11- Ölümün Atan Kalbi ii

101 10 742
                                    


Y/ N : Bu bölümün birkaç paragrafı düzenlenmiştir, bazı cümleler eklenmiş ve çıkartılmıştır. Amaç mantık hatası fazla olmasın diye.

Multimedia Safir, siz daha farklı hayal edebilirsiniz tabii ki.

Gece Suna Güneysu

*

Kazadan Altı Ay Önce :

Bu dünyada canlı olmak zordu. Karanlık kalpleriyle dokunduklarını taş edenler, ruhlarını çürütenler olduğu sürece zor olmaya devam edecekti. Zarar verecekler, etlerini paramparça edeceklerdi, kanlı parmaklarıyla hayatlarına devam edeceklerdi. Tıpkı onun edeceği gibi. Gücünü yitirmiş bacaklarımı kendime doğru çekerken karşımda dikilen adama bakmaya devam ettim.

Bir damla gözyaşı yanağımdan akarken burnumu çektim. Kollarımı yırtılmış kıyafetlerimden görünen bedenime sarmaya çalıştım, başımın arkasını ise yatağın demir başlığına yaslamıştım, bir ileriye bir geriye gidiyor, kendime zarar vermeye çalışıyordum. Oysaki kendi içimde bunu yapmamın saçma olduğunu biliyordum. Gözlerimi kapattım, bir damla yaş gözlerimi terk ederken elimi ağzıma bastırdım, oysaki ben çığlık atmak istiyordum, herkesin beni duyması ve bu odaya gelmelerini istiyordum. Gözlerimi aralayıp tekrar ona baktım. Canımı yakmak istiyordu, biraz daha beni hırpalamak, ailemin elinden aldığı her şeyin hıncını benim bedenimden çıkarmak istiyordu. Bana her şeyi yapmak istiyordu. Konuşmuyordu, sadece bakıyor, korkumla besleniyordu.

Yeşillerimi ondan çekip ayaklarımı yataktan sarkıttım. Oturduğu deri koltuktan kalkıp bana doğru yürüdüğünde ayağa kalmıştım. Onunla savaşabilirdim, bir adım daha attığımda dibimde bitip bileklerimi sımsıkı tuttu, bacaklarımı kaldırıp onu tekmeleye çalıştım ancak o benden daha güçlüydü, üzerimde açlığın ve susuzluğun güçsüzlüğü vardı, bir gün daha su içmezsem böbreğimden sorunum bile olabilirdi.

Bileklerimdeki tutuşu giderek daha artarken bileklerimin kızardığını hissettim, tekrar acıyordu, dudaklarımın arasından kaçan acı dolu iniltiye engel olamadım.

“Tüm bu olanlardan sonra seni bırakacağımı düşünmüyorsun değil mi?"

Gözlerimi gözlerine diktim, açık kahverengileri tamamen siyaha boyanmıştı, dudaklarının kenarında arsız bir gülümseme vardı. Bu halimden zevk alıyordu.

“Aileni biraz daha üzmek istiyorum."

Bileğimi bırakmadan bana yanaştı. Kafam karıncalanıyordu, sakin olmam gerektiğini söyleyen iç sesin ise şimdi dibe çekilmişti. Elini yanağıma getirip okşarken gözlerimi kapattım, kalbim acı içinde savruluyordu.
“Annen gibi çok güzelsin," dedi.

Gözlerimi aralayıp ona baktım. Kalbim gümbür gümbür atsa da kendimi sakin hissediyordum. Benden bir parça alırken geriye kendinden bir parça bırakmıştı içimde. O parça yavaş yavaş tutuşuyordu.

“O benim gerçek annem değil," dedim soğuk bir sesle. Adamın bakışlarındaki acıma büyürken baş parmağıyla dudağımın kenarındaki kanı parmağıyla dağıttı. Bana dokundukça onun parmaklarını kopartmak istiyordum.

“Umurumda değil, onun soyadını taşıyorsun, kanını taşımasan ne olur ki."

Parmaklarımı avuçlarında ezdi. Dudaklarımın arasından bir kez daha inleme dökülürken beni kendine doğru çekti.

“Ölmek için yalvaracaksın ama seni öldürmeyeceğim, seni satacağım. Çok sevgili annen ve baban seni aramak için tüm mal varlığını kapıma süpürge edecekler."

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin