Vol 9

19K 1.8K 4.1K
                                    


Minho--"Ee nasılsın bakalım? Daha iyi oldu mu gözün?" Bana yaklaşmakta olan genci engellemek adına uzandığım yerden doğruldum. Küçük bir gülümseme sunduğumda oda gülümsemiş ve hemen koltuğun diğer tarafına oturmuştu.

Jisung--"Teşekkürler çok daha iyiyim."

Minho--"Ricalar sonuçta kardeşimsin artık, sorunlarım sorunlarındır."

Kardeşi miyim? Cidden kardeşi miyim? 2 gündür sürekli olarak aklım başka yerlerde olduğu için kendime bir kaç bin ton küfür ederek yüzümü buruşturdum. Cidden neler düşünmüştüm ben böyle.

Minho--"Bir şey mi oldu Jisung?" Birden düşüncelerim bölündüğünde dalmış bir şekilde ona döndüm.

Jisung--"Kardeş deme lazım o--" Gözlerim fal taşı gibi açık bir şekilde Minho'ya döndüm. Anlamamış olması için dua ediyordum.

Minho--"Anlamadım ne dedin?" Derin bir nefes verdim.

Jisung--"Limonata diyorum, nasıl oldu? Ödevlerimize dönmeliyiz artık."

Minho--"Hazır limonata kekleri de dilimledim. Tam olarak nasıl sevdiğini bilmediğim için bir tarafı meyveli bir tarafı kakaolu yaptım. Nasıl seviyorsun?"

Jisung--"Sen nasıl seviyorsun?" Minho şaşırarak bana dönmüştü. Çok garip bir soru sormadım ki.

Minho--"Ben meyveli sanırım ama kakaoluda seviyorum. Ben ayırt edemiyorum ya ikisini de seviyorum."

Jisung--"Ben aynen öyle yapıyorum. Hadi hazırlayalım da başlayalım." Gülümseyerek ayağa kalktığında bende ardından kalkmıştım.

Mutfağa girip hazırlamış olduğu tabaklara baktım. Kekin ucundan biraz aldığımda..gerçekten şaşırmıştım.

Jisung--"Minho sen efsanesin bunlar..çok güzel."

Minho--"Afiyet olsun beğendiysen hep yaparım ben sana." Gözleri kısılıncaya kadar gülümseyip burnumdan makas aldığında bende bütün dişlerimi gösterek kadar gülümsemiştim.

Küçük bir sohbetin ardından tabağımla odama gelmiştim. Kitaplarımı hazırlarken elinde limonata ile Minho içeri girdi.

Jisung--"Teşekkür ederim neden zahmet ettin, ben alırdım." Elindikini masama indirip yanıma geldi.

Minho--"Yok canım ne zahmeti. Ben nerede ders çalışabilirim acaba?"

Çok doğru bir noktaya parmak basmıştı. Biraz düşündükten sonra ona döndüm.

Jisung--"Evde iki tane ders çalışma masası var. Biri babamın biri benim. Babamın ki olmaz ve benimki de yeterince geniş. Sorun olmazsa benim yanımda çalışabilirsin."

Minho--"Tamam ben getiriyorum eşyalarımı."

Yan odaya gittiğinde bende aşağıdan bir sandalye alıp odama dönmüştüm. Minho gelmiş kitaplarını masaya yerleştiriyordu.

Yerime oturup Minho'nun rahatça ders çalışabileceği bir ortam ayarladığımda kendime hayret ettim. Normalde tüm masaya yayılıp genede rahat edemezdim.

Minho hiçbir şey demeden dersine başlamıştı. Önündeki kitaba baktığımda gördüğüm formüller midemi bulandırmıştı. "Ben bakmaya katlanamıyorum o bunları kullanarak soru çözüyor" diye geçirdim içimden.

Önümdeki kitaba odaklanmaya çalışıyordum fakat olmuyordu. Zorlayarak bir kaç şeyi bitirmişti fakat sürekli Minho'ya ve yaptıklarına kayan gözlerim beni zorluyordu. Ders çalışırken nasıl bu kadar karizmatik görünebilirdi. Bir insan kalemin arka kapağını dudağının arasına aldığı için kalp hızlanır mı?

Devil/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin