Babam masayı çoktan hazır ettiği için direk geçmiştik.
Bilerek hızlı davranmış ve Minho'nun önünde yürümüştüm. Gözüne gözüne sokacaktım kendimi.
Dikkatini çektiğim tek kişi o değildi tabiî ki. Aşağıya indiğimden beri babam ve o kadının da gözleri üzerimdeydi. Normalde olsa babam iki saat sorguya çekerdi ama şimdi yemez işte.
Ben Minho'nun yanında oturduğumda karşımıza normalde de olduğu gibi kalan ikili oturdu.
Sessizce yemeğe başladık, sessiz olanlar sadece ben ve Minho'yduk.
Minho'nun arada bana baktığını hissediyordum. Hissetmeme gerek dahi yoktu her suratına dönüp baktığımda bana çatık kaşları ile nasıl baktığını görüyordum zaten.
Herkes yemeğini yedikten sonra bu sefer gerçek bir sessizlikte oturmaya devam etmişlerdi. Babam boğazını temizlediğinde konuşmaya başlayacağını anlamıştım.
Jinyoung—"Öncelikle özür dilerim Jisung. Gerçekten sana vurmak istemedim. Sen anneni aldattığımı ima edince tutamadım birden o sinirle oldu. Hiçbir haklı tarafı yok ama özür dilerim öyle biri olmadığımı biliyorsun."
Jisung—"Hala aldattığını düşünüyorum, istersen dövebilirsin umurumda olmaz."
Babam derin bir nefes aldığında susmuştum.
Jinyoung—"Aldatmadım, öyle bir şey olabilir mi? Sinirden saçmalıyorsun, aç gözünü Jisung. Ben anneni ne kadar seviyordum ve hala da ne kadar seviyorum sen biliyor musun?"
Jisung—"O zaman sözde hiçbir şey yaşamayacağın kadın ile çektiğin o fotoğraflar, o hal, tavırlar ne?"
Babam ve o kadın dönüp birbirlerine baktıklarında Minho'nun nefesini hissettim.
Minho—"Bir daha annemden kadın diye bahsedersen eğer sana vereceğim şansı unut."
Kulağıma fısıldayıp çekildikten sonra ona döndüm. Tam gözlerinin içine baktığım, oldukça kararlı görünüyordu, demek bana şans vermeye karar vermişti.
Açık tehdidini görmezden geldim, hele bir affetsin acısını çıkarırım nasılsa.
Jinyoung—"Bizim aramızda öyle bir şey yok. Bak anlıyorum seni, sevgili olduğumuzu ve size yalan söyleyip evliliğimizin gerçek olacağını düşünüyorsun ama yemin ederim değil. Sadece samimiyiz bu kadar."
Aslında şu an sevgili içimde öyle bir öfke yoktu ve onların ne yaptığını umursamıyordum.
Jisung—"Senin hayatın ilgilenmiyorum. Sadece annemin sevgisine ihanet etme yeter."
Herkes şaşkınca bana döndüğünde yüzlerine 'ne oldu' gibisinden bakmıştım. Özellikle Minho gerçekten hem şaşkın hem de gururlu duruyordu.
Jinyoung—"Yani inanıyor musun bana?"
Jisung—"Eğer oğluna yalan söylüyorsan, hele de böyle bir mevzuda, bu senin karaktersizliğini gösterir. Karaktersiz olduğunu düşünmüyorum, ha öyleysen de kendine yakıştırmışsın sonuçta yapacak bir şeyim yok."
Nerede o dün akşam esip gürleyen Jisung heyt yavrum be bir günde kedi gibi oldum. Göt korkusu nelere zeval işte.
Jinyoung—"Asla dilinin ayarı yok Jisung anneni bedeninde yaşatıyorsun sen zaten."
Kaşlarımı çatarak baktığımda gülmesini durdurdu. Oturup onunla gülecek değildim herhalde o kadar şeyden sonra.
Jinyoung—"Neyse, iyimiyiz şu an?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.