HAZ

371K 5.4K 7K
                                    

Selam👋

Yine beraberiz,bu geceki bölümü eminim bir çoğunuz bekliyordu ama bir türlü denk getiremedik🙊

Bu bölüm'de kimi gömmek için hedef tahtasına yatıracağınızı gerçekten merak ediyorum jsjsjssksksm

Oy ve bolll bolllll yorum yapmayı unutmayınız..

Oy butonuna basar mısınız önce❤

Yeni bölüm duyuruları ve buluşacağımız yeni kitaplar için hesabımı takip edin birtanelerim❤

İyi okumalar🐞😗😘

♕♕

Gecenin sonunda şikayet ede ede bile olsa ona karşı çıkmalarım dudaklarım üzerine bıraktığı dudaklarıyla nakavt olmuş, kendimi tekrardan yine ve yeniden kolları arasına bırakmıştım.

Güven sözcüklerinin bu kadar güvenilir ve bu kadar tehlikeli durduğu, vücut bulan başka bir beden yoktu sanırım.

*"Seni asla bırakmayacağım."

Cümlesindeki kesinlik bana sırtını dönmeyecek olacağını haykırsada, bu şartlarda ona güvenmemin çok zor olduğunun bilincindeydim ama gel görki ben güvenmeyi seçtim ya da en net biçimiyle işimi şansa bıraktım, yani ya tamamıyla onunla var olacaktım ya da hapsedildiğim yerde alev olup küllerimi savuracaktım.

Parmaklarım arasına o cam parçasını yerleştirip elimi göğsü üstüne bıraktığında bir yük hissettim omuzlarımda.Ve bir can yakış.Ne bana ne de ona ait olan bir histi bu.Daha doğrusu ikimizde de olmaması gereken.

Ahmet Yörük'ün tüm yüzsüzlüğü içerisinde,haftalardır merak etmeyip şimdi sanki oyuncağını unutmuş gibi almaya gelmesi beni daha ne kadar şaşırtabilirdi.

O an,onu gördüğüm an ikinci kez kendimi güvende hissetmiş ve Aral'ın ardına saklanmıştım.

Onun aklınca bir şeylerin bedelini  Mert'e ödetebileceğini ve bunun direkt olarak benim üzerimden olmasına hiç bir sakınca görmemesi düşündükçe hala sinirlerimi bozuyordu.

Tamam beni sevdiğini biliyordum.Ölümüne aşık olmasa da ilgi duyuyordu ve bu onu çevremden gidemez hale getirmişti fakat beni sadece sevmesi ona bunları yapma hakkı verir miydi?

"Giderim" dedi beynim bana tüm telaşı içinde yaptığı saçmalığı açıklamaya çalışıp kendini haklı gösterecek cümleleri arayan o adama bakarken."Giderim" dedi içten içe."Yeminim olsun eğer bir daha beni bu tarz bir anı yaşamak zorunda bırakırsan ben senden giderim."

Ve onu haklı çıkaracak yollara saptı kalbim.Bana bu gece kendimi emanet bir şeymiş ve kendi kafalarına göre yönlendirebilecekmiş gibi hissettiren o adamı haklı çıkarmaya çalıştı.

Kalbim ve beynim arasında kaldığım bu apansız ikilemde ikisininde sesini kıstım ve olanları hazmetmeye çalıştım.

Oldum olalı hiç bir zaman bir şeyleri içinde biriken taraf ben olmadım.Her zaman en kolay saklama yolunu buldum.Annemden aldım belki de bu özelliği bilmiyorum ama Ahmet Yörük'ün ona haftalarca ettiği eziyet veya yaşattığı cehennem gibi anların arkasında konuşmaya başladıklarında hiç bir şey yaşanmamış ve her şeye hep sıfırdan başlıyormuş gibiydi. Yine ettikleri  ve barışmaları haftalar süren bir kırgınlığın sonunda "nasıl bu kadar çabuk  affedebiliyorsun? dedim anneme. "Sana yaptıklarını  unuttun mu?" Yüzüme baktı ve o muhteşem detaylarla kaplı dudaklarına küçük bir gülümseme düşürdü."İnsan kırıldığını hiç unutur mu?"

ARAL(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin