Jisung--"Ya Minho, ciddi olamazsın."
Yuvarlandıktan sonra kalkıp biraz konuşmuştuk ardından Minho ikimiz için çok güzel bir şey yapacağını söylemiş ardından kitaplarını masaya yerleştirip beni de ders çalışmaya çağırmıştı.
Minho--"Zaten gitmedik bugün otur adam gibi çalış hadi."
Abartılı bir şekilde taklidini yaptığımda arkasında ki yastığı bana atmıştı.Ben de tutup ona geri yolladım.
Jisung--"Ya ne dersinden bahsediyorsun? Zar zor burada kaldınız gel işte."
Kollarımı iki yana açıp dudaklarımı büzdüm.Hadi ama bana dayanamaman, kucağıma atlaman falan lazım.
Minho--"Jisung biz beraber yaşayacağız biliyorsun değil mi?"
Ders çalışmak istemiyorum işte, sal beni Minho. Ona hala dudak büzdüğümü gördüğünde offlayarak yanıma geldi. Alttan alta gülerken yanıma gelip kollarımdan tutup çekiştirmeye başlamıştı.
Ayda yılda bir sevgili yaptım onun da ders çalışma fantezisi var.
Masaya kadar zorla getirmiş fakat sandalyeye oturtamayınca durmuştu.
Minho--"Eğer uslu bir şekilde oturup dersini çalışırsan, bana istediğin kadar soru sorabilirsin."
Baştan söylesene gerizekalı.
Jisung--"İstediğim kadar mı?"
Başını evet anlamında salladığında gözlerim parlamıştı adeta. Hızla sandalyeye oturup matematik soru bankamı çıkardığımda gülerek kendi sandalyesine oturdu.
Konuya dahi bakmadan açıp rastgele bir soruyu önüne indirdim. 'Cidden mi' bakışı attığında güldüm. Sonuçta o demişti.
Minho--"Bak Jisungcuğum, canım, lütfen.Bu dersi çalışmamın ve çalıştırmamın sebebi oynaşmak değil. Bak çalış derslerinden geri kalma. Bilmediğin her soruda yardım edeceğim söz veriyorum ama her soruyu bana gösterirsen ne manası kalır çalışmanın?"
Jisung--"Sen bana canım mı dedin?"
Şahsen ben canımdan sonrasını dinlemedim.
Minho--"Ya ben ne diyorum sen ne diyorsun?"
Minho derin bir nefes aldığında kıkırdamıştım. Başımı omzuna yasladım.
Jisung--"Canın mıyım gerçekten?"
Yine derin bir nefes almıştı ama ardından gülüşünü duydum.
Minho--"Canımsın Jisung tabiki.Canımın içisin, ama güzelim nolursun çalışalım. Bak ben seni kırmıyorum ama sen beni çok kırıyorsun. Ben bu sene üniversiteyi kazanıp gitsem, ne yapacaksın?"
Bunu hiç düşünmemiştim, gerçi neyi düşünmüştüm ki?
Jisung--"Bende gelemem mi yanına?"
Minho--"Kolay mı öyle istediğin üniversiteyi kazanıp gelmek, aynı yeri tutturmak? Ben en iyisini istiyorum Jisung, en iyisi için senin bu davranışların yeterli mi sence?"
Jisung--"Yani değil ama.."
Minho--"Aması ne?"
Diyecek bir şeyim yoktu, ders çalışmak istemiyordum.
Minho--"Ben bizi düşünüyorum. Bak ben annem için emekleri için çalışıyorum. Senin bir amacın yok mu? Sen de gururlandırmak istemez misin babanı, anneni?"
Anneni derken duraklamıştı. Bu konuşmanın duygusal olmaması gerekiyordu, ağlamamalıydım.
Bunlar çok derin konulardı benim için. Hayat ne getiriyorsa onu yaşayıp geçiyordum.Doğrusu bu zamana kadar derslerde bile o kadar çabalamamıştım. Ama bildiğim bir şey vardı Minho haklıydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.