Selam 👋
Yine ben geldim💙
Bölüm yine gecikti ama uzunluğunun bu zaman diliminin telafisi olacağına inanıyorum😘
Başlamadan şu oy butonuna basar mısınız?
Yeni bölüm duyuruları ve buluşacağımız yeni kitaplar için hesabımı takip edin birtanelerim❤
Neyse iyi okumalar💙
♕♕
Ayaz gecenin gerisinde hayran dolu bakışlarım ve kulağına fısıldadığım o iki sözcük bıraktı gölgesini...
Seni seviyorum..
Göğsüne dokundurduğum buseyle, derime işleyen soğuk havaya aldırış etmeden durmaya çalıştığımda, oda düğmeleri açık açık beyaz gömleğiyle oldukça sert ve yıkılmaz duruyordu.
Üşüyordu biliyorum ama üşümüyormuş gibi durmak için büyük bir çaba gösteriyordu. Çünkü o Aral erge ve Aral Erge asla zayıf durmazdı. Bu üşümek dahi olsa.
Sözcüklerim yönlerini kulaklarına bırakıp kahveliklerimde karalıklarıyla kesişince, yüzündeki o muhtaç ifadeyi başka hiç bir zaman için görmediğime emindim.
Hiç görmemiş ve hiç hissetmemiş..
Kulaklarımın hemen altından kavrayan parmaklarıyla yüzümü yüz hizasına getirip, soğuktan titreyen tenime koca bir bakış attığında fısıltıyla mırıldandı "Seni seviyorum"
Çöken bacakları doğrulunca önce bileğimden kavrayıp kalkmamı bekledi ve hızlı adımlarımızı indiğimiz merdivenle az önce çıktığımız odaya bıraktı.
Yatak odası.
Ürkek adımlarını yanıma kırıp, gözlerini üzerime bıraktığında,elleri yüzüme düşen tutamları alıp kulak arkama taramış, işaret ve orta parmağıda usulca yanaklarımda gezinip boynuma, ani bir dönüşle de kollarım başta olmak üzere parmaklarıma indi.
Ürperdim. İçim sıcacıktı ama ben o bana dokununca ürperiyordum. Kendimi onunla keşfetmek vücuduma dokunmasına olan isteğeydi ürperişim. Ne zaman ve nasıl kendimi bu kadar kaptırdım ona.
Tekrardan saçlarıma ulaşan parmakları saçlarımı tutumlar haline getirip iri parmaklarına dolayınca, boştaki elide boynumdan başlamak üzere yolunu çizip yanaklarımda gezinmeye başladı.
Ürkek ve istikrarlı hareketleri tenime binlerce iğne saplayıp ayakta tutmakta zorlandığım tenime uyarılarını yapsada, ben dik durma konusunda oldukça kararlıydım.
Dik durmalı ve dik dıracaktım. Lanet olsun ne dik durmaktan bahsediyorum ki. Ayaklarım titriyor, diz kapaklarım boşalıyormuş gibi hissediyorum. Oramda tam oramda bir ıslaklık var ve bir ağrı. Tedavisi bir tek onda olan bir ağrı bu.Yalnızca onun dokunması ile geçecek bir ağrı bu.
Attığı bir adımla daha usulca yanıma sokulup arada olmayan mesafeyi biraz daha yoka sayınca, usulca yüzünü eğip burnunu önce boynuma gömüp derin bir nefes aldı devamındaysa biraz daha üste çıkıp saçlarımın olduğu yerde gezinip, o kokuyu derince içine çekti.
*"Yine öyle kokuyorsun" dedi tıslayarak.
Yüzüne baktım ve bir açıklama bekler gibi kaldım. "Öyle işte bana ait. Çünkü bana ait bir şey anca bu kadar güzel kokabilir"
Ellerimi yüzüne uzandırdım ama onun kendini azıcıkta olsa geri çekip ellerimi tutarak yaptığıma engel olduğunu gördüm. Şaşkınlık içerisindeydim. Gözlerimin içi sızladı. Kendimi kötü hissetmeye başlamıştım bile. Ona dokunmama izin vermedi. Ona dokunamadım bile. Onun eli her karışımda gezine dururken ben sadece yüzüne bile dokunamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAL(+18)
ChickLitGerilen çenesi ve hızlı hızlı aldığı nefeslerle tenimi keşfe çıkıp belime indiğinde kısa bir süre duraksadı "Beni uyuşturduğun halde sana her geçen gün biraz daha ihtiyaç duymam akıl kârı değil." Çekemediğim nefeslere bir de boğazımda takılıp kalan...