66- Ah Matilda

38 8 1.4K
                                    


Hellü. Uzun bir aradan sonra tekrar geldim. Uzun zamandır Zümrüt yazmamıştım. Kızıma bir bakayım dedim. Ve sonuç olarak böyle uzun bir bölüm çıktı. Bölüm her zaman olduğu gibi tatlı, yer yer sinir bozucu, yer yer komik, yer yer hüzünlü. Umarım seversiniz, öptüm 💙

Zümrüt

"Artık çok zenginiz, kahvaltıda havyar yiyebiliriz, evden çıkmadan önce bir yudum portakal suyu içebiliriz. Artık bir evimiz var."

Yakut elindeki paraları havaya doğru fırlattıktan sonra bana doğru koştu, kollarını bedenime dolayıp sarıldıktan sonra kendi etrafında dönmeye başladı. Bir yandan da kıkırdıyordu.

"Nasıl hissediyorsun bu zenginlik karşısında?" diye sorarken beni döndürmeye devam ediyordu.

"Biraz daha dönersek kusacak gibi hissediyorum."

Yakut durduktan sonra beni bıraktı. Derin bir nefes aldım. Başım öyle bir dönüyordu ki, biraz daha ayakta kalırsam yere yığılacaktım.

"Çocuk gibisin Yakut," diyen Safir kanepenin ucundaydı. "Yirmi yaşına geldin, hala çocuk gibi davranıyorsun."

Yakut ona baktı. Dilini çıkardığında Safir gözlerini devirmekle yetindi. Anlaştıkları gün sayısı bir gündü. Hatta yarım. Yakut genelde eğlenmeyi seven biriydi. Safir ise ciddiliğiyle bilinen biriydi. Hatta yaşından olgun davranıyordu. Bu yüzden kedi köpek gibilerdi. Safir'in elinde olsa Yakut'u ısırırdı.

"En azından ben çıtırım, sen nesin Safir, dedem gibisin."

Safir kanepeden kalktı. Yavaş adımlarla bize doğru geldiğinde yüzünde ciddi bir ifade vardı. Bazen Yakut'tan hiç haz etmediğini düşünüyordum. Bana böyle hissettiriyordu ama sonra vazgeçiyordum. Sonuçta kardeştik. Evet biyolojik olarak değildik ama önemi yoktu.

Safir yumruk yaptığı elini Yakut'un şakağına değdirdi. Ela gözlerini mavi gözlere dikerken gerilimi hissedebiliyordum.

"Kafanı yine bir yerlere mi çarptın?" diye sorduğunda Yakut gözlerini devirdi.

"Hayır," dedi. "Mutlu olmaya çalışıyorum tatlım, sen de denemelisin. Belki kararmış ruhuna iyi gelir."

Kollarını göğsünde bağladı Safir. Başını omzuna yaslayıp bana baktı. Ne zaman bana baksa düşüncemi sorardı. Yine yapacaktı. Arada kalmak istemiyordum.

"Zümrüt'e soralım," dediğinde Yakut da bana baktı. Bakışlarındaki soğukluk bana bakmasıyla birlikte normale döndüğünde dudaklarımı birbirine bastırdım. "Sence Yakut'un bu yaptıkları normal mi?"

Yakut başını iki yana sallayarak yere çöktüğünde Safir'e baktım. "Tamam Safir, en olgun sensin. Ben çocuk gibiyim. Oldu mu?"

Safir dudaklarını kıvırdı. "Zümrüt'ün onaylamasından korkuyorsun, değil mi? Merak etme, bir abla olarak seni korur. Hep öyle yapmadı mı bu zamana kadar?"

Yakut başını kaldırıp ona baktığında nefesimi sertçe verdim. "İzin verdin mi Safir?" diye sordum. "Ayrıca sen yine niye Yakut'a sardın ki?"

Safir elini salladı. "Hiçbir şeyin farkında değilsiniz. Deha Kül ile çalışıyoruz bilmem farkında mısınız? Adam iliğimizi sömürecek, siz burada ev sahibi olduk diye göbek atıyorsunuz."

Yakut paraları toplamaya devam etti. "Ne yapalım," dedi Yakut. "Surat mı asalım? Bizim yerimize de as suratını Safir."

Çöktüğü yerden kalktıktan sonra paraları göğsüne koydu. "Ayrıca çalışacak olan benim," dedi.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin