Merakla yanlarına ilerlerken "Bir şey mi oldu, hayırdır?" diye sordum. Habersiz gelmesine ek olarak saatin akşam saati olması da eklenince daha da merak ettim. Devran, omuzunun üzerinden bana baktıktan sonra yeniden abime döndü. Yüz ifadesini normal tutmaya çalışsa dahi onu o kadar iyi tanıyordum ki, abimin gelişinden memnun olmadığını gözlerinden okuyabildim.
Abim birkaç saniye Devran'ın gözlerine baktı. Ben anlamasam dahi kendi aralarında anlaştılar, cevap vermek yerine varlığını henüz fark ettiğim güvenlik görevlisine döndü. Görevli, bakışların kendisine dönmesiyle ilk önce boğazını temizledi, daha dik bir şekilde durup gözlerini Devran'a çevirdi. "Devran bey," dedi pürüzlü bir sesle. Devran'ın duruşundan olsa gerek kendisinden bir hayli çekiniyordu. "Beyefendi içeri girmek isteyince size sormak için aradık ama Betül hanım da siz de açmadınız." Kimse bana bakmıyordu ama istemsizce gözlerimi kaçırıp usulca Devran'ın yanına sokuldum. Telefonları duymamamızın sebebi belliydi ve yüz kızartıcı gerçeği gözlerimden okuyabilirlermiş gibi çekindim. Devran da bunu hissettimiş olmalı ki yanına sokulan bedenime kolunu doladı. Belimi sıkıca kavrayıp kendisine bastırdı. "Doğan bey de ısrar edince eşlik ettim. Kusura bakmayın lütfen."
Devran olumlu anlamda başını salladı. "Önemli değil." Oysa ses tonu tam aksini söylüyordu. Doğan abime donüp eliyle içeriyi gösterdi. "Geçsene kardeşim." Görevli mahçup bir şekilde bana baş selamı verdi. Devran'ın mesafeli duruşunun aksine adama tebessüm ederek karşılık verdim. "Hayırlı akşamlar Devran bey." Devran ters ters baktı. "Hayırlı akşamlar."
Abim içeriye doğru bir adım attı. "Geçeceğim de müsait miydiniz?" diye sordu sanki müsait olmasak söyleyebilir ya da onu kovabilirmişiz gibi. Devran belimden destek vererek salona yönelmemi sağladı. "Müsaitiz kardeşim, geç." Birlikte salona adımlarken ikili arkamdaydı. Salona girer girmez abime döndüm, ister istemez gerilmiştim.
İlk sorduğum soru "Birine bir şey mi oldu?" olmuştu. Gerçi böyle bir şey olsa telefonla haber verirlerdi lâkin ne olur ne olmaz, korkuyordu insan. Abim üzerindeki şişme montu çıkarırken yeniden göz ucuyla Devran'a baktı, çıkardığı montu Devran'a uzattı ve kollarını sıkıca bana doladı.
Anında sarılışına karşılık verdim. Telefonla konuşulsa dahi karşılıklı olmanın, sarılmanın yerini tutmuyordu. Abim başımın üzerine dudaklarını bastırmadan hemen önce "Sorun yok abim. Herkes çok iyi." Ellerini omuzlarına koyarak aramıza ufak bir mesafe girdi. "Sadece sizi özledim. Sürpriz yapmak istedim." Eğilip yanağımdan öptü.
Ona inanmayarak baktım çünkü hiç de mantıklı gelmiyordu. Gözlerini devirdi. Omuzumdaki elleriyle beni sarstı. "Kocan olacak herifle takıla takıla ona mı benzedin kız," dedi uzatarak. O sırada abimin montunu asmaya giden Devran geri gelmişti. "İnanmıyor musun bana?" Devran'ın homurdandığını duydum. Dirseğimden kavradı ve abim ile beni tamamen ayırdı. "Rahat dursana oğlum," diye söylendi az evvelki ufak çaplı sarsıntıyı kast ederek. Abim gözlerini sinirle gözlerini kırpıştırdı. "Lan, sanane lan." Uzunca bir süredir onların didişmelerine şahitlik etmediğim için atışmalarını keyifle izliyordum. "Kardeşim değil mi? Damatlar iki kardeş arasına girmez."
Kıkırdarken abimi kolundan tutup koltuğa yönlendirdim. Devran'ın homurtuli sesini duymazdan gelerek "Aç mısın?" diye sordum. Ardından aklıma evde yemek olmadığı ve bizim dışarıdan söylediğimiz geldi. "Bugün işten geç geldik de," dedim ince bir sesle. Sesimin altındaki imayı yalnızca çaprazımizda oturan, gülümsediğini saklamak için çenesini kaşıyor gibi yapan adam anlıyordu. Oysa usluca durabilseydik şimdiye yemek yapmıştım üstelik çoktan yemiştik bile. "Dışarıdan söyledik, sen de ister misin?"
"Açsa kendine söyleyebilir. Damadın ismarlamasını yediremez kendine. Değil mi kardeşim?" Devran'ın muzip ses tonuyla gülüştük. Abim espriyi devam ettirerek "Tabii, sonra arkamızdan dedikodu yaparlar," diyerek karşılık verdi. Sonra güldüğü için kısılan gözleri ban döndü. "Aç değilim abicim. Yedim çoktan. Saat epey geç oldu, keşke gelirken söyleseydiniz." Gözlerimi kaçırıp çaprazımdaki kocama baktım. Bakışlarımı fark ettiği an bana göz kırptı. Sanki abim anlayacak gibi kizardım. Oysa biz evliydik, eminim abim akşamları evde köşe kapmaca oynuyoruz sanmıyordu ama işte, ister istemez utanıyordu insan. Bir de yetmezmiş gibi sevgili kocam "Anca vakit bulduk," diyince daha beter kızardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
Ficción GeneralBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...