50- Çeyrek Öpücük

41 8 1.3K
                                    

Haftalar sonra ben geldim ve oldukça uzun bir bölüm oldu, dinlene dinlene okuyun, gözleriniz ağrımasın. Umarım bölümü okurken keyif alırsınız. Şimdiden keyifli okumalar 💜

Ayrıca bu bölümde üç tane +18 sahnesi vardır. Rahatsız olanlar için uyarı koyayım dedim.

Suna

Dost kötü günde belli olur derler. Beril en kötü zamanlarımda hep yanımdaydı, beni Değer'in şantajlarından bile kurtarmıştı. Bu yüzden ben de yeri hep ayrıdır. Kendisi arkadaştan ziyade kardeş olarak gördüğümü bile söyleyebilirim.

Masada oturmuş bir şekilde makarnamı çatala dolarken Safir'in bakışlarını ikimizin üzerinde hissedebiliyordum ama daha çok Beril'e bakıyordu. Hatta göz ucuyla Yakut'a da göz değdiriyordu. Düşündüğüm şeyi yapıyor olmamasını umarken derin bir nefes aldım.

“Genelde ne yaparsın Beril?"

Safir ilgiyle bunu sorarken Beril elindeki çatalı masanın üzerine koydu. “Tiyatroyla ilgileniyorum genel olarak, bazen ajansımın ayarladığı seçmelere gidiyorum. Boş vaktimde de yüzüyorum."

Safir'in yüzü aydınlandığında gözlerimi devirmemek için kendimi frenledim. Tam olarak düşündüğüm şeyi düşünüyordu.

“Ya, Yakut da yüzücü. İstanbul'da olsaydın çok iyi anlaşırdınız."

Eliyle çenesini sıvazladı. “Gece sayesinde öğrendim ben, beni evlerine çağırıp mayolarından birini verirdi bana. Akşama kadar yüzerdik."

Beril tatlı tatlı gülümserken ona karşılık verdim. “Benim ailem bu konularda biraz şeydi, katıydı."

Beril'in güzel yüzü bununla birlikte solarken derin bir nefes aldım.

“Gece artık yüzmüyor," dedi Safir sakin bir sesle ancak sinsiydi. Ona baktım. Ela gözleri doğrudan arkadaşımdaydı.

“Yüzüyorum," dedim. “Sen görmüyorsan bilemiyorum ama yüzüyorum."

Safir bana kibirli bir bakış attı. “Yemekten sonra yüzelim mi?"

Tam olarak ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Çok saçmalıyordu. Beril dilini dudaklarında gezdirirken Safir'in teklifini tartıyordu.

“Hem belki Gece'yi de açarsın. Mayo giymekten utandığını düşünüyorum."

Gülümsemeye devam ettim ancak bu gülümsemem kesinlikle samimi değildi. “Aslında utanmıyorum," deyip kısa bir es verdim. “Ama neden olmasın. Eski günlerdeki gibi suya atlarız."

Gözlerimin önüne dolan tüm şeyler beni boğmaya çalışan kuzenimdi ancak Safir'e karşı dirençli olmak zorundaydım.

Yemeğimizi yiyip mayolarımızı giydiğimizde direkt olarak bahçeye çıkmıştık. Geçen sene alıp asla giyemediğim puantiyeli mayoyu giyen arkadaşım her zamanki gibi çok güzel görünüyordu. Zümrüt ise ördeklerin olduğu havuzun oralarda takılıyordu. Her gün ördeklerle konuştuğu için bu durumu garipsemiyordum. Arada sırada ben de konuşuyordum ördeklerimizle.

Yavaş adımlarla havuza doğru ilerlerken sevgilimin şezlonglardan birine oturmuş bir halde içtiğini gördüm. Giyinmemişti. Onun yanındaki Safir ise ilgiyle bize bakıyordu. Bakışları önce benim bedenimde dolandı. Daha sonra Beril'e baktı. Kıyaslama yapıyordu.

Beril ile arkadaş olduğumuzdan beri hep kıyaslanıyorduk. Benden daha uzun ve ince olduğu için çoğu kişi bizi kıyaslardı. Bunlardan biri Değer'di mesela. Ne zaman mayo ile kalsam ya da Beril ile yan yana gelsem bana hep neden onun gibi değilsin diye laf ederdi. İlk başlarda bu bana garip gelmişti.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin