MEDCEZİR

246K 7.7K 8.5K
                                    

Öhöm öhöm selamlarrr🤗 👋

Bu bölüm için bayağı uğraştım o yüzden oy ve bolca yorumlarınızı eksik etmeyin..

Uzatmadan geçelim...

Yeni bölüm duyuruları ve buluşacağımız yeni kitaplar için hesabımı takip edin birtanelerim❤

Ama önce şu oy butonuna basın,bastınız mı tamam,

İyi okumalar🤗

®®

Odadan ağır adımlarla uzaklaşan ayak sesleriyle arkasından baka kalırken aklık ve kalbimin oyunlarına baş koymaya çabaladım

Daha fazla beni dik tutmamayan ayaklarımla yatağa oturdum ve öylece bekledim. Bu muydu yani? O iyi miydi yoksa kötü mü?

Bana karşı çoğunlukla kötü değildi evet madem iyidi neden beni hala ısrarla tutmakta diretiyordu?

Her daim nefret saçıp yargı dağıtan karanlık gözleri neden bana bakınca bambaşka bir renge bürünüyordu? İyi halini de gördüm kötü halini de ama az önce ki ifadesi işte onu hiç görmemiştim.

Benim tüm çırpınışlarıma rağmen öyle bir tutuyordu ki elimi en son annemden kalan hatıraları böyle tutmuştum. Emanet ve kırmaktan korkar gibi.

Elim göğsü üstüne kayıp itmek için yeltendiğinde göğsünün soğukluğu ve o kafesin içindeki organın bu denli sert atmasının açıklaması ne olabilirdi. Dokunduğum an gerildiğini hissettim. Çatık kaşları düzeldi ve kızgın ifadesi yumuşadı. Dudakları tek çizgi halini alırken sanki devam etmem için yalvardı. Dilinin dalgaya vuran cümlelerine rağmen.

Gözlerim bileğime kayan dövmeyi bulunca yavaşça yukarı kaldırdım ve öylece baktım. "Nesin sen?" dedim mırıldanarak. "Seni bana neden yaptı?"

Bu adam kötü müydü iyi miydi bilmiyorum. Ama hem gece hemde gündüzdü. Hem siyah hemde beyazdı. Hem aydınlık hemde karanlıktı.

Bedenime yeterli telkinleri yapıp, az önce hareket bile etmeyen dizlerime basa basa ayağa kalkarak, adımlarımı banyoya yönlendirip, açtığım suyu hızla yüzüme savurdum.

Dizlerimde ki titremeyle ayaklarım yerle temas etmiş,yüzümde çoktan yanmaya başlamıştı.

Parmaklarımı saç diplerime sıkıca geçirip bir hamleyle ayağa kalktığımda, kızaran dövmeli bileğimi suyun altına tutup, üzerine bolca sabun alarak bileğimi yıkamaya başladım.

Ağzıma çalkaladığım suyla gözlerim dikdörtgen cam küvete kayınca , Aral'ın en az iki saat gelmeyeceğini anımsadım.

Bu üzerimdeki rahatsızlığı yok etmek için yeterli bir zaman dilimiydi.Bana duş alma dedi ama almalıydım. Kendime gelmem için yapmalıydım bunu ya da kendimden geçmek için. Hangisinin terazisi ağır basarsa ben yinede kabuldüm ona.

"Aral" dedi dudaklarım bir saniye bile susmadı. O sustuğu yerde iç sesimin konuştuğunu duydum.

Aral.

Aral..

Aral...

Ve binlerce kez Aral.....

Nesin sen Aral? Dediğini duydum iç sesimin. Beni o cehennemden alıp şimdi yeni bir cehenneme sürüklerken neden kafamı bulanıklaştırıyorsun şimdi.

Konuştum, düşündüm ama işin içinden çıkamadım.

Üzerimdeki tişört ve eşofman altını çıkarıp yere atarak, kendimi sıcacık suyun altına bıraktım.

ARAL(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin