Jisung yaklaşık kırk dakikalık bir yürüyüşün ardından evine varmıştı. Bu duygular onun için yeniydi ve arkadaşlarının söylediği şeyleri düşününce bazı parçalar yerine oturmuştu.
Aslında kızgın veya üzgün değildi, kıskanıyordu. Eğer o kişi ile anlamışsa kendi benliğini ve hala onu seviyorsa buna kızamıyordu. İçinde bir yerlerde keşke o kişi ben olsaydım diyen bir ses vardı, susturmaya çalışıyordu o sesi.
Şimdi ne yapacaktı peki? Bir kaç gündür Minho ile olduğu gibi mi olacaktı, yoksa ondan uzak mı duracaktı? Her şeyi anlatmalıydı belki de, senin eğlencen olamam demeliydi.
Kapının önünde durmuş derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açıp içeri girmişti. Üzerinde ki montu çıkartıp çantasını yerine koyduktan sonra sessiz evde düşünerek salona gitmişti.
Minho'yu bulamayan geç alt katta bir kaç yere daha bakmış ardından yukarı çıkmıştı. Minho odasında da yoktu, bir yere gidecekse eğer haber vermesini beklerdi.
Kendi odasına girdikten sonra gördüğü şey ile burukça gülümsedi. Minho Jisung'un yatağında oturur şekilde uyuya kalmıştı.
Jisung küçük adımlarla Minho'nun yanına gelmiş ardından kucağında ki kitabı komidinin üzerine indirmişti. Ardından Minho'yu dürtmüş ve düzgünce yatağına yatmasını söylemişti.
Minho yavaşça gözlerini açıp esnedikten sonra karşısında ki bedene döndü.
Minho--"Geç gelme demeseydim ne zaman gelecektin çok merak ediyorum."
Jisung gülümsedi.
Jisung--"Hava yeni karardı çok geç değil ayrıca merak ettim de niye kendi yatağında değilde benimkinde uyudun."
Minho bulunduğu yere göz gezdirdikten sonra ciddi bir surat ile Jisung'a döndü.
Minho--"Uyumak için gelmemiştim ki. Seni bekliyordum geldiğin gibi beni odanda görecektin sonra ben bu saatte eve geldiğin için kızacaktım ama uyuyakalmışım."
Bu sefer ikiside gülmüştü.
Jisung--"Tamam kız hadi."
Minho--"Sözde kızacaktım ama.." yutkundu Minho, karşısında ki gencin gözlerinin içine baktı."kızamıyorum ki."
Yine yapıyor işte diye geçirdi Jisung içinde yine çok güzel bakıyor.
Minho--"Ama bir dahakine kızarım bilmiş ol."
Jisung--"Tamam bir daha olmaz."
Minho--"Yemek yemedin diye düşünüyorum."
Kafasını iki yana salladı Jisung.
Jisung--"Hayır sadece bir şeyler içtik."
Minho--"İyi o halde, sen üstünü değiştir elini yüzünü yıka gel bende yemeği servis edeyim."
Jisung 'tamam' diyerek arkasına dönecekken Minho kolundan tutmuş ardından kollarını küçüğünün beline sarmıştı.
Minho--"En azından bir öpücük verseydin."
Diyerek dudaklarını büzdü Minho. Jisung bu hareket üzerine derince yutkundu.
Dudaklarını karşısında ki dolgun dudaklara bastırıp geri çekildi, Minho devamını beklediği öpücüğün birden kesilmesi ile şaşırdı.
Ardından Jisung bulunduğu kolların arasından çıkmış banyoya gitmişti. Kapıdan girmesi ile tuttuğu yaşların akması bir olmuştu, vazgeçmek istemiyordu Minho'dan. O bu kadar güzel bakarken olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.