Sabah olmuş ve Minho küçüğü ile beraber güzel bir kahvaltı edebilmek için erkenden kalkmıştı. Dün akşam Jisung onu öptükten sonra oda küçük bir öpücük kondurmuş ardından sohbete dalmışlardı.
Minho tensel şeyler için çok acele ettiklerini düşünüyordu.Onu çok fazla istiyordu ama bu istek sadece bedenen değildi ve Jisung'un bunu böyle düşünmesi isteyeceği son şey dahi değildi.
Minho bu yaşına kadar hissetmediği bir şey hissediyordu Jisung'a karşı. Çok kısa bir süredir tanışıyor olmalarına karşın sanki ömrü boyunca beklediği kişiyi sonunda bulmuş gibiydi. Gerçi onu okulda çoğu kez görmüş, izlemişti.
Jisung annesinin öldüğünü öğrendiğinde okuldaydı. Babası okulu arayıp bildirmiş ve bir sebepten dolayı Jisung'un eve gönderilmesini istemişti fakat mükemmel müdürleri sağolsun Jisung'a direk doğruyu söylemiş ve eve arkadaşlarının sırtında gitmesini sağlamıştı.
Bunların hepsi oluyorken Minho Jisung'u izliyordu,hemen arkasında. Onunda kalbi ağırlaşmıştı o zaman.Jisung giderken oda dolu gözlerle bir köşeye sinmiş ve bırakmıştı.
Babasız büyümüş bir çocuktu, annesi onun her şeyi olmuştu. Belkide bu eksiklik onu Jisung'a itmişti. Jisung'un da artık bir yanı eksikti ve belkide bu iki gencin eksik olmayan tarafları birbirlerini dolduracaktı.
Minho düşünceler içerisinde kahvaltıyı hazırlamayı bitirmiş ardından Jisung'un odasına çıkmıştı. Servisin gelmesine daha bir buçuk saat vardı o yüzden rahattı. Zaten rahat olmak için sabahın köründe kalkmıştı.
Jisung'un yatağının ucuna oturmuş ardından biraz izlemişti. İlk başta Minho'ya söyledikleri geldi aklına. Hırçın ve herkesi kırmaya , sinirini öfkesini kendisinden etrafındakilerden çıkarmaya çalışan genci izledi biraz. Son zamanlarda daha iyi anlamıştı, o melek gibiydi.
Bir kaç kere dürtmüş ve adı ile seslenmişti. Gözlerini hafifçe araladıktan sonra gülümsedi Jisung'a.
Jisung bir kaç kere gerildikten sonra yatağında dikeldi. Oda hafifçe gülümsemiş ardından karşısında ki gence dönmüştü.
Jisung--"Hangi devirde yaşıyorsun be dürterek uyandırmamı kaldı,insan öperek uyandırır."
Minho cevap verecekti vermesine ama dudaklarını büzerken o kadar tatlı görünüyordu kii bir öpersem devamı gelir o yüzden öpmedim demedi.
Büzdüğü dudağını dişleri ile dudakları arasında aldıktan sonra küçüğünün titrek nefesini içine hapsetti.
Jisung kollarını Minho'nun boynuna dolamış ardından üzerine doğru çekmişti. Minho'nun dünden beri garip olduğunun farkındaydı. Öpücüklerini kısa tutmaya çalışıyordu ama Jisung şu an için bunun gereksiz olduğunu düşünüyordu, en azından babası gil gelene kadar.
Minho kendisini çeken çocuğa karşı koymamış küçüğünün bedenini altına almıştı. Aslında Jisung Minho'nun özellikle okul sabahı karşı koymamasına şaşırmıştı ama önemli miydi?Hayır.
Jisung iyice sarılmıştı ardından dolgun dudakları, dudaklarının arasında ezmeye devam etmişti.Minho elleri ile küçüğünün bacaklarını aralayıp kendine sarmıştı. İkilinin vücudu adeta tek vücut gibi olmuştu ve bu ikisininde çok fazla hoşuna gitmişti.
Minho dudaklarını, şişirdiği dudaklardan ayırmıştı ince boyna yönelmişti. Ardı ardına sulu öpücükler bırakırken Sung elleri ile büyüğünün saçlarını çekiştiriyordu.
Minho dikkat etmeye çalışsa da yapamamış ve bir iki iz bırakmıştı. Öpücüklerini kesip hafif doğrularak küçüğüne baktı. Sabah ayrı bir tatlı seksi garip bir şey oluyor diye geçirdi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.