--------Hyunjin'den-------
Jisung hastaneye yatış yaptığından beri bir ayağımız hastanedeydi. En yakın arkadaşlarımdan birinin böyle olduğunu görmek gerçekten katlanılır gibi değildi.
Babası olacak herif ağır bir ceza almıştı ve bir daha Jisung bunları kaşamayacaktı en azından. Çıktıktan sonra da psikolojik bir tedaviye başlanacaktı. Sooyoung ablanın dediğine göre uykularında çok ağlıyormuş.
Biz gittiğimizde bize gülümseyen, şakalar yapan, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranan çocuğun biz yokken kendi kendine bunlarda kayboluyor, en çok da bu üzüyor işte.
Bugün doktor ile konuşacaklardı. Bu Jisung'un evine dönmesi için bir ışıktı, çünkü yorulmuştu. Biz bile bu kadar yorulup üzülüyorken onu düşünemiyordum bile.
Bugün Jisung ile konuştuğumuzda gelmememiz konusunda ısrarcı davrandığı için Seungmin ile plan yapmıştık.
Barışmamızın üzerinden bir hafta geçiyordu ve biz bu süre içerisinde kendimize vakit ayıramamıştık. Çok sağolsun, bu süre içerisinde gerçekten bir an bile ne beni, ne Jisung'u yalnız bırakmadı.
Oturup düşünmüş ve sinemaya gitme kararı almıştık. Seungmin'in önünde ağlamamak için romantik komedi seçmiştim. Annemle izlediğimiz Müge Anlı'dan sonra bu gayet iyi olacaktı.
Hyunjin—"Anne ben çıkıyoruuum."
Hazırlanmış ve kapının önüne gelmiştim. Ayakkabı giyerken anneme son kez haber vermiş ve güzel bir tepki aldıktan sonra çıkmıştım. Bizim evde güzel tepki eşittir siktir git it, demektir, bilmiyorum demezsiniz.
AVM'ye gitmek için gelen otobüse bindikten sonra yerime geçip izleyeceğimiz filme son bir kez baktım. Yolda Seungmin ile de konuşmuştum, büyük ihtimalle aynı zamanlarda varacaktık.
Kısa süren yolun ardından indim ve etrafıma kısa bir süre bakındım. Seungmin anlaştığımız gibi, heykelin önünde bekliyordu.
O da beni görmüş ve gördüğü gibi gülümseyerek el sallamıştı. Evet, onu affetmiştim fakat hala çok samimi davranmıyordum. Deneme sürecinde gibiydik, birbirimizi deniyorduk. Ama büyük ilerleme kaydetmişti. Her zaman benimle ilgilenmeye çalışıyordu, arada bana bakarken dalıyordu mesela ve bu çok hoşuma gidiyordu.
Yürüyüp karşısına geçtiğimde gülümsemesi büyümüştü.
Seungmin—"Geçelim mi hemen? Geç kalmak istemeyiz."
Başımı evet anlamında salladıktan sonra yanına geçmiş ve yürümeye başlamıştım. Bir kolumu omzuna attığımda bana dönmüş ve tekrar tebessüm etmişti.
Hyunjin—"Seçtiğimiz filme giriyoruz değil mi?"
Yürüyen merdivenlere binerken konuşmuştum. Sinema alanına varmak üzereydik ve hala tam bir karar alamamıştık.
Seungmin—"Olur ya neden olmasın? Çok komedi izlemem ama seninle denerim."
Hyunjin—"Şanslısın ki beni buldun. Her şeyde mükemmelimdir."
Bugün de çok mütevaziyim biliyorum.
Seungmin—"Tamam öylesin de, bu dediğin ile konumuz ne alaka onu anlamadım."
Hyunjin—"Her şeyde mükemmel olduğum gibi film veya dizi seçimlerinde de mükemmelim. Bu yani, nesini anlamadın?"
Seungmin—"Pardon, tabi senin gibi bir mükemmellik abidesi bana şans verdiği için şanslıyım."
Seungmin'in normalde bu kadar ezik bir karakter olmadığına emindim.
Hyunjin—"Sen de mükemmelsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.