52- O Kişi

37 8 969
                                    

Hello guys, ben geldim yine. Umarım bölümü seversiniz ve yaptığım sürprizi beğenirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar, öptüm 💚😘

Suna

Uzun zaman önce bazı şeyleri düşünmeyi bırakmıştım ve bu bana iyi gelmeye başlamıştı. İyi yönleri görmeye çalışmıştım. Kendimce en tatlı anıları kenara çekmiş, kötü anıları bir çırpıda silmiştim.

Küçükken bana dokunan elleri belleğimden silmiştim mesela. Hiç öyle bir şey yaşanmamıştı benim için. Ya da kaçırıldığımı. Babamın hayal kırıklığı duyduğu zamanları. Hep bir kenara atmıştım. Zamanla büyümüşlerdi, patlamışlardı. İlk uyuşturucumu Değer vermişti ama ben de devam etmiştim. Rahat hissetmiştim.

Bu ne kadar iyidir bilmiyorum ama istemsizce yapmıştım bunu. Daha sonra farkına vardığımda ise hayal kırıklığına uğramaya başlamıştım. Hatırladığım anda hayal kırıklığına uğradığım şey düşündüklerinin aksine Değer değildi. Değer benim için hiçbir zaman hayal kırıklığı olmamıştı. Benim için önemsiz biri neden hayal kırıklığı olsun ki?

Benin hayal kırıklığım annem ve babamdı. Her ne kadar ikisi benim onları hayal kırıklığına uğrattığımı söylese de aslında onlardı. Düşündükçe üzülüyordum. Kararıyordu her yer.

Babam benimle ilgili hayal kırıklıklarını yüzüme söylerken arka fondaki renk pespembeydi. Pembe tatlı bir renkti ve ben de babamın dediklerini daha çok sevgi sözcüğü olarak algılıyordum. Sonuçta o benim babamdı ve benim kötülüğümü istemezdi. Sadece biraz fazla bağırıyordu. Ayrıca beni sevdiği zaman dilimleri de vardı. Hem de fazlaydı. İki gün kızıyorsa, gömüyorsa beş gün beni seviyordu.

Bana bir kere elini kaldırmıştı. Çok sinirlenmişti. Tüm videoları, fotoğrafları silmeme rağmen bulmuştu o görüntüleri. Bana göstermiş, rezil ettiğini söylemişti. İlk başta Değer attı diye düşünmüştüm ama o korkaktı, babama asla böyle bir şey atmazdı. Ne kadar özür dilesem de babam beni affetmemişti. Eli yanağıma değdiği anda ise her şey için çok geçti.

Ne zararı olabilir ki düşünmüştüm elim yanağımdayken. O günden sonra zaten pişman olmuştu, bana daha yumuşak davranmıştı. Özellikle kuzenim beni öldürmeye çalıştığında tüm gece başucumda ağlamıştı. Kendimi hep bu şekilde kandırırdım. Kandırmaya da devam ediyordum aslında.

Masanın üstündeki bedenimi düzeltirken göz ucuyla sevgilime baktım. Düşünüyordu. Nerede hats yaptığını çözmeye çalışıyordu.

"Hata yapmadın," dediğimde bana baktı, mavileri hala baygındı. Kendine gelebilmesi için biraz daha zamana ihtiyacı vardı. Ona destek olmak istiyordum ama destek konusunda çok iyi olduğum söylenemezdi. "Belki de," diye devam ettiğimde masadan o da doğruldu. Terli vücudunu bana yaklaştırırken dilimi şişmiş dudaklarımda gezdirdim.

"Seni taciz etti," derken çok öfkeliydi, bu çok büyük bir sorundu elbette, özellikle bana yaklaştığındaki o bakışları... Unutmak zordu. Yirmi yıllık ömrümde birçok kez bu durumla karşı karşıya gelmiştim. Pişkin bakışlar, kurbanı suçlayan cümleler. Hepsi hayatımın içindeydi. Hem fiziksel hem de psikolojik şiddetin alasını yaşamıştım ve yaşamaya da devam ediyordum.

Değer bana defalarca kez tecavüz etmiş, aşağılamış, pişkince gülmüş, arkadaşları - Mert dışında - taciz etmiş, arkamdan hareket çekmiş, adımı okula yaymışlardı.

Hiçbirini atlatamıyordum. Hepsi başımın üstünde dönüyordu. Yine de bir şekilde hayatıma devam etmeye çalışıyordum. Sayısız canıma kıyma düşüncelerimden bile vazgeçmiştim.

"Korkunçtu," dedim. "Ondan beklemezdim."

Nasıl hissettiğimi bilmiyordum. Kelime bulamıyordum. Sinirli miydim korkuyor muydum bilmiyorum. Sadece çok ciddi olduğunu biliyorum. İki an vardı Safir ile ilgili. İlki tavuğu keserken beni öldürmek istercesine baktığı o an ve bir de bugünkü an.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin