4- Gerçeği Aramak

204 20 108
                                    


Suna

Siyaha boyanmış perdenin altından sızan güneş ışığı zihnime doğru sızmaya başlarken neden ağladığımı bilmiyordum. Krizden krize girmiş, kendimi lavaboda bulmuştum. Yansımama bakarken neden bu kadar acı çektiğimi anlamaya çalışıyordum, oysaki geçmiş bana acı vermemeliydi, geçmiş beni tekrar var etmeliydi, ruhumu tekrar içime sokmalıydı ama yapamıyordu. Ellerimi lavabonun kenarına bastırdım, tırnaklarımın ucu sert yüzeye değerken kapının açılıp kapanma sesini duydum. Birkaç saniye topuk tıkırtısı kulağıma doldu, kimin geldiğini umursamıyordum. Topuklu ayakkabıların sahibi yanımda yerini aldığında gözlerimi yansımamdan çekip yanıma getirdim. Onu daha önce görmemiştim, birden gülümsedim, görsem bile tanıyacakmışım gibi davranmam hala komik geliyordu. Kız elini sarı saçlarına götürüp dağıtırken mavi gözleri beni bulmuştu. Gülüşüm karşısında kaşlarını çatarken elini sarı buklelerinden hızla ayırdı.

"Neden güldüğünü sorabilir miyim?"

Omzumu silkerek bakışlarımı ondan aldım, tekrar yansımama bakarken cıkladığını duydum. Muhtemelen hareketim onu gıcık etmişti, çantasının fermuarının çekilme sesini duyarken elimi lavabonun kenarından çekmiştim. Göz ucuyla kıza tekrar baktığımda kırmızı rujunu çıkardığını gördüm, ona yakışacağından emindim, dış görünüşü bile birçok kızın sahip olmak istediği gibiydi, saçları sarı, gözleri mavi, burnu kalkık, dudakları dolgundu. Kırmızı rujunu dudaklarına sürerken gözlerimi ondan alıp kendime baktım tekrardan, ısırmaktan yara tutmuş dudaklarımı ve uykusuzluktan, uyuşturucu kullanmaktan kızaran çökmüş gözlerimi saymazsak ben de onun kadar güzeldim. Yüzüme bakarken asla çok çirkin diyemezdim. Demeye kalksam kafama taşlar yağardı. Derin bir nefes aldığımda kızın mavilerini üzerimde hissettim, beni süzüyordu.

Birden "Sen," dediğinde bedenimi ona döndürdüm. Ayağım yine sızlarken kollarımı göğsümde birleştirdim. Kirpiklerini kırpıştırırken rujunu sağ elinde döndürmeye başladı. "Bir yerlerden tanıdık geliyorsun ama nereden olduğunu çıkaramadım," diye devam ettiğinde kaşlarımı çattım. Ardından bana doğru bir adım attı, eteği adımlarıyla bir tık daha yukarıya çıkarken topukluları zemini dövmüştü. Formalı bir okulda topuklu ayakkabı çok garip değil miydi?

Adını dahi bilmediğim sarışın kız dibime kadar girip özel alanımı işgal ettikten sonra başını eğip gözlerini kıstı, mavileri çehremin her santimetresinde dikkatlice gezindi, en son gözlerime baktı, dudakları büküldü. "Uyuşturucu mu kullanıyorsun?" diye sordu, ani sorusuyla birlikte irkilirken geriye doğru aceleci bir adım attım. "İrkildiğine göre kullanıyorsun, bir arkadaşım var," deyip benden uzaklaştı. Bana torbacı mı ayarlayacaktı yani? Aman Allah'ım. "Aslında arkadaş değiliz, sevgilimin arkadaşı."

Kalçasını lavabonun tezgahına yasladı. Mavileri şimdi boşlukta yüzüyordu. "Uyuşturucu bağımlılarına yardımcı oluyor, sana da yardımcı olabilir."

Okulun tuvaletinde geçirdiğim en saçma an karşısında bedenim garip tepkiler verirken dilimi dudaklarımın üzerinde aheste aheste gezdirdim. "Uyuşturucu kullanmıyorum, yanlış düşünmüşsün."

Gülümsedi, tuvaletin içine güneş doğmuş gibi hissettirirken tekrar bana baktı. "Seni nereden tanıdığımı şimdi hatırladım," dediğinde kaşlarımı kaldırdım.

"Annemin sonbahar kreasyonunu görmek için annenle birlikte defilemize gelmiştin, o zaman tanışmıştık seninle. İsim hatırlama konusunda pek iyi değilim ama yüzleri asla unutmam."

Topuklarının üzerinde dönerek aynaya baktı. Elindeki ruju küçük siyah çantanın içine attıktan sonra saçlarıyla oynamaya devam etti, ince parmakları saçlarının arasında gezerken gözlerimi kısarak onu inceliyordum, bakışlarım parmağındaki yüzüğe takıldı. Bir kuşun tüyüne benziyordu, sadece bu tüy parmağın etrafını sararcasına bükülmüştü. Zihnimde bir şeyler belirirken uyuştuğumu hissettim. Başımın ağrıdığını biliyordum ama onu gösterecek hiçbir şey yapamıyordum. Aralıksız bir şekilde yüzüğüne baktığımı fark eden kızın parmakları donup kaldı. Rahatsız olmuş bir ifadeyle yerinde kıpırdandığında bu özelliğimden bir kez daha nefret ettim, insanları göz hapsine almaktan vazgeçmem gerekiyordu.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin