Uzunca bir süredir uyuduğumu bilmeme rağmen göz kapaklarımı açmak oldukça zordu. Ben de tercihimi kolumu sarmış olduğum bedene daha fazla sokulmaktan yana kullandım. Bir bacağım onun üzerinde, yanağım göğsü ile omzu arasında, kollarımız bir ahtapot edasıyla birbirimize dolanmış vaziyetteyken huzur da dört bir tarafımızdaydı. Neredeyse kucağında sayılırdım, bir kayadan farkı olmayan bedeninin dünyanın en yumuşak yatağından daha rahat olması da sanırım kendi meziyetiydi.
Bir ömürü onun koynunda geçirsem bir an olsun sıkılmazdım. Bazı anlar geliyordu ve ben kendimi düşünmekten alamıyordum. Düşünüyordum ki, ben bunca yıl onsuz nasıl yaşamışım? Ona bakıp da kayıtsız nasıl kalabilmişim? Oysa o her zaman aynıydı. Eski ile şimdi arasındaki tek ve en önemli fark eskisi kadar katı, düşüncesiz olmayışıydı. Eskiden giydiğim eteğe bile gözü takılırdı ama artık saygı duymayı öğrenmişti. O bana nasıl bir seyler öğretiyorsa ben de ona bazı şeyleri öğretmiştim. En güzel yanı ise bunu farkında olmadan yapıyor oluşumuzdu.
Eskiden mahalleye pek gelmemesinden ötürü onu tanımaya fırsatım olmamıştı. O dönem, bürosunu yeni açmıştı ve işleri hiç olmadığı kadar yoğundu. Bir şekilde hep ayrı olurduk. Şimdilerde ise ondan hiç ayrılasım gelmiyordu. Kalbim onun kalbine sarılsın, hiç ayrılmayalım istiyordum. Şimdiden bahsetmişken...
Dün gece... biraz uzundu. Sabahın ilk ışıklarını birlikte karşılamış, birbirimizin teninde soluklanırken birlikte uyumuştuk. Biliyordum ki eğer yorgunluktan gözlerimi dahi açamıyor vaziyette olmasaydım Devran üç defa ile yetinmezdi. Tabii tek neden yorgun olmam değildi, kasıklarımda da tıpkı şu anda olduğu gibi bir ağrı kol geziyordu. Yüz kızartıcı olsa da bir sefer daha demek, gün boyunca oturamamam demekti.
Dün gecenin armağan olarak bıraktığı sızı beraberinde görüntüleri de getirdi, yerimde kıpırdanmadan yapamadım. Uykum açılıverdi. Arzunun kollarındayken aynaya baksam kendimi tanıyamazdım.
Devran belime sarmış olduğu kolunu biraz daha ilerleterek avucunu kasıklarıma bastırdı. Göz kapaklarımda dönen görüntülere elinin sıcaklığı da eklenince yutkunmak kaçınılmazdı. Kalbim hızlı hızlı görevini yerine getirirken dilim damağım kurudu. İtiraf etmesi utanç verici olsa da kasıklarım kaynamaya başladı ve altımda iç çamaşırı olmasa da ıslandığımı hissettim.
Devran parmaklarını kasıklarımda hareket ettirirken başımın üzerine dudaklarını bastırdı. O an, onun da uyumadığını, tıpkı benim gibi uyanık olduğunu anladım ve bu beni daha da heyecanlandırdı. Kalbim ona olan sevgimi bana tekrar tekrar hatırlatınca yanağımı göğsü üzerinde çok hafif kaydırıp dudaklarımı kalbinin üzerine bastırdım. Daha sonra başımı kaldırarak gözlerine baktım. "Günaydın," dedim pürüzlü ve kısık bir sesle.
Sesimin kısık çıkmasının nedeni yeni uyanmış olmam değildi. Konuşunca fark etmiştim, neyse ki boğazım korktuğum kadar fena bir durumda değildi.
Gözleri kısıktı, başını indirmiş yüzündeki huzurlu ifadeyle bana bakıyordu. "Günaydın güzelim," dedi boğuk bir sesle. Yüzüne hakim olan huzur, sesine de yansımıştı. Cümlesi biter bitmez dudaklarını alnıma, adının üstüne bastırdı. Boştaki elini ise yanağıma yaslayarak yüzümü kavradı, baş parmağı yanağımın ince derisini okşuyordu. Elimi göğsünde dolaştırırken tıpkı onun gibi ben de gülümsedim. Birkaç ay önce güne Devran'ın kollarında uyanacağımı, hatta çırılçıplak olacağımı söyleseler kesinlikle inanmazdım. Ama şimdi tam olarak bu anın içerisindeydik, en önemlisi ise ufak bir pişmanlık bile yoktu.
Dudaklarını tenimden çekerken burnundan bir nefes vererek güldü. Sıcak nefesi saçlarımın arasında dağıldı. "Aslında iyi akşamlar desek daha doğru olur." Gözlerimi yatağın Devran'dan taraf olan pencereye çevirdiğimde haklı olduğunu gördüm. Güneşi goremesem de öğle saatlerini geçmiş olduğumuz bariz belliydi, yine de gözlerimi kapasam uykuya dalmam uzun sürmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
General FictionBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...