Bölüm 47

78.9K 3.7K 650
                                    

Kalbim hâla göğüs kafesimin içinde miydi yoksa çoktan beni terk edip bana üstten üstten bakan adamın göğsüne mi yerleşmişti?

Otuz iki diş sırıtmak, kollarımı sevdiğim adam için aralayıp ona kocaman sarılmak istesem de babamın bakışlarının üzerimizde olmasından ötürü yalnızca tebessüm edebildim. Dudaklarımı birbirine bastırmadan hemen önce Devran çarşafı üzerime örttü ve yeniden babamın yanına oturdu. Bana söylediklerini babamın duymadığını bilsem de tahmin edilmesi zor bir şey olmadığı içindi bu tavrım.

Şaka gibiydi ama tüm gerçekliğiyle karşımdaydı. Evleniyorduk!

Dudaklarını ilk alnıma bastırdığından beri ben onundum o da benim ama şimdi bunu herkese duyurma kararı almıştık. Artık her günüm onunla bitecek, gecem onun varlığıyla birlikte gün olacaktı. Her karanlığım onun varlığıyla aydınlığa kavuşacaktı ve bunu bilmek heyecan dolu bir yolculuğa çıkmak demekti.

Devran arkasına yaslanırken gözlerimiz birbirine tutunmuş vaziyetteydi. Sanki üstünde büyük bir yük varmış da ondan kurtulmuş gibiydi, huzurlu gözüküyordu ve bu huzurunun bulaşıcı olduğu kesindi. "Peki tüm hazırlıkları yetiştirebilecek misiniz?" Babamın sesiyle gözlerimiz ayrıldı ama yüreklerimiz sımsıkı birbirine tutunmuş vaziyetteydiler ve tüm kalbimle inanıyordum ki bir daha ayrılmayacaklardı.

Devran, gözlerindeki ışıltıyı söndürmeden babama dönse de yüzünde mermer gibi sert bir ifade vardı. Biliyordum ki babamı ciddiye aldığını göstermek için bu yüz ifadesini kullanıyordu. O da en az benim kadar mutluydu, bunu belli etmekten çekinmiyordu. "Endişeniz olmasın, hepsini halledeceğim." Ben Devran'a nasıl güveniyorsam babam da aynı şekilde güveniyordu. Babam olumlu anlamda başını sallayıp ağır çekimdeymiş gibi, büyük bir yavaşlıkla ayağı kalktı. "Betül'ün içinde en ufak bir uktenin bile kalmamasını sağlayacağımdan şüpheniz olmasın."

Babam dalgınca pencerenin önüne geçti ve konuşmadan dışarıyı seyretti. Eskiden olsa babaların kızları evlenirken ki tutumunu abartı bulurdum, yalan değil. Lâkin insan bu senaryonun içerisinde olunca işin boyutu da değişiyordu. Her ne kadar mutlu olsam da babamın bu dalgınlığını görünce içimde bir ateş yandı ve beni az az da olsa içten içe yakmaya başladı.

Odaya sessizlik hakim olsa da çok kısa bir süre sonra annem ve Gülnur teyze konuşmaya başlamışlardı. Gülnur teyze ayaklanmadan önce konuştu. "Bu konular ayak üstü konuşulacak konular değil, en iyisi Betül hastahaneden çıktıktan sonra ailecek oturup konuşmak." Her şeyin hastahaneden çıkmama bağlı olması beni daha beter heyecanlandırdı. Bir yanım hemen iyileşip ayağı kalkmak istese de diğer tarafım bu günlerin değerini bilmem gerektiğini söylüyordu. Sonuçta bir kere evlenecektim, aceleye gelmesini istemiyordum.

Annem Gülnur teyzeyi onaylayınca bu kısa sohbet sona ermiş oldu. Gülnur teyze Devran'a kısaca bakıp yanıma ilerledi. İlk önce elinin tersini alnıma koydu, ateşimi ölçtüğü bariz belliydi. Ateşimin olmadığına kanaat getirmiş olmalıydı ki elini alnımdan başımın üstüne sürükledi, anaç bir tavırla saçlarımı okşarken "Artık biz gidelim, sen de rahatça uyu kızım," dedi. Her ne kadar Devran'ın yanımdan ayrılmasını istemesem de başımı olumlu anlamda salladım. İçten bir şekilde gülümseyip "Yarın için istediğin bir şey var mı kızım?" diye sordu.

Annemin ne tepki vereceğini kestiremesem de ona kısaca bakıp Gülnur teyzeye ithafen "Teşekkür ederim ama yok anne," dedim. Bizi izleyen annemin duraksadığını bildiğim gibi hâla dışarıyı seyreden babamın da duraksadığını biliyordum. Yine de annemin üzerimde olduğunu bildiğim bakışlarına karşılık vermemeyi seçtim. Onun yerine gözlerimi sevdiğim adama çevirdim.

Dirseğini koltuğun kolçağına yaslamıştı, tebbessüm ettiği için dudakları gerilmişti ve baş parmağı dudağının altındaki kirli sakallarda dolaşıyordu. Ona, yardım isteyerek bakınca bunu hemen anladı, anında ayağı kalkarak yanıma adımladı. Sertçe yutkundum, annemin ya da babamın bana sözlü olarak bir şey demeyeceklerini bilsem de onlara bakmaktan çekindim. "Hadi anne," dedi Devran. Son kelimesinin üzerinde durduğunu fark ettim. "Gidelim de Betül de dinlensin."

Başı Yok Sonu ÇokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin