36- Aşk, Bela, Kan

65 8 966
                                    


Sonunda bölümü bitirip geldim. Keyifli okumalar.

Dipnot : Bu bölüm içerisinde bolca küfür vardır, karakterin yapısından dolayı böyledir, neredeyse hiç sansür yoktur. Rahatsız olanlara duyurulur.

Yakut

Dakikalar önce o seksi dansı yaptıktan sonra ve Ruslan onu çağırdığında el çabukluğuyla şortunun arka cebine koymuştum bıçağımı. Yine de işine yaramamıştı, saniyeler boyunca debelenirken sivri bir şey aramış, sonunda demir parçasını görmüştüm. Yapmam gerekeni yapmıştım. Hiç tereddüt etmeden demir çubuğu almış ve onun kafasına geçirmiştim. Buz gibi bakışlarım sevgilime değdiğinde boğazındaki kırmızı elleri görmüş, daha da sinirlenmiştim. Aklıma birçok şey gelmişti. Kontrol denen o duygu yavaşça parmaklarımın arasından kayarken Ruslan yataktan düştü. Silahına uzanmaya çalışırken bedeni aldığı zehirden ötürü kasılıp duruyordu. Felç geçirmek üzereydi, yine de yaşamak için direniyordu. Garip bir şekilde hamam böceği gibiydi gerçekten de. Ayağımı bedenine bastırırken sevgilim hızlı bir hareketle silaha doğru koşmuştu. Silahı eline aldığında gözlerinde tiksinti dolu bir ifade belirmişti. Hem kendinden hem de Ruslan'dan tiksiniyordu. Dolu gözlerle gözlerime baktı. Yaptığı ya da yapacağı şeyden hoşnut değildi. Hatta her an vazgeçebilirdi bile ama ben vazgeçemezdim. Aileme bulaşması, Zümrüt'ü karanlık bir kuyuya atmasını, sevgilimin elinden ailesini almasını, onu mahvetmesini sindiremezdim. Gerekirse ellerimi kana bulayabilirdim. Bu beni psikopat yapar mıydı? İşte bunu bilmiyordum.

"İstersen ben yapabilirim," dedim mavilerimi birkaç saniyeliğine Ruslan'ın hırıldayan bedenine getirerek. "Olmaz, benim yapmam lazım."

İntikam almak isteyen yanı daha ağır basmış olmalı ki silahı kaldırdı. Yeşilleri silahın emniyetine giderken Ruslan hala kendini kurtarmaya çalışıyordu. Rahat durmayan eline ayakkabımı bastırdım bu sefer. Şişmiş dilinden ötürün sesi boğuk ve anlamsızdı fakat küfür ettiğini Değer bile anlardı. Derin bir nefes aldım. Arka plandaki şarkı hala devam ediyordu. Arap ezgisi kulaklarımı okşarken sevgilim tetiğe bastı. Kurşun Ruslan'ın başına saplanırken bedeni birkaç kez daha sarsıldı. Ağzından köpükler saçarken silahı tutan eli aşağı indi. Birkaç saniye cesede bakarken dudaklarını sertçe ısırdı. Sol elini kalbinin üstüne koyup kendini sakinleştirmeye çalıştı. Parmakları titrerken silah zemine düştü ve aynı şekilde sevgilimde yere çöktü.

"Nasıl hissettiğimi bilmiyorum," dedi sakin bir sesle. Ayağımı leş bedenden çekip ona doğru ilerlerken derin bir nefes aldım. Oda şimdiden kan kokmaya başlamıştı. Yerdeki silahı alıp belime koyacakken gözüme değen bulanıklıkla birlikte silahın namlusunu Ruslan'ın boynuna doğru nişan aldım. Tek yapmam gereken şey tetiğe basmaktı. Daha önce de korkutmak maksadıyla elime silah almıştım. Bu yüzden ağırlığı beni irkitmedi.

Tetiğe bastığım an kurşun şah damarına saplandı. Damar yırtılır boğazından taşan kan yüzüme, vücuduma sıçrarken tek yapabildiğim şey elimle saçlarımı geriye atmaktı. Mahalle yanarken saçlarını tarayan olmuştum bir anda. Gözlerimi yavaşça sevgilime getirdiğimde kapı hızla açıldı. Panik içime saniyeler içinde işlemeye başlarken başımı o tarafa döndürüp gelenlere baktım.

Deha ile Ünal Bey amcaydı gelen. Rahat bir nefes verirken yere, sevgilimin yanına çöktüm. Her yanımız kan içindeydi.

Kanlar içinde kalmamız umurumda değildi, sonuçta bu ilk değildi, ne de son olacaktı. Hırsızlığımın yanına bir de bu eklenirdi, benim için artık sorun değildi. Kaç kez şahit olmuştum ölüme, kaç kez birine zarar vermiştim artık saymayı unutmuştum. Eski ben olsaydım her cinayette tenime bir çentik atardım, onları durmadan sayardım. Bu kadar insana zarar vermişsin ve avukat olmak istiyorsun diye kendime kızar, her zamanki gibi soluğu okulun kapısında alırdım. Kaydımı sildirmek için bir adım atar ama her seferinde bir bahane uydururak bundan vazgeçerdim.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin