Selam 👋
Bu bölümü yaklaşık bir haftadır taslak olarak yazıyorum ama her ne olduysa dün akşam silindi.Ve kitabı tamamlamayı kafamın içerisinden atıp tamamıyla bırakma noktasına geldim.Lakin bana bölüm isteklerini kaç gündür ileten kıymetlilerimi düşününce yarıda bırakmamam gerektiğini anladım.Bu bölümü tekrardan,ikinci kez dün akşam saat on gibi yazmaya başlayıp gece dört gibi tamamladım.Düzenlemeleri üzerinde de bugün saat yediden beri uğraşıyorum.Şu anda deli gibi uyuma isteği taşıdığım için aralıksız uyuyacağım ve yorumlarınıza da anca akşam dönebilirim. Kusurum varsa affola.Harf hatalarımı mazur görün lütfen.🙏
Bolca yorum ve oy atmayı unutmayınız.💗
Yeni bölüm duyuruları ve buluşacağımız yeni kitaplar için hesabımı takip edin birtanelerim❤
İyi okumalar🧸💐
♕♕
Yavaşça kapattığım kapı kulpuyla üzerimdeki garipliği atmaya çalışsamda bir türlü başaramıyor, Emir ise soğuk koridorda sırtını duvara yaslamış beni bekliyordu.Adımlarımızı yönelttiğimiz asansörde indiğimiz üç katla kapı açılmış ve kafetarya olduğunu anladığım oldukça geniş, çoğunluğu siyah ve gri masalarla dekorize edilen ortam, oldukça zengin hastalarına göre döşendiği çok barizdi.
İçeride olan suskunluk ve insan sayısının fazlalığıysa dikkatimi çeken başka bir unsurdu.
Sanırım zenginler sessiz bir şekilde ederdi kahvaltılarını.
Halbuki bizim oradaki hastaneler olsa şu an adım atacak yer yoktu. Bu sessizliği özel hastane olmasına bağlayıp gözümü çevrede gezdirirken, Yağız dışı camlarla kaplı kafetaryada cama en yakın masaya oturmuş, elindeki telefonuyla şu an hayatla bağlantısını kesmiş gibi duruyordu.
*"Ne yersin İdil?"
-"Bir poğaça yeter." dedim ürkek ürkek.Cebimde olmayan parayı düşündüğüm an bundan daha iyi bir çözüm kalmıyordu üzerimde.
*"Aral şu masa işini uygulamaya geçirsin istiyorsun herhalde. Bir poğaçayla kim doyar, Allah aşkına. Sen geç masaya geliyorum ben"
-"Tamam" yanağıma küçük bir gülümseme bırakarak Yağız'ın yanına yöneldim Emir"ise siparişleri vermek için kantin kısmına döndü.
Sandalyeyi usulca çekip oturduğum da Yağız başını kaldırıp yüzüme baktı ve elindeki telefonu masaya bırakarak konuştu "Uyudu mu?"
-"Bilmiyorum az önceye kadarda uyanıktı"
*"Sen iyi misin? "
-"İyiyim sağ ol"
Hayır iyi değil ama iyi olma çabasındaydım bir tek. Onu bu halde görmek, dün akşamı hatırlamak pek iyi şeyler bırakmıyordu bana.
*"Gerçekten iyi olup olmadığını kastettim ama"
Her şey yolunda,tüm kötü anlar geride kalmış gibi görünse de kalan izleri kast ediyordu.
-"İyiyim sadece korktum biraz"
*"Ona hiç bir şey olmayacak merak etme rahatla biraz."
-"Teşekkür ederim" yanağıma sıcacık bir gülümseme bırakmıştım çünkü Emir'e oranla daha sert ve daha soğuk olan yapısı ilk kez sıcacık bir hal almıştı,ilk kez güven aşılıyordu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAL(+18)
ChickLitGerilen çenesi ve hızlı hızlı aldığı nefeslerle tenimi keşfe çıkıp belime indiğinde kısa bir süre duraksadı "Beni uyuşturduğun halde sana her geçen gün biraz daha ihtiyaç duymam akıl kârı değil." Çekemediğim nefeslere bir de boğazımda takılıp kalan...