Melek ne oldu? Neden asık suratın? Bir sıkıntı mı var?"
Poyraz yerinde doğruldu.
"Kötü bir şey mi oldu? Niye öyle bakıyorsun bana?"
Sıkıntıyla nefes aldım. Ulaş'la barıştığımızı ve şimdilik her şeyin yoluna girdiğini söylemek zorundaydım. Nasıl olsa duyacaktı.
"Az önce kafede Ulaş'la konuştuk."
Poyraz suratındaki hızlı değişimi görmemem için kafasını telefonuna indirdi yine. Yüzünde umut vardı ve bu benim kalbimi kırıyordu.
"Eee?"
"Uzun uzun konuştuk. Ne istediğimizi ve ne istemediğimizi, hayattan ne beklediğimizi."
Gelip Poyraz'ın karşısına oturdum. İnatla bana bakmıyordu hala.
"Ulaş'ın kalbini kırmak istemiyorum hiçbir zaman. Beni pek çok konuda tanıdığı da bir gerçek, bunu kabul etmem lazım."
"Barıştınız yani."
"Bir şeyleri yoluna koymaya çalışıyoruz diyelim."
Poyraz hala bana bakmıyordu. Bu durum beni rahatsız ediyordu. Yüzüme bakmadığı zaman ne düşündüğünü anlayamıyordum.
"Anladım. Teşekkür ederim haber verdiğin için."
"Poyraz..."
"Efendim Melek?"
"Neden yüzüme bakmıyorsun?"
Poyraz kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Şimdi yüzünde az önceki neşeden eser bile yoktu. Bomboş bakıyordu yüzüme.
"Ne istiyormuşsunuz peki?"
"Poyraz..."
"Bahse girerim senin neler istediğini bildiği konusunda uzun uzun konuşmuştur. Birbirinize benzediğiniz, aynı şeyleri istediğiniz konusunda. Seni üzmek değil sana güven vermek istiyordur, yanılıyor muyum?"
İlişkimizi ve Ulaş'ı bu kadar güzel analiz edebilmesi sinirimi bozuyordu. Yorum yapmadan dinlemeye devam ettim.
"Ben bir sevgilin olmasına kızmıyorum, beni üzen nokta orası değil Melek. Düzgün giden bir ilişkin olsa, karşındaki insanın sana değer verdiğini ve seni gerçekten mutlu ettiğini bilsem yemin ederim ağzımı bile açmam. Ama Ulaş bu hayatta gördüğün en iyi manipülatörlerden biri. Bunu nasıl fark edemiyorsun gerçekten bilmiyorum. Adam fırsat bulduğu her an seni ve senin hayatını kontrol etmeye çalışıyor. Sen ona muhtaç ol istiyor, sevmesen de olur, yanında kal yeter."
"Poyraz yeter."
"Yetmez Melek. Belli ki sen anlamayacaksın. Kendin anlarsın diye bekledim ama olmuyor anladığım kadarıyla. Sen olduğun şeyi görmüyorsun. Tanıdığım en zeki, en yetenekli, en güçlü ve mantıklı kadınsın sen. Kendin için iyi olmayanı ne zaman fark edeceksin?"
"Poyraz, gerçekten seninle tartışmak istediğim bir şey değil bu."
Poyraz yine biraz sinirlenmiş gibiydi şimdi. Bana yeniden bağırmaya başlayıp başlamayacağını merak ettim.
"Ulaş ve Gizem'in neden ayrıldığını biliyor musun?"
Donup kaldım. Ne demek istiyordu bu çocuk?
"Gizem'in okulu bittiği ve bale okulu için Rusya'dan teklif aldığı için."
"Ulaş böyle söyledi tabi."
Odadan çıkıp gitmek istiyordum şimdi. Poyraz her ne anlatacaksa bunları duymayı istemiyordum. Kafamdaki kalıpların yıkılmasından korkuyordum belli ki. İnsan en çok gerçeklerden, kendi bildiği şeylerin gerçek olmadığını öğrenmekten korkar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Rüzgarı
Teen FictionKül kedisi olmak bana göre değil. Ben hayatımı değiştirmek için hiç tanımadığım, üzerimde güzel kıyafetler olmadan beni tanıyamayan bir salağa aşık olduğumu sanıp onunla evlenmem. Adam prens olsa bile. Bu güçlü bir kadının yeniden doğuş hikayesi. Ye...