18- Benliğimin Katili

57 9 771
                                    


Multimedia Maysa, siz daha farklı hayal edebilirsiniz rahmetliyi.

***

Gece Suna Hellivan

Hayatım boyunca birçok insana lanetimi bulaştırmıştım, benim yüzümden zarar görmüş, acı çekmişlerdi, çekmeye de devam ediyorlardı. Bazenleri ise sadece kalpleri kırılıyordu ve kalplerini kıran kişi ise genelde ben oluyordum. Yakut'u gerimde bırakıp merdivenlerden yukarıya doğru çıkarken adımlarım sarsaktı. Demir kapının önünde durduğumda Yakut'un hala beni beklediğini hissedebiliyordum. Omzumun gerisinden arkama baktığımda hala orada olduğu görmüştüm. İstemsizce dudaklarıma yayılan gülümseme eşliğinde önüme döndüm. Elimi çantamın içine atıp anahtarımı çıkardım, çıkardığım anahtarı yuvasına yerleştirip çevirdim.

Apartmandan içeriye girdiğimde direkt olarak asansöre ilerledim, her ne kadar uzmanlar asansör yerine merdivenlerden çıkmamızı önerse de bunu yapamayacak kadar bitiktim. Asansöre binip dairemizin olduğu katın düğmesine bastım. Kapı gürültüyle kapanırken yüzümü aynaya doğru çevirdim. Boynundaki kolyeye baktım. O kadar güzel ve zarifti ki... Yakut'un zevkine hayran kalmadan edemedim. Asansörün kapısı bir kez daha gürültü yaparak açıldığında bedenimi düzelterek kabinden çıktım.

Telefonumu çıkarıp saate baktım. Hazar'ın uyuduğunu düşünmüyordum, bu yüzden kapının önüne geldiğimde zile bastım. Kuş cıvıltısını andıran zil evin içinde dolaşmaya başlarken ayağımı yere vurmaya başlamıştım. Kapı açılmazken elimde tuttuğum anahtarı kapının yuvasına sokup kapıyı açtım. Salon kapkaranlıktı. Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim, arkamdan kapıyı örttüğümde içimde tarifi olmaz bir panik nüksetmişti.

Ruslan ile karşı karşıya gelmiştim ve şimdi yapayalnız hissediyordum. Koridorun ışığını yakıp oturma odasına doğru ilerledim. Sonunda koridoru bitirip kapıya geldiğimde kapıyı açıp oturma odasına baktım. Karanlıktı. El yordamıyla ışığı açıp koltuğa ilerledim. Hazar neredeydi? Aklıma yatak odası gelirken başımı iki yana salladım. Eğer yatak odasında olsaydı şimdiye kadar gelirdi. Koltuğa oturup telefonumun ekran kilidini açtım ve rehbere girdim. Hazar'ın numarasını tuşladığımda çalmaya başlamıştı, birkaç kez çalıp kapandığında kaşlarımı çattım.

Bu işte bir terslik vardı. Panik her yerimi ele geçirirken Deha'yı aramayı denedim ancak onun da telefonu kapalıydı. Yakut'u arayıp Zümrüt'e ulaşmasını isteyebilirdim aslında. Alt dudağımı dişlerimin arasına alırken telefonumun kilidini açtım. Rehbere girip Yakut'un numarasını bulduğumda tereddütlüydüm. Biraz önce onu öpmek istemiştim ve bunu ona da söylemiştim. Parmağımı isme değdirir değdirmez telefon çalmaya başlamıştı. Hızla kulağıma götürüp beklemeye başladım.

“Opal," diye açtığında yanaklarım kızarmıştı. İlk defa utanıyordum bir erkekten. Bunun sebebi de salaklığımdı aslında. “Ne oldu?"

Derin bir nefes aldım. “Hazar evde yok," dediğimde kaşlarını çatışını gözlerimin önüne getirdim. “Ben... Ruslan yüzünden çok korkuyorum," diye devam ettiğimde nefesini verdi. Arabanın motorunun kapanma sesi kulağıma dolarken gözlerimi kapatıp başımı koltuğa yasladım.
“Zümrüt'e ulaşma şansın var mı?"

Ağzının içinden bir şeyler gevelerken ellerim titriyordu, gözlerimi aralayıp televizyona baktım, öne doğru eğilip orta sehpadaki kumandayı elime alıp televizyonu açtım. Sese ihtiyacım vardı.

“Saat çok geç," diye karşılık verdiğinde kitaplıktaki saate baktım. Saat neredeyse bir buçuğa gelmek üzereydi. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin