*Bölüm 31*

37.6K 2.1K 46
                                    

Ulaş gittikten kısa süre sonra Poyraz geri döndü. Nedense onun evin yakınlarında Ulaş'ın gitmesini beklediğini düşündüm. Kapıdan girer girmez yine o gıcık ve mesafeli tavrını takınmış olduğunu gördüm.

"Gitti mi misafirin? Artık ortaya çıkabilir miyim?"

"Gitti Poyraz gitti."

"İyi."

Eve dalıp elime bir paket tutuşturdu.

"Beraber içeriz diye düşündüm. Gerçi seni hiç alkol alırken görmedim ama herhalde şarap içersin?"

"Ne bu?"

"Kırmızı şarap, görüyor olduğun üzere."

"Üzümünü soruyordum ama şarap kültürün biralara olan düşkünlüğün kadar yüksek değil anladığım kadarıyla."

Poyraz gülümsedi.

"Daha önce üzümünü soran kimse olmadığı için olabilir mi? Genelde 'yaşasın beleş içki' şeklinde karşılanıyor eve getirdiğim şaraplar. Merlot. İçki içtiğini görmediğim için hafif bir şey alayım dedim."

"İçki içmiyorum çünkü içki içecek bütçem yok. Bu kullanmıyorum anlamına gelmiyor. Sen eve girdiğin anda benim de içimden 'yaşasın, beleş içki' nidaları yükseliyordu oysa.

Şarabı açıp hızlıca küçük bir peynir tabağı hazırladım. Poyraz'ın servis hoşuna gitmişti.

"Uzun zamandır bir salon hanımefendisiyle şarap içmemiştim. Bir öküzlüğüm olursa bağışla lütfen."

"Öküzlüğünün olmadığı bir an hatırlamıyorum. Yadırgamam diye düşünüyorum."

"Ooo, bakıyorum keyfin çok yerinde. Barıştınız sanırım?"

"Anlatmam gereken şeyleri en zararsız şekilde anlatabildim diyelim. Bir problem kalmadı."

Poyraz yüzünü buruşturdu.

"Ulaş'tan kurtulmamızın şerefine içeriz diye düşünmüştüm ama başka zamana kısmet demek."

Şarabımdan bir yudum alıp elimi Poyraz'a doğru salladım.

"Keyfim bu konuşmalara müsaade edecek kadar yerinde değil patron. Konu değiştirmeyi talep ediyorum."

"Hımmm... Ne üzerine konuşmak istersiniz Melek Hanım?"

"Negatif özelliklerin hakkında konuşabiliriz. Benim için her zaman ilgi çekici bir konu olmuştur."

Poyraz yerine iyice yerleşti.

"Bugün seninle konuşmak istediğim bir konu var aslında ama sen hazır mısın bilmiyorum?"

Yutkundum. Ne çıkacaktı acaba bunun altından.

"Dinliyorum."

"Biliyorsun ki ikimizin de konuşmaktan hoşlanmadığı, açılınca konuyu değiştirdiği hoş olmayan detaylar var aramızda. Bana güvenmiyor olduğunu da biliyorum. Ben birbirimize daha çok güven duymamızın gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle sana konuşmaktan hoşlanmadığım şeyleri anlatacağım. Sen de eğer istersen, bu kısmın altını çiziyorum, bana anlat."

"Hımmm.... Bana adil bir anlaşma gibi göründü aslında."

"Böyle bulacağını biliyordum. Daha adil hale de getirebiliriz aslında."

"Mesela?"

"Soru cevap şeklinde gidebiliriz. Bana merak ettiğin şeyleri sor. Cevaplamaya hazır hissettiğim bir şeyse cevaplayayım. İstersen ben de sana sorarım."

Melek RüzgarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin