Burnumu çekerken uzandığım yatakta dirseklerimden destek alarak doğruldum. Yatağın bir köşesine fırlatmış olduğum telefondan saate bakıp kendimi sırt üstü olacak şekilde yeniden yatağa bıraktım. Saat gece on bir buçuk olmuştu. Bugün yaşanan her şey, herkes tarafından duyulmuştu. Sabah, sinirle yukarı kata çıktıktan kısa bir süre sonra annem, babam ve abilerim gelmişti. Geçmiş olsun dileklerini diledikten hemen sonra dinlenmek istediğimi bahane ederek onları kibar bir dille kovmuştum. Neyse ki anlayışla yaklaşmışlardı. Fuat benimle konuşmak istese de sevgilisini savunacağını tahmin ettiğim için istememiştim.
Açıkçası kimseyle muhattap olmak istemiyordum ki zaten hakkımı uyumaktan yana kullanmıştım. Elimi karnımın üzerine yerleştirip henüz belli olmayan karnımı ileri geri okşarken Gül'ü düşündüm. Sabah anlattıklarını düşündüm.
Gül gözleri dolu dolu bana bakarken "Yemin ederim," dedi. Ben yatakta sırtımı başlığa yaslamış ona ifadesizce bakarken o da hemen yatağın diğer ucundaydı. Gülnur anne rahat konuşalım diye az önce bizi yalnız bırakmıştı. "Yemin ederim kapatacaktım. Hatta sen kuaförde beni yakaladığın zaman kapatacaktım ama emin olmak istedim." Sertçe yutkunduğunu işittim, ağlamamak için kendini sıktığı belli olsa da pek dayanabileceğini sanmıyordum. Birazdan damlalar firar ederdi.
"Abimin onu dövdüğü geceden lafı açtım. Bana intikam alacağını söyledi ve kapatamadım işe." Ve beklediğim oldu. Gözlerinden art arda iki damla firar etti ama Gül yanağını nemlendiren damlaların farkında değildi. Elleriyle ve mimikleriyle kendini aklamaya, kanıtlamaya çalışıyordu. Özür dilemenin aklının ucundan bile geçmediğini adım kadar iyi biliyordum.
Kötü bir niyeti olmadığının da farkındaydım ama izlediği yol yanlıştı işte. Neden yanlışını kabullenmek yerine zora koşuyordu ki? Hayatta kim yanlış yapmadan büyümüştü ki Gül de büyüyecekti?
Devam etmesini beklemeden "Söyleseydin," dedim sert bir sesle. Sesimin tonunu ayarlamak için bir çabaya girmeme gerek yoktu, Gül'e yeterince sinirliydim zaten. "Bana söylemesen bile abine söyleseydin." Başını iki yana salladı. Sol elinin tersiyle özensizce yanağındaki damlayı sildi. Hemen yerini başka bir damla doldurdu, onu silmedi. "Abime söyleseydim olay çıkardı, ben de yavaş yavaş güvenini kazanmıştım Umut'un. İkna ederim, diye düşündüm." Heyecanla yerinde dikleşip bana biraz daha yaklaştı. Yine de aramızdaki mesafe kapanmadı. Benden şu anda çekindigini biliyordum.
Demek ki, saygısını kazanabilmem için suratsız olmam gerekiyordu.
"Ettim de," dedi heyecanla. "Bana sokak serserileri bulaştı demişti, ben de bir şekilde onun için endişelenmişim gibi konuştum ve sonunda tamam dedi." Benden bir tepki beklediğini fark edince haklı olduğumu düşündüğüm bir soru sordum. "Emin olduktan sonra kapatabilirdin Gül. Niye kapatmadın? Niye uzattın?" dedim sert bir sesle. "İki ay beklemene gerek yoktu. Söyledim, yine söylüyorum. En başından, intikam diye direttiği an abinle paylaşmalıydın. Sen farkında değilsin belki ama bu lisedeki kavgalara benzemiyor. Şansımıza bugün bize bir şey olmadı belki ama olabilirdi. Yalnızca bize değil, sana da olabilirdi. Sana da zarar verebilirdi."
Gözlerini kucağında birleştirdiği ellerine indirdi. "Haklısın," dedi mahçup bir sesle. "Haklısın ama bu konuşmalardan kısa bir süre sonra siz evlenmeye karar vermiştiniz. Son bir defa konuşup size zarar verip vermeyeceğinden emin oldum. Sonra da kapadım hemen. Bir daha da konuşmadım ki..." burnunu çekti. "Nerden anladı onu bile bilmiyorum. Yemin ederim."
Şu anda karşımda yirmi yaşında bir genç kız değil de yedi yaşında bir kız çocuğu varmış gibiydi. Bir yandan kollarımı etrafına sarmak, bizim iyiliğimiz için bir şekilde kendini tehlikeye attığı için teşekkür etmek istiyordum ama öte yandan da eğer onu hemen affedersem bu yanlışlar silsilesinin bir devamı olacağını biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
General FictionBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...