Dudaklarımız birbirini bulduğunda hiçbir şey yapmadan öylece durduk. Hareket etmek istiyordum fakat edemiyordum. Dudaklarımı geri çektiğimde gözlerimi açıp karşımdaki yüze baktım.
Oda gözlerini açmıştı ve tepkisiz duruyordu. Bu iyi bir şey miydi? Bir şey demeli miydim? Gözlerinden ayıramıyordum gözlerimi, o ise gözlerini dudaklarıma indirip tekrar gözlerime çıkarıyordu.
Tepkisiz yüzü tekrar yakınıma geldiğinde bu sefer dudaklarımızı birleştiren o olmuştu.
Dudaklarımda hareket ederken sadece ne yaptığımızı düşünüyordum, daha dün istemediğim bu adamla neden öpüşüyordum şu an? Bu çok anlamsızdı fakat ayıramıyordum. Yavaşça dudaklarımda gezinirken daha fazlasını istemekten başka bir şey gelmiyordu içimden.
Alt dudağımı dudakları arasında iyi ezdikten sonra üst dudağıma geçmişti. Elleri belimde sıkılaşırken bir elim saçlarına dalmıştı, çok yumuşaklardı.
Sakince ayrılıp nefesimizi kontrol altına almaya çalıştık, gözleri hala kapalıydı.
Minho--"Uyuyalım mı?"
Utanmış mıydı yoksa sinirlenmiş miydi? Ama ilk yakınlaşan oydu istememesi mümkün değildi, hem karşılık vermişti.
Dediği şey ile gözlerim gözlerini bulmuştu tekrar, hiçbir şey demeden uzanmıştım dudaklarına.Ayrılmak istemiyordum, bu atmosferi bozmak istemiyordum. Bu öpücüğün getirisini yarın düşünebilirdik.
Dudaklarında daha hırslı hareket ederken bedenimde hareket ediyordu. O bana uyum sağlamaya çalışırken, dudaklarımızı ayırmadan onu üzerime doğru çekmiştim.
Minho--"Dur bi.. dakika."
Üzerime çıkarken durduğunda nefes nefese konuşmuştu.
Minho--"Bu yanlış."
Niye yanlış olsun?
Minho--"Sen daha dün bana tamamen hetero olduğunu söyledin.Pişman olacağımız şeyler yapmamalıyız."
Jisung--"İstemiyor musun?"
Başını hayır anlamında sallamıştı.
Minho--"Bu isteyip istememe konusu değil. Sırf istediğim için devam edersek ve bunun sabahında pişman olursak ne olacak? Aynı evde yaşayacağız o yüzden özellikle bu konuda düşünerek hareket etmeliyiz."
Tamam haklıydı fakat istiyorum, şu an sadece onu istiyorum.
Tekrar dudaklarına uzandığımda elini dudaklarıma kapattı. Derin bir nefes verip yerinden doğruldu.
Tamamen ayağa kalktığında bende kalkmıştım.
Minho--"Jisung ne dediğimi duymuyor musun?"
Jisung--"Duyuyorum ama.."
Tekrar ona yaklaşarak ellerini tutup belime doğru sardım. O ellerini sıkılaştırırken ellerim boynunu bulmuştu.
Minho--"Aması ne?"
Jisung--"İstiyorum."
Yutkunup dudaklarını birbirine bastırmıştı. Gözleri etrafta gezinmeyi bırakıp beni bulduğunda, nefesini yüzüme vermişti.
Hızlıca dudaklarımızı birleştirdiğinde, bunun ciddi bir öpücük olduğunu anlamıştım. Öncekilerden daha hırslı ve daha tutkulu olan bu öpücük iliklerime kadar titrememi sağlamıştı.
Bir elim yavaşça saçlarına giderken sanki dahada yakınlaşabilecekmiş gibi baskı kurdum kafasında. O ellerini vücudumda dolaştırırken anın getirisi, dudakları üst dudağımda ki baskısını arttırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.