Bölüm 24

95.3K 4.1K 871
                                    

İlk olarak, altmış bin okunmayı geçtik. Siz mükemmelsiniz! Bu kurguya başlarken böyle bir geri dönüş beklemiyordum, çok teşekkür ederim. Ayrıca sahip olduğumuz etiketlerin neredeyse hepsinde ilk ondayız. Hepinizi teker teker öpüyorum.

Gecikmemin sebebi cenazemizin olmasıydı, kusura bakmayın.

Bir de ufak bir konu söz konusu. Aşağıya konu ile ilgili görüşlerinizi bildirmenizi isteyeceğim. Konumuz bölüm uzunlukları. Çoğunuz bölümlerin daha uzun olmasını istiyor ki haklılar. Ben de isteğinizi yerine tabii ki getiririm. Yeter ki isteyin! Lâkin şöyle bir sorun var, eğer bölüm uzunluğunu arttırırsam gelme süresi doğal olarak artacaktır.

Şimdi size soruyorum;

Bölüm uzunluğu şimdiki gibi mi olsun?

Bölüm uzunluğu artsın haftada bir ya da beş-altı günde bir mi gelsin?

Şimdi bölüme geçebiliriz.

Çok çok seviliyorsunuz!!

Keyifli okumalar!!

Donmuş bir şekilde Fuat'a bakakaldım. Fuat bir bana bir Devran'a bakarken yüzündeki gülümsemenin saniye saniye solduğuna şahitlik ettim. Kolunu dün geceki adamın omzunun üzerinden yavaşça indirdi, tıpkı kaşlarını da aşağı indirdiği gibi. "Betül, ne işin var senin burada?"

Yutkundum. Kararsız kalarak ağzımı araladım. Konuşacak gibi olsam da zihnimdeki tüm alfabenin birbirine girmesinden kaynaklı olarak konuşamadım. Sanki ağzımdan bir kelime çıkacak olsa bu "Siktir," olacaktı. Ne diyecektim şimdi? Bir şeyler mi uydurmalıydım yoksa doğruları mı söylemeliydim?

Tabi ki doğrular seni salak!

Devran bir adım geriye atarak kapının önündeki ikilinin önünü açtı. "Geçin içeride konuşalım," dedi uykudan yeni uyandığını belli eden boğuk sesiyle. Elini kirli sakalına atıp çenesini ovuşturdu başıyla içeriyi işaret ederken. Bardaki çocuk ikiletmeden ileriye adımladı, anlamaya çalışarak herkese teker teker bakıyordu. "Neyi?" Diye sordu Fuat tek kaşını kaldırarak. Devran konuşacak gibi olduğunda elini kaldırarak susturdu.

Devran'ın sırt kaslarının gerildiğine an an şahitlik ettim. Tüm bu durumu kenara koyup Emre'yi tehdit ettiği sürahi modelini Fuat'da deneyecek sandım. Kısa sürdü bu düşüncem.

"Durun bir tahminde bulanayım," derken iki adım attı içeriye doğru. "Devran abi kaşlarını aldırmak istedi. Utandığı için kuaföre gidemedi ve seni çağırdı," diye tahminde bulundu. Ciddi ciddi bunları Devran'a bakarak söyledi. "Bunun başka bir açıklaması olamaz çünkü," dese de gözleri üzerimdeki erkek kıyafetlerinde ve yeni uyandığımı belli eden kabarık saçlarımdaydı.

Fuat'ın tahmini gülünecek kadar saçmaydı ama tüm kaslarım kasılı halde olduğundan mimik oynamadı yüzümde.

Devran kapıyı sertçe kapatıp dik dik Fuat'a baktı. "Hayır," dedi. Ardından derin bir nefes çekti içine. Omuzunun üstünden kısaca bana baktı. Kontrol amaçlı baktığı besbelliydi, o da haklıydı. Bayılabilirdim çünkü her an.

"Betül ile birlikteyiz," dedi uzatmadan.

Sertçe yutkundum. Devran Fuat'ın ona vuramayacağını bildiği için mi bu kadar rahat duruyordu bilmiyorum ama ben Fuat her an Devran'ın üzerine atlayacakmış gibi diken üzerindeydim. Bu tarz şiddet eğilimlerinin hiçbiri abimde olmamasına rağmen hem de.

Başı Yok Sonu ÇokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin