Tatlılar Ve Zehirler / Hazar

91 10 361
                                    

**

Hayat bir kutu çikolata gibidir. İçinde ne olduğunu asla bilemezsin.

Yirmi üç yıllık hayatımı özetleyen tek replik Forrest Gump'tan gelmişti, bundan iyisi arasam bile bulamazdım. Hayat elindeki çikolata kutusu ile kapıma gelmiş, ince parmaklarıyla kutunun kapağının kenarlarından tutarak benim için açmıştı. Birbirinden nefis çikolatalar yeşil gözlerime değmiş, hepsinin tadına bakmak isteyen arzumla birlikte parıldamıştı. Çikolatalardan birine uzandığımda tenimin hiç olmadığı kadar yandığını hissetmiş ancak yeme dürtüme engel olamamıştım. Çikolatadan bir parça aldığım anda katil olmuştum, üstelik çikolatanın tadı sandığım kadar güzel değildi. Annem çikolata bulaşmış ağzıma, yüzüme baktıktan sonra yüzüme bir tokat atmıştı. Yanağımın acısını hala hissetsem de asıl önemli olan mesele bu değildi, omuzlarımı kavrayıp gözlerimin içine tiksinircesine bakması ve katilsin, senin yüzünden ölmesi diye bağırmasıydı. Hala o anı unutamıyordum.

Ancak hayat bıkmamış, bana bir kez daha o çikolatadan uzatmıştı. Belki bu sefer tatlı olur diye düşünerek çikolataya tekrar uzanmıştım, her ne kadar on ikilerinde olsam da ben de bir çocuktum, çikolataya zaafım vardı. Çikolatadan bir ısırık daha aldığımda kendimi yetimhanenin en soğuk odalarının birinde bulmuştum. Tek arkadaşım arada sırada pencerelere konan kuş ve sinekti.

"Bu sefer daha güzel," demişti hayat, elime tutuşturduğu iki çikolataya hayranlıkla bakmıştım. İkisini de aynı anda yuttuğumda midemin içine örülen ağları hissetmiştim. Zehirlendiğimi yavaş yavaş anlarken bedenimden bir parça kayıplara karışmıştı. O günden sonra hayat benden uzak durmuş, çikolatalarını gözümün önüne koymamıştı. Rahat bir nefes aldığımı düşündüğüm yıllarım su gibi akıp geçmişti, oysaki daha susuzluğum tükenmemişti bile. Her şeyi hiçe saymış, hayallerimi kenara bırakmıştım. Hayat bir kez daha önüme çıkmış, bana yeni bir paket getirmişti ancak bu sefer karşısında eski Hazar yoktu. Bu yüzden çikolatayı kabul etmemiştim, peşimden koşmuştu, bağırmış çağırmıştı. Onu susturmak için paketten bir çikolata daha almıştım. Tadı tıpkı ölüm gibiydi, ölümün tadını nereden biliyorsun diye sorarsanız bir sürü cevap verebilirdim ancak o cevapları silip sadece bilmiyorum cevabını eklemiştim.

Ölüm yavaşça büyümüş, gözümün önünde birini çürütmüştü. Acı vericiydi. Oysaki acılara alışık olduğumu sanırdım, hatta acı eşiğimin bile yüksek olduğunu söylerdim. Gerçi bu acı fiziksel değildi, bu acı ruhsaldı. Hayat o anda benden vazgeçmek üzereydi, çikolata paketlerini kolunun altına sıkıştırıp arkasını dönmüştü, benden uzaklaşma niyetindeydi fakat bu sefer ben atılmıştım öne. Elindeki kutuya sıkıca asılıp çikolata paketini düşürmesine neden olmuş, sonra da yere oturup düşen çikolataları açgözlülükle mideme indirmiştim. Beynimin, kalbimin, midemin, tenimin, ruhumun çürüdüğünü hissedebiliyordum.

O gün açgözlülüğümü kamçılamış olsam böyle olur muydu diye düşünmekten kendimi alamıyordum şimdi. Belki daha farklı olurdu, sıcak bir evde büyür, güzel bir okula gider, güzel bir meslekten mezun olurdum. Belki aşkı tadar, belki çoktan evliliği ilk adımımı atardım. Bilmiyorum, ihtimaller fazlaydı, gerçi çikolatanın bayatı bana denk gelmiş olabilirdi, belki de çikolataları Charlie'nin Çikolata Fabrikası'ndan beklemeliydim, belki de şansıma bana da bir altın bilet çıkardı. Hayatım sefillikten arınırdı. Umpa Lumpa'larla birlikte dans edip şarkı söylerdik. Bu düşünceyle birlikte dudaklarımda mayhoş bir gülümseme belirdi.

"Hazar," diyerek hücreme teşrif eden Deva ile birlikte karşıya diktiğim gözlerimi ona doğru çevirdim. Deva, adına karşın kendisi tam bir zehirdi, hatta ona Deva demek yerine Zehir diyordum. "Sıra sen de."

Oturduğum yerden kalkmadan önce yanıma bıraktığım siyah bez parçasını elime aldım. Ardından Deva'nın yanına yürüdüm, Deva'nın gözleri elimdeki kumaşa değerken üzerimdeki siyah kazağın bedenime yapışması beni rahatsız ediyordu. Henüz yaralarım iyileşmemişti. Buna rağmen beyaz çikolatadan bir parça alabilmek için ömrümü sikip atıyordum.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin