Herkes gittikten sonra odama çekilmiş oturmaya devam etmiştim. Aynı zamanda düşünüyordum da gerçi ne düşünüyorsun diye sorsan verecek bir cevabım yoktu fakat düşünüyordum,kafayı yiyecek kadar.
Bir süre sonra kapımın çalınması ile irkildim. Kendime geldikten sonra daveti kabul ettim. Gelen tabiki babamdı.
Odaya girdikten sonra sandalyemi alıp karşıma geçti ve oturdu. Derin bir iç çektikten yine konuşmaya başladı. Konuşmak istiyor muyum?Bir bana sorsana.
Baba--"Minho'yu gördün dimi. Sevdin mi?"
Aslında evet.
Jisung--"Sevme gibi bir şey söyleyemem ama iyi çocuk."
Baba--"Biliyorum ona da bana davrandığın gibi davrandığını."
Jisung--"Olabilir. Ben de aksini iddia etmedim zaten."
Sinirlendiği her halinden belliydi. Yine de kendini sakinleştirerek konuşmaya devam etti.
Baba--"Bak oğlum bana sinirlisin anlıyorum. Evleneceğim kadına da sinirlisin onu da anlıyorum ama o çocuğun suçu ne? Bak o babasını hiç görmemiş yani sen anneni kaybettin şunun şurasında kaç ay oldu kim bilir nasıl bir boşluk hissediyorsun.Dünyaya, herkese küsüyorsun. "
Soluklanıp gözlerini temizledi.
Baba--"Oysa ki o senin şu bir kaç aylık acını yıllardır kendisini bildi bileli yaşıyor. O boşluk hissi dolmayacak ve onun hatırlayıp mutlu olabileceği bir anısı bile yok. Bize nasıl davranırsan davran ama o çocuğun bir suçu yok. Ben o kadınla sen annesiz kalma oda babasız kalmasın diye evleniyorum. Ben iş gezilerine gittiğimde seni nasıl bırakacağım, sana nasıl yemekler yapacağım. Nasıl bir anne gibi olabilirim nasıl?"
Ağlamamak için dişlerimi sıkıyordum. Hayır onu affetmeyecektim ne olursa olsun annemin ölümünün üzerinden az bir zaman geçe evlenmesi doğru değil.
Baba--"Sen sürekli annem şu kadar zaman önce öldü sen hemen evleniyorsun diyorsun ya, benim anneni gerçekten çok sevdiğimi ondan başkasını gözüm görmediğimi herkes biliyordu,sende. Anlayacaksın Jisung,bir gün gerçekten birini sevdiğinde, Allah göstermesin ama benimle aynı duruma düşersen anlayacaksın."
Hayır,anlamayacağım.
Jisung--"Bittiyse çıkar mısın?Uyumak istiyorum."
Baba--"Bitti,bir daha seninle böyle bir konuşma yapmayacağım. "
Kapıyı çarpıp çıktığında gözyaşlarımı bıraktım. Affetmeyecektim ne kendimi ne de seni ama bir şeyde haklısın baba..
.
.
.
Ertesi gün olmuştu.Çoktan kalkıp kahvaltımı etmiş servisimin gelmesini bekliyordum. Babam işteydi ve bugün okula gitmek zorundaydım. Zaten çok aksatmıştım okulu. Normalde başarılıydım fakat bundan sonra nasıl devam ederdim bilmiyorum.
Gitmediğim süre içerisinde arkadaşlarımdan çok mesaj almış hiçbirine dönmemiştim. Anlayışla karşılayacaklarından şüphem yoktu tabiki.
Çok geçmeden servisim gelmişti. Binip kulaklığımı takmış gen düşüncelere dalmıştım. Yaklaşık 30 dakika sonra okula varmıştım. İndiğimde kulaklığımı çıkarırken yolun ortasında olduğumu dahi unutmuştum. Araba kornası ile ani bir çığlık atmış, kolumdan çeken kişi ile de şok geçirmiştim.
Minho--"Jisung iyi misin?"
Neden bu çocuk olmak zorunda ya? Ne bu bl movie mi?
Minho--"Jisung, cevap versene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.