Bölüm 75

58K 2.7K 447
                                    

Bölümde cinsel içerik var. Okuyup daha sonra da iğrendiğinizi belirtmeyin diye söylüyorum. O kısımları geçmek sizin elinizde.

Cinsiyeti öğrenelim dedim ama sizi daha fazla bekletmeden atmak istedim, artık cinsiyeti de diğer bölüm öğreniriz, hım? Sizin için sorun olmaz umarım?

Umarım bölümü beğenirsiniz. Çok çok seviyorum!!!!
Keyifli okumalaaaaar♡♡♡♡♡♡

♤♤

"Saçma biliyorum ama aklıma ilk gelen şey saçlarımı kestirmek oldu." İki eliyle önündeki kupayı kavradı. Kaşlarını havaya kaldırdıktan hemen sonra dişleri arasından "Beni sinir ettiği gibi sinir olsun istedim," dedi. Omuz silkti, böylece daha fazla bu olay hakkında konuşmayacağını anlamış oldum. Kahvemden oldukça küçük bir yudum alıp arkama yaslandım. Bugün fazla ayakta durduğumdan olsa gerek belim biraz ağrıyordu.

Bilun ile birlikte samimi bir şekilde oturmuş kahvelerimizi yudumluyor, günün kritiğini yapıyorduk. Söz verdiği gibi kahve ısmarlamak için birlikte kuaförden çıkmıştık. "Her ilişkide olur," dedim abla edasıyla. Ben sormadan anlatmasına rağmen sevgilisine neden sinirlendiğini bana açıkça anlatmamıştı. Yalnızca ufak bir tartışmadan bahsetmişti ve kesinlikle şimdiden saçlarına kıymadığı için mutluydu.

Olumlu anlamda başını salladı. "Elbette," dedi pürüzlü bir sesle. Ardından önündeki salep kupasına uzanıp bir yudum aldı. "Hatta sanırım bu duruma alışmam gerekecek. İkimiz de dik kafalıyız." Kaşlarını çattı ve mırıltılı bir sesle devam etti. "Neyse. Hep benden konuştuk biraz da senden konuşalım." Belki de geldiğimizden beri ilk defa alıcı gözüyle beni inceledi. Rahatsız olmadım, bu sırada sol elimle farkında olmadan karnımı okşuyordum.

"Yüzüğün var. Sanırım evlisin, değil mi?" diye sordu. Başımı olumlu anlamda salladım. Bugün olanlardan aklıma Devran hiç gelmemişti ve bu soruyla birlikte geldi. Aklıma yalnızca Devran değil, kontrol etmeye fırsat bulamadığım telefonum da geldi. Mutlaka arar ya da mesaj atardı. Yanımdaki sandalyede duran çantama uzanırken gözlerim yine kendisindeydi. "Evet, hatta Hilal'e eşimin işi dolayısıyla geldik." Kaşları havalandı. "Ya," dedi uzatarak. "Hem başka şehirden geldin hem de şu anda Hilal'deki büyüklüğüyle sayılı bakım salonlarından birini açtın? İmrendim."

Telefonumu çantamın içerisinden çıkarıp çantayı geri yerine koydum. Bilun'a saygısızlık olmasın diye telefona bakmadım, iltifatına tebessüm etmekle meşguldüm. Konuşma sonlanınca bakardım, olanları Devran'a anlatırdım belki ama zaten telefona bakmadım diye sorun çıkarmazdı. "Şımartıyorsun beni," diye takıldım. Kim durduk yere övükmek isterdi ki? "Ee," dedi birden hevesle. Önundeki kupayı elinin tersiyle sol tarafına kaydırdı, ellerini de önünde bağladı. "Anlatsana, ailenden uzakta nasıl oluyor?" Sesinin heyecanla çıktığını fark etmiş olmalı ki utangaçca gülümsedi. "Bana evlilik hep çok garip geliyor da, ondan." Merakını çok görmedim. Çoğu genç kız elbetteki bu konuyu merak ederdi. Asıl onu yargılarsam ayıp etmiş olurdum.

"Başta elbette ki zor oluyor ama eşim sağ olsun, elimden geldiğince tüm eksiklikleri kapatıyor. Hem ben de evde boş durmuyorum, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yani gün bir şekilde geçiyor, aile özlemi geçmiyor ama alışıyorsun." Başını olumlu anlamda salladı. Aklıma gelen ailemle birlikte içli bir nefes aldım. Devran işlerini ayarlar ayarlamaz mahalleye gidip müjdeli haberi vermek istiyordum. Çünkü annemin, Gülnur annenin hatta Çiçek ve Yeliz ablanın desteğine ihtiyacım vardı.

Duygusallığı bir kenara bırakmazsam gözlerimin dolacağını bildiğim için yeniden konuştum. Karnımı fark ettiğini farz ederek "Gerçi önümüzdeki bir sene iş konusunda fazla aktif olamam ama zamanla oturur elbet," dedim. Lâkin gözlerindeki soru işareti bana tam aksini söyledi. İstemsizce kıkırdadım. "Sakın bana karnımı fark etmediğini söyleme." Gözleri kocaman açıldı. "Hamile misin yoksa?" diye sordu hayretle. Gerçekten de fark etmemişti.

Başı Yok Sonu ÇokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin