Vol 56

9K 719 2.3K
                                    

---------Changbin'den---------

Minho ve Jisung ikilisinin o korkunç şeyleri yaşadığı günden beri, belki de ilk defa rahat kafayla oturuyordum. Bu bir hafta içerisinde Minho hastaneden çıkmıştı fakat Jisung hastaneden çıkmamıştı ve ne zaman çıkacağı belli değildi.

Felix bu durumdan dolayı oldukça üzgün olduğu için bir araya geldiğimizde bile konuşamıyorduk. Ben de üzülüyordum tabiî ki ama Felix çok ayrı üzülüyordu. En yakın arkadaşlarından biriydi ve bu gerçekten sözde değildi.

Bugün ise Felix'ten söz almıştım, bize gelmesi için. Jisung'un bu aralar iyi olduğunu gördüğü için o da daha iyiydi. İçimden ilişkimize başladığımız zamana sövsem de normalleşme yolundaydık.

Anneme Felix'ten bahsetmiştim, o çabuk kabullense de babam hala kabullenememişti ama bir şey demiyordu. Tanıyordum babamı, eğer istemediği ve kesinlikle karşı olduğu bir olay olsaydı kesinlikle kabul etmezdi. Belki de bu yüzden biraz olsun rahattım.

Anneme bugün Felix'in geleceğini söylediğim gibi mutfağa girmiş ve bir daha çıkmamıştı. Bir yandan bir orduluk yemek çıkarmaması için dua ediyor, diğer yandan ortalığı topluyordum.

Odamdan salona kadar her yeri temizlemiş, film seçmiş ve bir ton plan yapmıştım. Kaçta kaçını gerçekleştirirdik veya bunun kaçta kaçı annemsiz olurdu onu bilmiyordum, tek istediğim Felix'e mahcup olmadan bugünü bitirmekti.

Changbin—"Anneee sadece iki kişiyiz ve gelen kişi normal bir insan hatta ergen, mutfağa kendini kapatmanı gerektirecek bir şey yok."

Anneme seslendiğimde sesini çıkarmamış ve devam etmişti. Sonucu çok iyi biliyordum, günlerce yenecek olan ve bitmeyen yemek ve tatlılar.

Annemden de ses çıkmıyorken üzerimi değiştirmek odama doğru yol aldım. Ne giyeceğimi bilmiyordum. Nasıl giyinmeliydim ki? Çok mu şık, çok mu spor, veya gündelik? Kesinlikle bilmiyordum.

Dolabımı açıp biraz inceledikten sonra normal bir tişört ve eşofman altı çıkarmıştım. Aynadan baktığımda gerçekten fazla özensiz olduğumu görüp vazgeçtim ve yeni kombine geçtim.

Öncelikle, kesinlikle eşofman giymek yok. Bej pantolonumu çıkarıp yatağın üzerinde düzelttim. Ardından üst olarak da siyah üstüme yapışan bir boğazlı seçtim. Alt çok açık renkte durduğu için boğazlının üzerine oduncu gömleğini andıran bej ve siyah renkte bir gömlek seçip geçirdim.

Seçtiğim kıyafetleri üzerime geçirip aynaya baktım. Gömleğin düğmelerini iliklememiş ve öylece bırakmıştım. Saçlarımı da düzelttikten sonra son bir kez bakmış ve emin olmuştum. Özenli ve günlük, tam olması gerektiği gibi.

Mutfağa tekrar gitmiş ve içeri girmiştim. Genelde annem mutfaktayken rahatsız edilmeyi sevmediği için girmezdim fakat Felix gelmek üzereydi ve bir şeylere yardım etmem gerekiyordu.

Changbin—"Anne, gerçekten ordu gelmiyor ve biz kıtlığa girmedik."

Endişeyle üstü dolu masaya baktığımda konuşmuştum.

"Ne olacak oğlum, ne sevdiğini bilemem çocuğun. Zaten çoğunu yapıp dondurmuştum, çıkarıp ısıttım. Olmadı tekrar dondururum."

Güldüğünde bende gülmüş ve kulağımı dolduran zil sesi ile koşarak kapıya gitmiştim.

Derin bir nefes alıp beklemeden kapıyı açtım ve karşımda elinde birkaç poşetle bekleyen genci içeri davet ettim.

Changbin—"Hoş geldin, geçsene."

Felix—"Hoş buldum."

Gülümseyip montunu çıkardı ve bana verdi. Ayakkabısını da çıkardığında ona temiz bir terlik vermiş ve bana uzattığı poşetleri almıştım.

Devil/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin