43- Çiçekleri Koparılmış Persephone

35 8 964
                                    


Hello guys, ben yine geldim. Umarım bölümü okurken keyif alırsınız. Genel olarak tatlı şeylerin olduğu bir bölüm oldu. Şimdiden keyifli okumalar 🥺💚

Yakut

Uzun zaman önce bir rüya gördüğümü sanmıştım. Kapıdan içeriye girdiği andan itibaren gözlerimi ondan alamamıştım. Bunca yıl sonra karşıma çıkması ve hala ona karşı bir şeyler hissetmem hiç adil değildi. Neden onu görünce kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ki? Lisede kalmalıydı ona duyduğum hisler. Hem beni görmüyordu ki o.

Onu en son gördüğümde hastane yatağındaydı, yüzünde yara izleri, karnı sarılı, bacağında ise alçı vardı. Onu o halde gördüğümde kalbim duracak ve hiçbir zaman atmayacakmış gibi olmuştu. Çok canım yanmıştı. Bir an odaya dalıp elimi saçlarına atmak istesem de bundan hemen vazgeçmiştim. Uyurken ona dokunmam doğru değildi. Ondan sonra görememiştim zaten onu. Ta ki şu ana kadar.

"Hazar'ın kız kardeşi değil mi o?"

Zümrüt bunu söylediğinde gözlerimi Opal'dan aldım. Ne zaman opal taşına baksam aklıma geliyordu, oysa ki onun adı Suna ya da Gece'ydi. Opal değildi.

"Evet o, bugün okula geleceğini söylemişti, hafızası hala yerinde değilmiş."

Derin bir nefes aldım. Beni tamamen unutmuştu. Gerçi bilmiyor da olabilirdi. Sonuçta hayatında bir izim yoktu. Defalarca kez karşı karşıya gelmiş olsak da önemli biri değildim. "Ona yardımcı olsana," dedim sakin bir sesle.

"Bakarsın arkadaş olursunuz, Maysa ve Bihter ile olamadın, bari Suna ile ol," derken olabildiğince gıcık olmaya çalışıyordum. Onu sevdiğimi bilmesini istemiyordum. Sonra bizi yakınlaştırmaya çalışırdı ve ben elime yüzüme bulaştırırdım. Hem çok hassas bir dönemdeydi. Kafasının karışmasını istemezdim, hem kendimden de emin olmalıydım. Her ne kadar kalbim yansa da bu basit bir tutku da olabilirdi.

Zümrüt bana ters bir bakış attığında gülmeye çalıştım. Maysa ile pek anlaşamıyorlardı. Bihter ise tam bir muammaydı. Maysa ile yakın arkadaş oldukları için olduğunu düşünüyordum ben.

"Merdivenlerden çıkmaya başladı, bence artık devreye gitmelisin, hem bakarsın kız kardeşine yardım ettiğin için sana bir şeyler ısmarlar," dediğimde Zümrüt bana ters ters baksa da omzunu kapının pervazından ayırmıştı. Opal'a yardım edecekti. Uzun zamandır onunla tanışmak istiyordu. Hazar birkaç kez ona fotoğrafını göstermişti, o günden beri onu görmek istiyordu. Sonunda istediğini almak üzereydi.

"Tamam," dediğinde rahatlamıştım. Bir an önce Opal ile tanışmak istiyordum, bir kez daha. Defalarca kez tanışmıştık, bazıları çok güzeldi, bazıları ise gayet normaldi. Bunun da güzel olmasını istiyordum. Hatta güzel olacağından emindim. Sadece ona merhaba demeliydim, sonra elimi uzatmalıydım ve adımı söylemeliydim.

Merhaba, ben Yakut, demek ne kadar zor olabilirdi ki? Bence çok da zor olmazdı. Sırtımı duvardan ayırdım, Zümrüt ile buraya geldiklerinde onun yanına gidecek ve kendimi takdim edecektim. Yine de çok heyecanlıydım. İlk gün olduğu gibi kalbim heyecanla çarpıyordu. Ellerimi ceplerime koymadan önce bileğimdeki saate baktım. Zümrüt gideli sadece bir dakika olmuştu.

Sonunda içeriye girdiklerinde derin bir nefes aldım, yeşilleri birkaç saniyeliğine bana değdiğinde adımlarım donmuştu. Yapamayacaktım, sanki karşısına çıkarsam sıçıp batıracakmışım gibi hissediyordum. Ve ben bunu istemiyordum, bu bizim son şansımızda. Eğer batırırsam beni görmek istemeyecekti. Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim. Mavi gözlerimi diktiğim noktadan hızla ayırdım. Yalı kazığı gibi burada dikilirken onunla tanışma fırsatını kaçırmıştım.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin