67 - Kayıp Hayaller

22 8 1.1K
                                    


Hellü, sonunda gelebildim. Oldukça uzun bir bölüm olacaktı, hatta yaz yaz bitmedi, ben de bu yüzden kestim, hiç planlamıyordum bu kadar uzun olacağını, bu yüzden sonu heyecan verici değil, normal bir şekilde bitti. Umarım bölümü seversiniz. Şimdiden keyifli okumalar. Öptüm 😘

***

Suna

"Seni artık sevmiyorum, anlamıyor musun beni?" diye bağırdım. Yakut'un mavi gözleri dolduğunda ellerimi belime koydum. "Hep böyle yapıyorsun, işine gelmediğinde ağlayıp sızlıyorsun ama artık yeter. Sana daha fazla acıyamam."

Dudaklarını birbirine bastırdı. Bakışlarını benden aldığında ellerimi belimden ayırıp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Bana bak," dedim. "Gözlerime bak. Seni sevdiğimi düşünüyor musun?"

Yüzü bana doğru döndü. Bakışlarındaki kırılmalar kendini daha da belli ederken derin bir nefes aldım. Bunun çabucak bitmesini istiyordum.

"Evet," dediğinde kıkırdadım. "Sevmiyorum," diye tekrar ettim. "Hiç sevmedim. Seninle hep oyun oynadım. Sen de buna inandın."

Bana doğru bir adım attı. "İnsan hiç bu kadar inandırıcı bir oyun oynar mı?"

Başımı salladım. "Oynar," dedim. "Unuttun mu ben iyi bir oyuncuyum."

Ellerini yüzüme koyduğunda ondan uzaklaşmaya çabaladım. Bakışlarındaki acı içime işlese de durmadım.

"Değilsin, beni seviyorsun. Unuttun mu her şeyi? Öpüşlerimiz, sevişmelerimiz. Her şey yalandı, peki ya onlar?"

"Parmağımda oynattım seni," deyip kısa bir es verdim. "Onlar da yalandı. Herhangi biriyle-"

Başını eğip dudaklarını dudaklarıma değdirdiğinde elleri saçlarıma kaydı. Saçlarımı geriye doğru attığında alt dudağını dudaklarımda hissettim.

"Kestik."

Yakut geri çekildiğinde topuklularımın üzerinde döndüm. En ön koltukta oturan tiyatro hocasıyla göz göze geldim. Kadın gözlüklerinin camının ardından bana değerlendirici bir bakış attığında Yakut hemen arkamdaydı.

"Fena değil," dediğinde gözlerimi devirmek istedim. Her seferinde sahneye müdahale etmişti. Üçüncü denememizde fena değile geçmiştik. Ve kadın mükemmelliyetçiydi. Mükemmeli yakalayana kadar yüz kez aynı sahneyi tekrar edecektik.

"Sana gelirsek," dedi kadın Yakut'a bakıp. Değerlendirici bakışları gözlerimden kaçmamaştı. "Biraz daha güçlendirebilirsin performansını. Gerçekten terk ediliyormuşsun gibi hisset."

Tövbe. O nasıl bir cümleydi.

Yanındaki kız, kadının kulağına doğru yanaşıp ona bir şeyler söylediğinde kadın ikimizi de tepeden tırnağa süzdü.

"Sevgili olduklarını biliyorum," dedi kıza. "Normalde sahnede aşıklara, çiftlere yer vermem çünkü oyunu etkileme ihtimalleri çok fazla oluyor ama siz ikinizin kimyası hoşuma gitti. Bu yüzden size bir şans vermek istedim."

Eyvallah hocam. Siz de olmasanız bizi yakıştıran olmayacaktı.

Serpil Hanım, bastonuna uzanıp oturduğu yerden onun yardımıyla kalktığında Yakut hala arkamdaydı. Serpil Hanım'dan da birazcık ürküyordu. Bebeğim sen en azılı katillerle karşı karşıya geldin, korkmadın. Neden Serpil Hanım?

Serpil Hanım tiyatro salonundan çıktığında Yakut nefesini hızla verdi. Sıcak nefesi sarı saçlarımın arasına karıştığında dudaklarımı yalayıp ona döndüm. "Tehlike geçti," derken gülmeyi ihmal etmedim.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin