İKİ BÖLÜM ART ARDA ATIYORUM, ATLAMAYIIIIN
---------------4 AY SONRA------------
Sonunda Minho'nun evden gitme vakti gelmişti. İki ay içinde puanlar açıklanmış ardından da tercihler yapılmıştı.
Minho ülke de ilk 50'ye girmiş ve istediği yeri kazanmıştı. Okullar açılmak üzere olduğu içinde bavullar aşağıda bekliyorduk. Ondan, bedenen ayrılmak istemediğim için canım sıkıla sıkıla bakıyordum bavullara. Her an yakıp otur oturduğun yerde diyebilirdim.
Hem yerleşmesi hem de orayı görmesi açısından ilk günü olacağı için ben ve Sooyoung abla da onunla beraber gidecektik. Beraber geçirdiğimiz neredeyse bir yıllık bu sürede, gerçekten onu ne kadar çok sevdiğimi anlamıştım. Gideceğini düşününce bile ağlayasım geliyordu ama kötü hissetmemesi için duruyordum.
Sooyoung ablanın dürtmesi ile daldığım yerden çıkmış ve ona dönmüştüm. Gülümseyerek bavulları işaret ettiğinde zor da olsa bu gülümseye karşılık vermiş ve bavulları taşımaya başlamıştım.
Jisung—"Minho nerede kaldı?" On dakika önce hemen geleceğini söylemiş ve eve girmişti. Bu on dakika bir türlü bitmek bilmemişti.
Minho—"Zeminimizi öpüyordum evi özleyeceğim sonuçta." Sonunda kapıdan çıkan gerzek sevgilimi ve bu gevşekliğini görüp sinirlenmiştim. Ben burada kahroluyorum gidecek diye, o gidip evin zeminini öpüyor, şaka mı?
Jisung—"Bunu tek gönderelim abla ya, bizden ayrılıyor ama evi gidip öpüyor it."
Sooyoung—"Çok konuşmayın hadi arabaya."
Jisung—"Beyefendinin bavullarını bile biz taşıyoruz."
Kendi kendime söylenerek arabaya bindim. Cidden sinirlerim bozulmuştu ve Minho'nun yüzünü görmek istemiyordum. O gidiyor diye ben bilinmeyen ruh hallerinde gezeyim, beyefendi geçireceğimiz kısıtlı vakti gidip evle geçiriyor.
Sooyoung abla da yerleştikten sonra yüzünde güller açan sevgilim de yanıma oturduğunda, tamamdık. Anlamıyordum nasıl bu kadar mutlu olduğunu ve bu daha da sinirlerimi bozuyordu. Tamam, istediğin yeri kazandın ve mutlusun tabiî ki bende mutluyum onun için, fakat ayrılacağız ve uzun süre görüşmeyeceğiz en azından biraz üzülür insan, ben abartıyor değilim ya.
Kendi koltuğuma sinip yolu izlemeye başlamışken Sooyoung abla da sürmeye başlamıştı. Yanımda bir şeyler anlatan gencin ağzına bir tane çakmamak için kafamı dağıtma ihtiyacı duymuş ve telefonu elime almıştım. Jeongin, Felix ve Hyunjin'in olduğu gruptan çok bir ses yoktu.
Chan hyung da güzel bir yeri kazanmıştı ve onunki bizim şehrimizdeydi. Changbin hyung ciddi ciddi Antep fıstığı yetiştiriciliği gibi bir bölüme gitmişti ve Felix, çokta yüksek olmasa da aldığı puanı bu bölümde harcadığına inanamıyordu.
Onlar bizim gibi üniversiteye yerleştirmek amacı ile çıkmışlardı yola. Hyunjin ve Seungmin ne bok yiyor, bilmiyordum bile.
Sooyoung—"Aramıza döndüğünde çaldır Jisung." Sooyoung ablanın bana karşı kurduğu cümle ile telefonu cebime koymuş ve onlara dönmüştüm. Minho salak saçma gülerken Sooyoung ablaya cevap verdim.
Jisung—"Uzun ya yol, oyalanacak bir şeyler yapıyorum."
Minho—"Benim sevgilim sıkılıyormuymuş, hem de yanında ben varken?" Minho tatlılık yaparak bir kolunu belime sardığında sinirlerime hakim olarak hiçbir şey yapmamıştım. Her şeyi geçtim bugün benim doğum günümdü ve bunu bile hatırlamamıştı.
Jisung—"Sonunda bir sevgilin olduğunu hatırlaman ne güzel." Hala yola bakarak söylediğim şeyden sonra Minho daha da sokulmuştu bana.
Minho—"Ya sen trip mi atıyorsun bir de?" Hala tatlılık yaparak devam ettiği cümlesi ile gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım.
Jisung—"Evle iyice vedalaştın mı?"
Minho—"Tabiki iyice vedalaştım ama sevgilime doyamadan gideceğim." Oldukça sesli söylediği cümle ile ona dönüp ağzını kapattım.
Jisung—"Annen burada gerizekalı düzgün konuş."
Sooyoung—"Her gece beni uyutmayın bir şey yok, bu laflara gelince annen var de. İyiymiş ya."
Gözlerim aynadan bize bakan Sooyoung abla ile kesiştiğinde başımla selam vererek tekrar önüme dönmüştüm. Ben ne bileyim o kadar ses yaptığımızı be kadın, bir kere bile uyarmadın ki.
Minho—"Boşver şimdi bunu, trip atıyorsan at ama kucağımda at. Yol boyu sana sarılmak istiyorum ben."
Beni yavaşça saran kollarının içine girip göğsüne kafamı yaslamıştım. Haklıydı, kucağında da trip atabilirdim.
.
.
.
------------6 Saat sonra---------
Sonunda varmış ve oturmaktan kitlenmiş olan bacaklarımızı zorda olsa açmıştık. Minho için tutulan evin önüne geldiğimizde evin bu kadar büyük olması ve burada başkaları ile yaşayacak olması daha da yüreğimi burkmuştu.
Bavulları taşımayı bitirmiş ve evi gezme kısmına geçmiştik. Ev çok güzeldi. Zaten Minho ve annesi beraber gelmiş, beğenmişlerdi. Ben gözüm tahammül etmeyeceği için istememiştim.
Jisung—"Ev arkadaşların ne zaman gelecek?"
Minho—"İlana yazan 3 kişi var. Tanıştıktan sonra karar vereceğim sevgilim."
Anladığımı belirterek gülüşüne karşılık verdim. Mutfak dolaplarını incelerken tekrar derin bir iç çekmiştim.
Sooyoung—"Sen beğendin mi Jisung?"
Jisung—"Çok beğendim, baya iyi ev."
Yapılan son model evlerdendi ve beğenmeme gibi bir durumum olamazdı.
Minho—"Bakmadığımız bir oda kaldı."
Minho beni elimden tutup çekiştirmeye başladığında bir şey dememiş ve takip etmiştim. Zaten hangi oda olduğunu biliyordum.
Minho—"Beğendin mi?" Kapıyı açıp içeri girmiş ve gururla kapıda durup odaya bakmaya devam etmişti. Bu oda fazla güzel değil mi?
Jisung—"Gerçekten çok güzel."
Minho—"Yatağı gördün değil mi?"
Jisung—"Yok, bütün odaya baktım ama sen belirtmeden önce yatağı göremedim, çok sağol."
Minho yüzündeki saçma sırıtışı silerken yanıma gelmiş ve kollarını tekrar belime dolamıştı.
Minho—"Benim sevgilim benden ayrılacağı için mi bu kadar huysuz, hım?" Yüzü, yüzüme yaklaşmış ve burunlarımızı birbirine sürtmüştü.
Minho—"Boşuna bu kadar üzüyorsun kendini. Hep konuşacağız, görüşeceğiz, annem ne zaman istesen getirir seni, kalırsın bende. Sen kendini böyle yıpratırsan olmaz ki."
Kelimelere içime işlerken gülümsemiş ve kollarımı boynuna sarmıştım. Göz ucuyla ona bakıyordum.
Jisung—"Sürekli beraberiz sonuçta, ne yapayım? Artık bir parçam gibisin."
Minho—"Dediğin gibi, parçamsın. Senden nasıl ayrılayım? Tamam biraz mesafe girecek araya, kabul ama biraz da özleriz ne olacak ki? Hem, bu yatağı ilk seninle denemek istiyorum."
İlk benimle mi?
Jisung—"Gerizekalı mısın ya sen? İlk ne ya ilk NE? Başka biriyle mi deneyeceksin sanki it herif. Aptalsın ya yemin ederim aptalsın."
Zaten gergin olan sinirlerim sayesinde daha da gerilmişti. Sarılı olan kollarımı geri çekerek uzaklaşmış ve kollarından çıkmıştım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum ve bir dur bile dememişti, öyle olmadığını biliyordum ama beni yatıştırmasına ihtiyacım vardı.
Girdiğimiz odadan aynı şekilde çıkmak için kapıyı açmış ve açar açmaz suratıma doğru atılan şeyle duraksamıştım. Ağzıma kadar giren şeylerin gül yaprakları olduğunu anlamam zor olmamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/194831631-288-k996478.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.