Tanıtım

2.2K 52 29
                                    

"Bir zamanlar," dedi gözlerimin içine bakarak. "Bundan yıllar yıllar önce, Bağdat'ta yaşayan zengin bir tüccar, hizmetkarını pazara göndermiş. Hizmetkar kısa bir süre sonra, yüzü bembeyaz tir tir titreyerek geri dönmüş."

Göz bebeklerimin titrediğini hissederken gülümsedi, herkesin aşık olduğu gülümsemesi kalbimin hızlı atmasına neden oldu. Tam da denilen gibi, her şey o lanet gülümseme ile başladı. Bana doğru ilerlemeye başladı, her adımında zeminin üzerindeki cam parçaları daha da parçalanıyordu. Tam önümde durdu.

"Efendim, demiş, bugün pazara gittiğimde bir kadın beni itti. Kafamı çevirip baktım ve beni iten "Ölüm" müş. Bana dönerek tehditkar bir bakış attı. Efendim lütfen bana hemen en hızlı atınızı ödünç verin de, bu şehirden ve kaderimden kaçabileyim."

Bu hikayeyi biliyordum ancak onun sesinden dinlemek hoşuma gitmişti, benimle konuşmasını istiyordum. Aşık mı olmuştum yoksa?

"Ölüm'ün beni bulamayacağı bir yere, Samarra'ya gideyim."

Tüccar ona atını vermiş ve hizmetkarı atın gidebildiğince hızla, dörtnala oradan uzaklaşmış. Sonra tüccarın kendisi pazara gitmiş ve orada "Ölüm"ü görmüş."

Ölüm derken nefesi yüzüme vurdu. Gözlerim kapanırken elini çenemde hissettim, dokunuşu bir tüy kadar hafifti. Gözlerimi açmamı emrediyordu adeta. Gözlerimi açtım, yeşillerimi gözlerine diktim tekrardan.

"Hesap sormak için yanına gitmiş ve "Neden bu sabah hizmetkarımı gördüğünde tehdit ettin? Neden öyle davrandın?" demiş.

Ölüm şaşırmış, "O tehditkar bir hareket değildi ki," demiş, "Ben de çok şaşırdım, o şaşkın bir hareketti. Ben onu Bağdat'ta gördüğüme şaşırdım, çünkü onunla bu gece Samarra'da bir randevum vardı."

Elini yüzümden çekti. Çekmesiyle bacaklarım pelte gibi oldu, hayır hayır.

"Sen," dedi dudaklarını yalayarak. "O tüccarın yardımcısısın, ben," diye devam ettiğinde onu susturdum. Azrail'im demesine izin veremezdim, o Azrail olamazdı. Bakışlarımdaki solgunluğu fark etmişçesine başını iki yana salladı.

"Hayır, ben Azrail değilim. Ben Samarra'yım, Azrail ise o, tam arkanda."

Sırtımda hissettiğim namlunun soğuk ucuyla birlikte yutkundum.

"Ama bu Azrail şaşkın değil çünkü randevunun benimle olduğunu biliyordu ve seni buraya kadar getirdi."

Arkamdakinin sıcak nefesini hissederken gözlerimi usulca kapattım.

"Kaderden kaçamazsın Gece."

*

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin