DÜĞÜM

46.3K 1.7K 1.5K
                                    

Selam

Ben geldim♡

Öncelikle bölümü okuyuş saatinizi yazın buraya👇

şimdi gelebilirsiniz..

Oy sınırı 1.000/ yorum 3.500...-Satır aralarında buluşalım.

İnstagram = aynur7_a

İyi okumalar...

♕♕

Yaşadığım cehennem azabı nasılda kollarına sığındığım an terk etti bedenimi. Korkularım nasılda azaldı ve nasıl da soluğum açıldı. Günlerdir tek yapmak istediğim şeye erişmiştim işte. Ona sarılmak, onu öpmek ve onunla uyumak.

Başımı koluna denk gelmemesi  için çabalıyorum.Boynum kolu üstüne düşerse de canı yanmasın diye.Gözlerime her baktığında hem korku görüyordum orada hemde pişmanlık. Öfke duyduğu da zaten belliydi. Kendine öfkeliydi ama o da şunu bilmiyordu ben onu hiç suçlamadım ki. Hep yanımda kalsın, hep yan yana kalalım.'Biz birbirimizde kalalım' dedim içimden. Bana, bize ve birbirine tutunan miniklerim birbirimizde olmamızın en somut  örneği değil mi? O cehennemin, benim bile nefessiz kaldığım o anda nasılda tutundular hayata kimbilir. Keşke dedim içten içe keşke sizi binlerce kat derinimde saklayabilsemde kimse dokunamasa size. Ama hayır hayır her ne olursa olsun kimse zaten dokunamayacak size.

Dakikakarca ikimizinde dudakları birbirine çarparak durduk. Ne öpüştük ne de bir harekette bulunduk sadece öyle durduk. Sonra gözlerimin kapanmaya başladığını hatırlıyorum ve bilincimin benden uzaklaştığını. O gece ve ondan sonra üç gün için bana kalan tek şey akşamları Aral'ın kollarında uyumak, bazen gecenin bir vakti kalkarken onu dakikalarca hatta abartısız saatlerce izlemekti. Kimi zaman ikimiz o tek kişilik yatağa sığmakta zorluk yaşadık ve ben bunu dinlendirip koltukta uyuyabileceğimi söylesemde kabullendiremedim ona. Sanki ayrı kaldığımız an bana bir şey olacağından korkuyordu. Aramıza koyduğu mesafenin ve benden kaçma planının bu kadar çabuk suya düşmesi bana hayret versede bana karşı koyamadı bunu çok net biliyorum.

Yemek ve kahvaltı yedirme işlevini ben devr alırken, abimin bu üç gün boyunca tek dakika bile yanımdan ayrılmamasına hep hüzünlü gözlerle baktım. Yanımda olduğunu her seferinde dibine kadar hissettiriyor, Aral'ın başta bana gösterdiği soğuk tavrı zoruna gitsede  yinede susmuş ve kalmak istememe karşı çıkmıyordu. Çoğu zaman saatlerce koridorda durup aynen fısıltılarla telefonla konuştuğuna şahit oldum. Sude. Her şeyiyle ona karıştığını benliğini sardığını biliyordum ve ben abimi ilk kez böyle görüyordum. Daha toleranslı, daha korumacı ve daha duygusal.

Bana her seferinde 'kaybedecek bir şeyim yok' diyen adamın şimdi kalbi ikiye bölünmüştü bizle. 'Artık kaybedecek şeylerim var' dedi başım göğsündeyken.'Hemde çok var.'

Uzun yıllardan sonra ilk kez kendimi güçlü hissettim. Hissetmeye başladım. Ahmet Yörük yoktu ama abim vardı. Aral vardı. Emir, Yağız, Ali, Mustafa vardı. Annem yoktu ama en az onun kadar ilgili başka bir kadın bulunuyordu hayatımda, Aliya.

Emir'in zorakilikleriyle iki kez eve gitse de bir kaç saat içinde tekrar döndü hep. Ne gün içlerinde yalnız bıraktı beni nede geceleri. Aral'ın uyuduğu süre zarfların da beni devamlı kafeteryaya götürüp, sohbet ederek kafamın dağılacağı planı evet tabiki de tuttu.

Üç gün içerisinde iki kez daha duş aldım. Kıyafet getirme işleminide hep o üstlendi. Sürekli olarak kantinden aldığı meyve çayları, abimin aldığı vitaminleri saatine ve dakikasına bile dikkat ederek getirip bana içirmesi defalarca ona minnet duymama neden oldu.

Beni benden bile daha çok düşünenlerle beraberdim.

Emir ve Yağız. Çoğunlukla biri varken diğeri kalmadı hastanede. Bu çaba ve uğraşlarına hem Aral'ın başında olan polis belası hemde günlerdir kapısında kilitle duran kulüp olduğunu biliyordum. Ve her gelişlerinde de yüzlerindeki tebesssüm hep daha fazlaydı. Bir şeyler den yana içleri rahattı ama bunun ne boyutta olduğunu bilmiyordum. Mert'in bu kadar zaman aradan geçmesine rağmen hala o suda bulunmaması beni biraz endişelendirsede Emir'in söylediğini hep referans aldım kendime. Belki leşini köpek balıkları yemiştirde ondan bulunamamıştır. Gerçi o uçsuz bucaksız denizde bu kadar çabuk bulunmasınıda beklemiyordum.Gökyüzündem daha büyüktü o mavi.O uçurumdan atlarken acaba bir yerleri kırıldımı diye düşündüm hep. Ya bacağı kolu veya başka bir yeri kırılmışsa. Ama hiç üzülemedim de ona. O bunu hak etmişti.

ARAL(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin