Kendimizi toparladıktan sonra ortalığı da toparlayıp aşağı inmek için odadan çıktık.
Aşağı indiğimizde babam ve Sooyoung abla gülüşerek bir şeyler konuşuyordu. Bu görüntü biraz kalbimi sızlatsada görmezden gelerek yanlarına gittim.
Minho'da ardımdan girmiş ve kalan tabakları da masaya götürüp oturmuştu. Bende yanına oturduktan sonra kalan iki kişi de karşımıza oturdu.
Nedensizce gerildiğimi hissettim. Normalde bu kadar samimi konuşmuyorlardı, bunu biliyordum. Aklıma gelen tek şey gittikleri gezide yakınlaşmış olmalarıydı. Umarım yanılıyorumdur diye geçirdim içimden.
Elimin üzerine konan elle ani olarak titreyip elin sahibine döndüm. Minho ona döndüğümü görünce kulağıma eğildi.
Minho--"Niye öyle bakıyorsun, bir şey mi oldu?"
Başımı hayır anlamında sallarken bu sefer de acaba nasıl bakıyordum ki diye düşünmeye başlamıştım. En iyisi bir an önce yemek ve aklımı fazla yormamaktı.
Sofrada güzel bir sohbet dönüyordu. Evi nereden alsak,renkler nasıl olsa, yeni eşyaları için ne zaman çıksak gibi konular, bende istiyordum bu evden taşınmayı.
Sooyoung--"Ee Jisung sence nerede olsun ev?"
Jisung--"İkimizde aynı okula gidiyoruz, gerçi okul şu an önemli değil gibi. Sonuçta Minho hyung bu sene mezun olacak bende gelecek sene. Okulu baz almasak sıkıntı çıkmaz diye düşünüyorum."
Minho--"Tamam ben bu sene mezun oluyorum diye uzakta ev tutacak değiliz ya. Sonuçta senin daha bir yılın var."
Jisung--"Varsa nolmuş? Servis ile gidip geleceğim zaten."
Minho--"Olsun sonuçta uzakta alırsak yine de zorlanırsın."
Jinyoung--"Şu an neyi tartışıyorsunuz?"
Minho ile birbirimize baktıktan sonra döngüye giren tartışmayı düşündük. Yaşayacamız evi seçiyorduk fakat önce sen seç modundaydık.
Minho--"Öyle konuşuyorduk işte." Minho'nun eli ensesine gitmişti.
Jinyoung--"Biz dördümüz eve çıkacağız biliyorsunuz değil mi?"
Babam oldukça ciddi bir şekilde ikimize bakarken eş zamanlı olarak başımızı sallamıştık.
Jinyoung--"Bana daha çok ikiniz eve çıkıyorsunuz gibi geldi. "
Sooyoung--"Çocuklar heyecanlanmış sadece bunda bir şey yok."
Babam ikimizi baştan aşağı süzmüştü. Bakışlarında kızgınlık fln yoktu, bir şeyi merak ediyordu. Merak ettiği şeyi öğrenmeye çalışıyormuş gibi bakıyordu. Bu kadarcık konuşmadan anlamış olamazdı herhalde?
Jinyoung--"Neyse, şöyle güzel ve merkezi bir yerde olsun istiyorum, okul öyle veya böyle bitiyor nasılsa."
Jisung--"Biz dört kişi çıkıyoruz eve biliyor muydun? Tek başına ev alıyormuşsun gibi geldi de bana."
Jinyoung--"Bende diyordum Jisung nerde. Teşekkürler Jisung ben yokken oğlumun uzaylılar tarafından kaçırılmadığını öğrendim."
Yüzümü buruşturduktan sonra sofrayı toplamaya koyuldum. Biz kendi aramızda şöyle olsun böyle olsun derken sen karışabiliyorsun ama Jisung bir şey deyince hemen asi oluyor.
Sofrayı toparlayıp bulaşıkları Sooyoung abla ile hızla makineye atmıştık. İçeri döndüğümüzde Minho'da işini bitirmişti. İkili koltuğu ben ve Minho, çaprazdaki üçlü koltuğa ise babam ve Sooyoung abla oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil/Minsung
FanfictionAnnesi öldükten sonra babasının başka bir kadınla evlenisini kaldıramayan bir çocuk ve ona çoktan kapılmış yeni kardeşi. --------- Smut içerir.