BU BÖLÜM KURGU GİDİŞHATI İLE TAMAMİYLE BAĞIMSIZDIR.
Başı Yok Sonu Çok karakterleri 2020 de olsalardı ve 2021'e hepimiz gibi karantinada girecek olsalardı nerede girerlerdi? Ne yaparlardı?
Oynat bakalım!!
♤♤
Elimdeki kırmızı topu boş gördüğüm dala takarken kalçamı da arkada çalan müziğin ritmi ile iki yana sallıyordum. Hepimiz Soner'in sakin bir sitede olan evindeydik. Gerçi buraya ev demek diğer evlere hakaret sayılabilirdi, bilemiyorum. Çünkü bir hayli genişti, öyle ki hepimiz rahatça sığabilmiştik.
Mutlu olduğum ise su götürmez bir gerçekti, nasıl mutlu olmazdım ki? Resmen yirmi dört ay gibi geçen on iki ayı geride bırakmıştık. Yeni yıla girmemize saatler kala daha yeni yılbaşı ağacımızı süslememiz ise tamamen üşengeçliğimizden kaynaklıydı. Günlerdir herkes birinin kalkıp bu görevi üstlenmesini beklemişlerdi ve o fedakarlar Gül ve bendik.
Gül "Bunu da tak," diyerek bana beyaz renk bir top uzatınca elindekini gülerek aldım. Aç gözlülük yapıp neredeyse tüm çeşitlerden aldığı için yerleştirmek bir hayli zor oluyordu. "Nereye takayım sevgili görümceciğim," dedim alayla. Başımla sanki görmüyormuş gibi ağacı gösterdim. "Ağaç birazdan dile gelecek ve isyana başlayacak." Gül bacağını altına alarak daha rahat bir pozisyona geçti. "Ben anlamam," dedi yanındaki sepetten bir başka süs seçerken. "Bunlara bir ton para harcadım, bir maaşım gitti. Hepsini takacağız."
Konuşmamıza şahit olan Fuat'ın genizden gelen bir sesle güldüğünü işitince ikimiz de omuzlarımızın üzerinden arkaya baktık. Elini dudakları üzerine yerleştirmiş yalandan gülümsemesini gizlemeye çalışıyor ama sallanan omuzlarının da etkisiyle başarısız oluyordu. "Pardon," dedi gülmelerinin arasından. "Gül'ün komik fıkrasına gülmeden yapamadım."
Gül elindeki süsü hınçla sepete geri atıp eliyle parkeden destek alarak yüz seksen derece döndü. Elinin tekini beline koyup tek kaşını kaldırarak "Pardon?" diye sordu. Fuat oturduğu koltuktan kalkıp yanımıza ilerlemeye başlarken salonun kapısından elinde tabaklarla Pelin çıktı. Anlaşılan masayı hazırlamaya başlayacaktık zaten hava çoktan kararmıştı.
"Kızım sen alışverişe çıkmadan önce gelip benden para almadın mı? Çıkan benden çıktı sana ne oluyor?" Gül alttan alttan tam önünda ayakta dikilen Fuat'a bakarken ben de çaktırmadan fazla gördüğüm süsleri çıkarmaya başladım. Gül'e kalsa tüm süsleri takacaktık çünkü. "Avans aldım avans." Fuat tekrar güldü. Gül'ün üzerine eğilip eliyle önüne gelen saçları geri iteledi. "Öyle mi," dedi uzatarak. "İki haftadır işe gelmeyen çalışanımı habu ki işten çıkarmayı düşünüyordum."
Tam çocuklardı, tam. İki dakika rahat duramıyor illa tartışacak bir konu buluyorlardı. Fuat'ın gözü parada değildi, Gül de bunu biliyordu ama Fuat, Gül'ü sinirlendirmeyi çok seviyordu, belli ki Gül de sinirlenecek yer arıyordu. Yine de bir şekilde anlaşıyorlardı. Gül sinirle ayağı kalkıp cevap vermeye başladı ve benden uzaklaşarak köşede tartışmalarına kaldıkları yerden devam ettiler.
Elimdeki fazla süsleri sepete geri bıraktım. Sepetin köşesinde duran ve ağacın en tepesine takılmayı bekleyen yıldızı elime alıp geri çekildim. Mutfakta olan ev ahalisinin sesleri artık daha yakından gelince anladım ki herkes salona girmeye başlamıştı. Parmak uçlarımda yükselip iki metre boyundaki ağacın tepesine ulaşmaya çalışsam da elbette bu imkansızdı. Ağacın bir dalını kavrayıp kendime doğru eğmeye çalıştım lâkin bu defa da ağaç tümüyle üzerime gelmeye başladı.
Panikle müdahele etmeye kalmadan arkamdan bir el uzandı ve ağaç daha fazla üzerime meğillenmeden müdahele etti. Ezbere bildiğim koku tüm hücrelerime işlerken arkamdaki beden göğsünü sırtıma yasladı ve "Kurtardım seni," diye mırıldandı. Boğazdan gelen kısık sesiyle kalbim daha hızlı atmaya başladı. Başımı keyifle arkamdaki bedene yaslayıp derince gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
General FictionBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...