Hyunjin'in dediği ile şaşkınlıkla birbirimize döndük.
Jisung—"Sevgilisi gelip seninle mi konuştu?"
Sevgilisinin onu umursamadığı iddiasına bile girerdim. Gelip Hyunjin ile konuşmuş olması gerçekten dengesiz bir ilişkileri olduğunu gösteriyordu.
Hyunjin—"Hayır, asıl sinirlerimi bozan bu ya. Neyse hoca gelir birazdan, çıkışta konuşalım olur mu?"
Felix ve ben onayladıktan sonra gelen hoca ile önümüze döndük. Gelip konuşmamışsa sevgilisinden nasıl öğrenmiş olabilirdi ki? Gerçekten kafam karışmıştı.
.
.
.
Sonunda derslerimiz bitmişti. Kalabalığın arasından sıyrılıp çıkışa geldik.
Kendimize bir buluşma planı yapmıştık. Hep beraber, normalde takıldığımız kafeye gidecektik. Chan ve Jeongin bir masada yalnız konuşacaktı. Bizde başka bir masada Seungmin gelene kadar konuşacaktık.
Gerçekten ne olmuşsa Hyunjin çok sinirliydi ve Seungmin'i görmek istemediğini söylüyordu. Ne oldu da Hyunjin'in fikri bu kadar hızlı değişti çok merak ediyorum.
Sonunda Minho ve tayfası da geldiğinde yürümeye başladık. Jeongin benim yanımda, Chan hyung ise Minho'nun yardımı ile önden gidiyorlardı. Changbin, Felix ve Hyunjin üçlüsü ise benim diğer tarafımda yürüyordu.
Hyunjin morali çok bozuk bir şekilde yürüyüp hiçbir muhabbete girmezken Changbin ve Felix'in artık sohbet edebiliyor hale gelmiş olması beni çok mutlu etmişti.
Bende bu arada Jeong'ini cesaretlendirmeye çalışıyordum. Nerede o öğlen ki rahat çocuk. Oysaki sadece oturup konuşacaklardı ki bence Chan hyungun böyle bir itiraftan sonra konuşmak istemesi bile büyük incelikti.
Kafeye varıp çift kişilik masalardan birine Jeongin'i oturtup kendi masama gittim. Minho'da Chan hyung'u bırakıp yanıma geldi. İkili odun gibi birbirlerine bakarken onların haline gülüp kendi sandalyeme oturdum.
Felix—"Ee anlat hadi ya çok merak ediyorum."
Herkes oturduğunda Felix anında konuşmaya başlamıştı. Minho ve Changbin'e daha anlatmamıştık ama Minho'nun en az benim kadar şaşıracağına emindim.
Minho—"Olay ne?"
Jisung—"Hyunjin, Seungmin'in sevgilisi olduğunu öğrenmiş hem de sevgilisinden."
Minho—"Nee? Yok artık nasıl oldu?"
Hyunjin—"Bir susarsanız anlatacağım."
Hepimiz onayladıktan sonra anlatmaya başlamıştı. Nadir gördüğüm bu ciddiyeti beni korkutuyordu.
Hyunjin—"Dün biz birkaç tane selfie çekindik ve ben beğendiğim bir fotoğrafı seçip paylaştım."
Jisung—"Dur bakayım hemen biz görmemiştik."
Bize kalmadan çıkarıp gösterdiğinde fotoğrafa dikkatlice baktık. Cidden yakışıyordu bu ikisi.
Hyunjin—"Şu fotoğrafı paylaştım ve onu etiketledim. Açıklamaya da bir şey yazmamıştım zaten. Ardından birkaç saat sonra bir mesaj geldi bana. Tanışmak istediğini söyleyen biriydi, bende profiline baktım ve bu kişiyi Seungmin'in takip ettiğini gördüm, arkadaşıdır dedim."
Anlattıkça sinirleniyordu, kuruyan boğazını gelen içecek ile ıslatıp anlatmaya devam etti.
Hyunjin—"Bende kimsin diye sordum ve biraz stalk yaptım ve bu kişinin Seungmin ile normal bir arkadaşlık ilişkisi olamayacağı kanısına vardım. Eski sevgilisidir diye düşündüm. Neyse ben stalkımı yaptıktan sonra mesajlaşmaya devam ettim. Bana kendini tanıttıktan sonra bende tanıttım bir baktım bana yavşıyor bu. Zaten gıcık olmuşum çocuğa, yok efendim senin gibisini ilk defa görüyorum, yok öylesin yok şöylesin, sinirlerim tepeme çıktı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.