Hey! Çok uzun zaman oldu ama bakın bakın kim geldi!!
Çiftimizin çocuklu hallerinden iki kesit bulunan bir bölümle geldim ama şimdiden belirteyim iki kısım arasında zaman atlaması mevcut. Devran ve Betül'ü ben çok özledim, siz de özlediyseniz buyurun efenim buyrun. Umarım beğenirsiniz♡♡♡
■□■□■□■
Bölüm 83 - Özel Bölüm
Günlerin aslında birbiri ardından hızla gelip geçtiğini hayatınız rayına oturunca fark ediyordunuz. Takvim yapraklarının bir bir düşüşünü izlerken dudaklarınızda huzurun emaresi tebessüm de varsa, işte o noktada mutluluğu tüm hücrelerinizde hissediyordunuz.
Ben de hissediyordum.
"Evet kızım," diyordu biri. Sesini kısık tutmaya çalışan adamın tok sesi sayesinde onu duyabiliyordum lâkin yanı başımda değildi. Muhtemelen sesin sahibi, kalbimin de sahibi olan o adam uyanan çocuğumuzla birlikte odanın içerisinde bulunan ve çocuklarımız için dizayn ettiğimiz o küçük odadaydı.
Her ne kadar yorgunluktan neredeyse tüm kemiklerim ağrıyor olsa da yattığım yerde gerilirken dudaklarımdaki gerilmeye engel olamadım. Gözlerimi zar zor açtım. Tüm uyuma isteğime rağmen dirseğim üzerinde doğrulup yanımdaki anne yanı beşiğine baktım. Asel'in aksine Alaz mışıl mışıl uyuyordu. Dış görünüşü şu anlık babasını andırsa da uykuya düşkünlüğü kesinlikle beni andırıyordu. Asel için ise bu tam aksiydi. Dış görünüşünün daha çok beni andırdığını söylüyorlardı lâkin tıpkı Devran gibi uykusu çok azdı.
O sırada Asel'in anlamsız homurtularını duydum. Devran yeniden konuştu. "Aynen öyle babacım," diyerek Asel'in mırıltılarına karşılık verdi. Bu defa az evvele kıyasla çıkardığı seslerden anlayabiliyordum ki huysuzlaşmıştı.
Yataktan yavaş ve sessizce çıkmak için henüz doğrulmuştum ki sevgili kızım düşüncelerimi doğrulamak ister gibi daha tok bir ses çıkardı. "Şşt." Bu, bir cismin, muhtemelen elindeki herhangi bir oyuncağın yere düşme sesiydi. "Anneyi uyandıracağız ama kızım."
Artık anne olmaya, onlarla yaşamaya o kadar adapte olmuştum ki görmesem de ne hissettiklerini anlayabiliyordum. Ya da çıkardıkları homurtulardan duygularını anlayabiliyordum. Bu, mucizevi bir histi. Resmen avuçlarımızda arasında iki dünya vardı ve üç ay gibi kısa bir sürede dünyaları kocaman olmuş bizi de içine çekmişti. Devran ve ben onları dünyamıza almamıştık. Biz onların dünyasına girmiştik.
Yataktan kalktıktan sonra son defa Alaz'ı kontrol ettim. Elimi Alaz'ın kadifeyi andıran yumuşak teninde gezdirirken yüzümde tüm yorgunluğuma inat içten bir tebbesüm vardı. Anne olmak o kadar garip ama bir o kadar da güzel bir duyguydu ki onların soluk alıp verişine şahit olmak bile tüm olumsuzlukları silip atıyordu.
Alaz söylediklerimi hissetmiş gibi minik elini üzerine örttüğü ince pireden dışarı çıkardı. Minicik eli yumruk şeklindeydi ve resmen "Gel beni ısır," diyordu. Alt dudağımı dişlerim arasına sıkıştırıp biraz daha oğluma doğru kaydım. Elimle onu rahatsız etmeden sırtını kontrol etmeye çalışıyordum. Artık resmi olarak yaz mevsimi içerisindeydik. Dolayısıyla terlemelerini elimden geldiğince kontrol altında tutmaya çalışıyordum.
Yeniden Devran'ın sesini duyuncaya kadar yatakta kalmaya devam ettim. "Bal kızım, bak bakalım babaya." Alaz'ı rahatsız etmeden usulca yataktan çıktım. "Sen biraz inatçı olacaksın sanki." Annem ilk aylarda gürültüleri onlara çok da etki etmeyeceğini söylemişti ama yine de dikkat etmeden duramıyordum. Sahi, bu minikler ne ara üç aylık olmuşlardı? Zaman, bir hayli insafsızdı.
Üstümdeki geceliğin eteğini düzeltirken son defa göz ucuyla Alaz'ı kontrol ettim ve sessiz olmaya özen göstererek Devran'ın yanına adımladım. Başımı kapıdan uzattığım gördüğüm manzara ise bir hayli seyirlikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
General FictionBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...