Zayn Malik - PILLOWTALK
Zayn Malik - Dusk till dawn
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
En uzun bolümümüz olduğunu belirtmeden önce ufak bir uyarıda bulunayım, bölümde cinsel içerikli sahneler yer almaktadır. Rahatsız olacaklar lütfen o kısımları atlasınlar.
Çok çok seviliyorsunuz!!
Keyifli okumalar!!
♤♤
"Hadi, hadi, hadi, had-" kolumu kaldırıp hemen dibimde durmuş beni darlayan Gül'e baktım. "Elimin tersiyle ağzının üzerine bir yapıştıracağım semazen gibi dönerek uzaklaşacaksın sonunda. Yemin ederim bunaldım," dedim ters ters. İki saniye sustuktan sonra tehditlerimin hiçbir etkisinin olmadığını belli edecek şekilde yeniden aynı kelimeyi söylemeye başladı. "Hadi, ha..."
Oflayarak son olarak diğer bacağıma da güneş kremini yedirdim. Sanki yirmi yaşında değil de iki yaşındaydı. Hanımefendi iki saattir kendisini kremletiyordu, sorun yoktu lakin iki dakika bana krem sürünce bunalmıştı. O da sadece sırtımın açık kısımlarına sürmüştü bense tüm sırtına.
Sandaletlerimi kenara koyup terliklerimi ayağıma geçirdim. İkimiz de Devran'ın arabası ve Kasım amcanın arabasının bizim için oluşturduğu kör noktadaydık. Aslında bu kör nokta rast gele oluşmamıştı. Devran üşenmeyip arabaların yerini değiştirmişti bunun için. Her ne kadar etrafta kimselerin olmadığını ona söylemiş olsam da herhangi bir etkisi olmamıştı. Çünkü kendisi yolda gelirken yakınlarda evler olduğunu ve birilerinin gelebileceğini öne sürmüştü. Evet, evler vardı. Yaklaşık üç kilometre ileride...
Yeliz abla bizden önce gelip üstünü değiştirmiş, Enes'in yanına dönmüştü. Gül de üzerini değiştikten sonra birlikte kremlenmiştik. Geriye yalnızca kendimizi denizin serinliğine atmak kalmıştı. Yani en keyifli kısım.
Annemler ve babamlar bu çevrede yetişen böğürtlenleri toplamak için ormanlık alana gitmişlerdi. Aslında böğürtlen bahaneydi, biz rahat rahat eğlenebilelim diye gitmişlerdi. Oysa bizim için rahatarını bozmamalarını üstüne basa basa söylemiştim.
Devran'ın arabasının kapısını kapayıp elimdeki anahtar yardımıyla kapıları kilitledim. Son defa mayomu düzeltip önden önden giden Gül'ün peşine takıldım. Beni beklemeden koşarak ayaklarını henüz suya sokmaya başlayan Yeliz ablanın yanına gitti. Yeliz abla kendini suya alıştırmaya çalışıyordu, belli ama Gül bunu kendi çapında eğlenceye çevirerek ellerini sırtına dayadığı gibi denizin daha derin noktalarına yürütmeye başladı. "Gül öldürürüm seni, bırak." Yeliz ablanın yardım çığlıkları Gül'ün kahkahalarıyla karışıyordu. Abim ve Fuat da gülerek peşlerine takıldılar. Çicek abla ise su seviyesinin ayak bileğini geçmeyeceği seviyede çocuklarla ilgileniyordu, neyse ki onun da keyfi yerinde gibi gözüküyordu.
Bu neşeli hallerine gülümseyip kollarını göğsünde toplamış beni izleyen adamın yanına ilerledim. Getirdiğimiz kamp sandalyelerinin birinde bacaklarını genişçe açmış, baştan ayağı bedenimi inceliyordu. Yanaklarımı kızartan bakışlarına inat önüne kadar ilerledim. Elimdeki anahtarı kendisine uzatırken "Sen gelmiyor musun?" diye sordum.
Başını sol omuzuna yatırıp anahtarı uzatmış elime uzandı. Anahtarı değil bileğimi kavrayıp bedenimi bacaklarının arasına çekti. "Nefesimi kesiyorsun." Sorumun cevabı bu olmasa da beni gülümsetmeye yetmişti. Göz ucuyla abilerimi kontrol edip Devran'ın dizinin birine oturdum. Kimsenin bizimle ilgilendiği yoktu. Ellerimi omuzlarına çıkarıp sabah bana yaptığı gibi tek kaşımı kaldırarak "Bak sen?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
General FictionBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...