Bölüme geçmeden önce bir şey belirtmek istiyorum. Çocukların isimlerini belirledim, bölümde de geçiyor. Sizden isim istemiştim, hatırlarsınız. Sizin söylediklerinizden seçtim çünkü sizin de izinizin olmasını istedim. Ayrıca farklı yorumlardan seçtim. Gönül isterdi ki hepsini koyabileyim ama malum mümkün değildi:(
Umarım bana kırılanınız olmaz...Eksik bir şey varsa lütfen belirtin.
Finale yaraşır oy ve yorumu da görürüm bence ;))
Keyifli okumalar♡♡
Bölüm 82 - Final 🥀
♧♧
İzlediğim sabah kuşağı programı artık beni o kadar sıkmıştı ki, neredeyse oturduğum yerde sıkıntıdan doğuracaktım. Gözlerim hala ekrandayken oflayarak ellerimi koltukta gezdirmeye başladım. Amacım kumandayı almak ve basit bir şekilde kanalı değiştirmek olsa da buna başaramadım çünkü kumanda yemin ederim ki bıraktığım yerde değildi. Bu kumandaların ayağı yoksa ben de bir şey bilmiyordum!
Oturduğum koltuğu taradım lâkin kumanda tam olarak orta sehpanın oturduğum yerden ulaşamayacağım ucundaydı. Dudaklarım ümitsiz bir şekilde büküldü. Normal bir insan, yani karnı burnunda olmayan bir insan rahatlıkla ulaşabilirdi ama benim ulaşmam için ilk önce doğurmam gerekiyordu. Artık hamileliğin son demlerini yaşıyordum.
Aslında tam olarak haftam doğmamıştı tek bebeklerde kırk ikinci haftaya kadar uzayabiliyordu lâkin ikizlerde otuz yedinci hafta normal sayılıyordu. Biz ise otuz beşinci haftaya yarın girecektik. Doktorumuz Nigar hanım bundan sonrasında hazırlıklı olmamız gerektiğini söylemişti. Biz de öyle yaptık, dün gece Devran'ın yardımı ile birlikte bavulumuzu hazırlamıştık.
Artık çocuklarımıza kavuşmamız an meselesiydi.
İçli bir nefes aldım. Onları artık kucağıma almak ve annemin tabiri ile cennet kokularını ciğerlerime depolamak istiyordum. Gözlerim dolmak üzereydi. Hamileliğim hep duygusaldı ama son haftalar bambaşkaydı. Artık çocuklu bir aile oluyorduk.
Daha fazla düşünürsem ağlayacağımı bildiğim için yeniden televizyona odaklandım ama izlenebilecek gibi değildi. Cidden, nasıl bunlar hâlâ izleniyordu ve yayındaydı? Gözlerim yeniden kumandaya düştü. Kanalı değiştirmek bile gelmiyordu içimden. Canım sıkılmıştı ve şu anda görmek istediğim tek şey sevdiğim adamdı.
Devran üç gün önce Tan beyden aldığı izin ile birlikte evden çalışmaya başlamıştı. Doğumdan sonra ise duruma göre ya bir süre evden çalışmaya devam edecekti ya da ücretsiz izin kullanacaktı. Gerçi ben ikinci şıkka hiç ihtiyacımızın olacağını düşünmüyordum ama bu konu hakkında bir şey de söylememiştim. Neticede ben anneysem Devran da babaydı. Çocukları ile vakit geçirmek onun en büyük hakkıydı. Üstelik ona ihtiyacım olup olmayacağını ise şu an için tam olarak bilmiyordum, bu yüzden sessiz kalma hakkımı kullanmıştım.
Gözlerim önüne düşen adam ile "Devran," diye seslendim. Şükran teyze Devran'ın ricası ile sabah bize kahvaltı hazırlamış, ardından da akşam yemeğini hazırlayıp gitmişti. Sabah kahvaltısından beri Devran'ı görmemiştim. Biraz sessiz kaldım ama Devran'dan beklediğim cevap gelmedi. Ben de oturduğum koltuktan destek alarak ayağı kalktım ve çalışma odasına doğru yol aldım. Aslında yuvarlanarak gidebilecek konumdaydım çünkü karnım ikizlerin hakkını verecek şekilde büyümuştü. İstemsizce kıkırdadım.
O sırada aralık kapının önüne gelmiştim bile. Elimi kapı kulpuna yerleştirdim, Devran'ı görebileceğim kadar kapıyı aralayarak içeriye baktım. Camın önünde ayakta duruyordu. Bir eli kulağına dayadığı telefondayken diğeri eşorfmanın cebindeydi. Ciddi bir yüz ifadesi olsaydı hiç ses etmeden gidecektim ama yüzünde keyifli bir yüz ifadesi mevcuttu. Muhtemelen bir arkadaşı ile konuşuyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
General FictionBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...